Taşeronu ister PKK/PYD olsun ister IŞİD veya El Nusra olsun, Ankara’da yapılan terör saldırısı bir örgüt işi değil, bir istihbarat servisinin işidir.
Alanda çalışan uzmanlar örgütlerin kapasitelerini, saldırı biçimlerini, hatta hangi bombayı hangi teröristin imal ettiğine varıncaya kadar bilebilir. Bilinen terör örgütleri çoğunlukla sıkı markaj altında olduğu için böylesi sofistike eylemi yapmaları neredeyse imkansıza yakındır.
Türkiye’de son yıllarda AKP’nin yolsuzluklarını örtmek için güvenlik birimlerinin dağıtıldığı için çok büyük bir güvenlik zaafıyla karşı karşıya olduğumuz su götürmez bir gerçek. Ayrıca istihbaratın büyük oranda, istihbarat yeteneklerinden kuşku duyulan Hakan Fidan’ın yönetimindeki MİT’e bağlanarak büyük oranda yapısal bir istihbarat zaafının oluşturulduğu da gerçek. Tüm bu yapısal sorunlar yetmiyormuş gibi, terör ve istihbarat birimlerinin gerçek terör örgütleri dururken, gazetecilerin, twit atan çocukların, Erdoğan’ın düşmanlarının peşine takılıp meşgul edildiği, asli görevlerinin yaptırılmadığı da bir gerçek.
Bütün bunlara rağmen, mevcut yıkık dökük haliyle bile, eğer bu saldırı bir terör örgütünün saldırısı olsaydı istihbarat birimleri, hatta Hakan Fidan’ın yönetiminde iyice politize edilen ve istihbarat yetenekleri kurutulan MİT bile, bu saldırıyı önleyebilirdi. Çünkü bu saldırı, ortaya çıkan ayıntılara bakılacak olursa, çok büyük bir networku ilgilendiren, çok kapsamlı ön hazırlık ve çalışmalar gerektiren bir organizasyon gerektiriyor.