İSTANBUL Baro Başkanı Ümit Kocasakal yeni bir anayasanın Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını belirterek, “Anayasa diyor ki; hiç kimse anayasadan kaynaklanmayan bir devlet yetkisini kullanamaz. O zaman yeni anayasa yapmanın bu anayasada bir dayanağının olması gerekir. Var mı? Yok. İlk 3 maddenin içini boşaltmayacak şekilde değiştirilebileceğini söylüyor. Dolayısı ile hukuken de yeni bir anayasa yapma hakkınız, yetkiniz bulunmuyor. Yeni bir anayasa yapamazsınız” dedi.
Genişletilmiş Marmara ve Ege Baro Başkanları Toplantısı, Kocaeli’nin Başiskele İlçesi’nde bulunan bir otelde düzenlendi. Gazetecilerin yeni anayasa çalışmalarını cevaplayan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal yeni bir anayasaya ihtiyaç olmadığını belirtti. Kocasakal, “Bunların hepsi yapay tartışmalar. Bu bir zihniyet sorunu. Mevcut varolan anayasayı acaba gerektiği gibi uyguluyor musunuz ki yeni bir anayasadan bahsediyorsunuz? Örneğin, bu anayasa hiç kimseye sen toplanamazsın, yürüyemezsin, sesini çıkaramazsın demiyor ki? Bu anayasa hiçbir biçimde bu haklarını kullanan vatandaşın üzerine gaz sıkın, copla yürüyün demiyor ki. Tam tersi bu anayasa herkesin önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olduğunu söylüyor. Yani şunu demek istiyorum; bu anayasayı eğer siz layığı ile uygularsanız hak ve özgürlükler penceresinden bakıp da ona göre yorumlarsanız, yeni bir anayasaya filan ihtiyacınız yok. Bu bir. Ki daha demokratik bir anayasa, daha demokratik bir Türkiye talebinde bulunanların bu konudaki uygulamalarının ne olduğunun sorgulanması gerekir. Yani adli sicillerinin bir anlamda temiz olması gerekir ki, değil” diye konuştu.
YENİ BİR ANAYASA YAPAMAZSINIZ
Kocasakal yeni bir anayasa yapılamayacağını açıklayarak, “İkincisi, Türkiye’nin yeni bir anayasa yapma konusunda bir objektif altyapısı veya bu yönde gerçek anlamda bir talep filan yok. Bu yeni anayasa talebi aslında bir tek adam idaresine Türkiye’yi nasıl götürebilirizin veya sürekli dillendirilen öz yönetim, federasyon gibi düşüncelerin hayata geçirilmesi için ihtiyaç duyulan bir şey. Bu ihtiyaç da ülkenin ihtiyacı değil. Kimler bu planı yapıyorsa ki bunun adına somut olarak emperyalizm diyebiliriz, onların talebidir. Üçüncüsü, bu anayasa diyor ki; hiç kimse anayasadan kaynaklanmayan bir devlet yetkisini kullanamaz. O zaman yeni anayasa yapmanın bu anayasada bir dayanağının olması gerekir. Var mı? Yok. 176’ncı madde anayasanın değiştirilemez maddeleri dışındaki ve orada yapacağınız değişikliklerle de ilk 3 maddenin içini boşaltmayacak şekilde değiştirilebileceğini söylüyor. Dolayısı ile hukuken de yeni bir anayasa yapma hakkınız, yetkiniz bulunmuyor. Dolayısı ile yapılamaz bir şeyden bahsediyoruz. Anayasa dışı süreç ve talepten bahsediyoruz. Yeni bir anayasa yapamazsınız” dedi.
UYMAYACAĞINIZ ŞEYİ NİYE YAPACAKSINIZ
Anayasanın herkesin siyasi görüşüne göre istediği gibi oynayabileceği bir alan olmadığını söyleyen Kocasakal, şöyle devam etti:
“Anayasa bir ülkenin temel rejimini, çatısını belirleyen bir yapı. Bu öyle herkesin kendi siyasi görüşüne göre istediği gibi oynayabileceği bir alan değil ve burada anayasa yapmaktan bahseden zihniyetin, öncelikle anayasaya uyması ve saygı duyması gerekir. Yani siz anayasaya uymayacaksanız, istediğiniz gibi ‘onu tanımıyorum’ diyebilecekseniz, ‘saygı duymuyorum’ diyebilecekseniz yeni bir anayasa yapmanın anlamı ne. Uymayacağınız şeyi niye yapacaksınız ki? Buna uyulmasının en büyük teminatı yargıdır.
TÜRKİYE’NİN İHTİYACI HUKUKA SAYGILI OLMAK
Diktatörlükle, demokrasiyi ayıran şey nasıl iş başına geldiğiniz veya sandık değildir. Diktatörler de sandıkla işbaşına gelebilir, tarih bunu gösterdi. Ayırıcı şey demokrasinin bir denetim rejimi olması, cumhurbaşkanı, başbakan, yasama dahil herkesin belirli kurallarla kısıtlı ve sınırlı olmasıdır. Hal böyle olunca mesela o anlamda Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımamak, saygı duymamak gibi bir şey söz konusu olamaz. Kaldı ki anayasaya ve hukuka uygun davranacağına eğer yemin ettiyse cumhurbaşkanı, 103’üncü maddeye göre ve 104’üncü madde de ilk görev anayasayı uygulanmasını gözetmekse, ‘ben bu anayasayı tanımıyorum’ demek gibi bir yetkiye hakka sahip değilsiniz demektir. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey yeni bir anayasa olmaktan ziyade hukuka saygılı olmak, yargının Türk milleti adına karar verdiği gerçeğini bir an önce anlamak. ‘Ben yargı kararını tanımıyorum’ demek, aslında ben milleti tanımıyorum demektir. Niye? çünkü anayasanın 9’uncu maddesine göre yargı, Türk milleti adına karar verir. O kürsüde gördüğünüz tek bir hakim bile olsa o tek hakim 78 milyon insanı temsil ediyor çünkü. Dolayısı ile bunları bir kere kabul etmemiz lazım. Yargı denetimini, hukuk ilkelerini denetimi kabullenmek, içselleştirmek gerekir. Türkiye’nin sorunu budur.”
SANDIK FETİŞİZMİNE YOL AÇMIŞIZ
Kocasakal hukuk devletinin tesis edilmesi gerektiğini ifade ederek konuşmasını şöyle tamamladı:
“Meclisin sadece yasama yetkisi vardır. Bir anayasama yetkisi vermiyor anayasa, meclise hiçbir şekilde. Ve meclis de ne kadar Türk milleti adına yetki kullanıyorsa, yargı da o kadar Türk milleti adına yetki kullanıyor. Biz bunları hep birbirine karıştırmışız. Bir sandık fetişizmine yol açmışız. Yani milli irade vesaire, hayır milli egemenlik var. Milli egemenlik devredilen birşey değil. İşte o millete ait olan egemenliği millet kuvvetler ayrılığı kapsamında 3 kuvvete dağıtmış durumda. Bizim bunları anlatmamız ve hukuk devletini tesis etmemiz gerekir.”
Genişletilmiş Marmara ve Ege Baro Başkanları Toplantısı, Kocaeli’nin Başiskele İlçesi’nde bulunan bir otelde düzenlendi. Gazetecilerin yeni anayasa çalışmalarını cevaplayan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal yeni bir anayasaya ihtiyaç olmadığını belirtti. Kocasakal, “Bunların hepsi yapay tartışmalar. Bu bir zihniyet sorunu. Mevcut varolan anayasayı acaba gerektiği gibi uyguluyor musunuz ki yeni bir anayasadan bahsediyorsunuz? Örneğin, bu anayasa hiç kimseye sen toplanamazsın, yürüyemezsin, sesini çıkaramazsın demiyor ki? Bu anayasa hiçbir biçimde bu haklarını kullanan vatandaşın üzerine gaz sıkın, copla yürüyün demiyor ki. Tam tersi bu anayasa herkesin önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olduğunu söylüyor. Yani şunu demek istiyorum; bu anayasayı eğer siz layığı ile uygularsanız hak ve özgürlükler penceresinden bakıp da ona göre yorumlarsanız, yeni bir anayasaya filan ihtiyacınız yok. Bu bir. Ki daha demokratik bir anayasa, daha demokratik bir Türkiye talebinde bulunanların bu konudaki uygulamalarının ne olduğunun sorgulanması gerekir. Yani adli sicillerinin bir anlamda temiz olması gerekir ki, değil” diye konuştu.
YENİ BİR ANAYASA YAPAMAZSINIZ
Kocasakal yeni bir anayasa yapılamayacağını açıklayarak, “İkincisi, Türkiye’nin yeni bir anayasa yapma konusunda bir objektif altyapısı veya bu yönde gerçek anlamda bir talep filan yok. Bu yeni anayasa talebi aslında bir tek adam idaresine Türkiye’yi nasıl götürebilirizin veya sürekli dillendirilen öz yönetim, federasyon gibi düşüncelerin hayata geçirilmesi için ihtiyaç duyulan bir şey. Bu ihtiyaç da ülkenin ihtiyacı değil. Kimler bu planı yapıyorsa ki bunun adına somut olarak emperyalizm diyebiliriz, onların talebidir. Üçüncüsü, bu anayasa diyor ki; hiç kimse anayasadan kaynaklanmayan bir devlet yetkisini kullanamaz. O zaman yeni anayasa yapmanın bu anayasada bir dayanağının olması gerekir. Var mı? Yok. 176’ncı madde anayasanın değiştirilemez maddeleri dışındaki ve orada yapacağınız değişikliklerle de ilk 3 maddenin içini boşaltmayacak şekilde değiştirilebileceğini söylüyor. Dolayısı ile hukuken de yeni bir anayasa yapma hakkınız, yetkiniz bulunmuyor. Dolayısı ile yapılamaz bir şeyden bahsediyoruz. Anayasa dışı süreç ve talepten bahsediyoruz. Yeni bir anayasa yapamazsınız” dedi.
UYMAYACAĞINIZ ŞEYİ NİYE YAPACAKSINIZ
Anayasanın herkesin siyasi görüşüne göre istediği gibi oynayabileceği bir alan olmadığını söyleyen Kocasakal, şöyle devam etti:
“Anayasa bir ülkenin temel rejimini, çatısını belirleyen bir yapı. Bu öyle herkesin kendi siyasi görüşüne göre istediği gibi oynayabileceği bir alan değil ve burada anayasa yapmaktan bahseden zihniyetin, öncelikle anayasaya uyması ve saygı duyması gerekir. Yani siz anayasaya uymayacaksanız, istediğiniz gibi ‘onu tanımıyorum’ diyebilecekseniz, ‘saygı duymuyorum’ diyebilecekseniz yeni bir anayasa yapmanın anlamı ne. Uymayacağınız şeyi niye yapacaksınız ki? Buna uyulmasının en büyük teminatı yargıdır.
TÜRKİYE’NİN İHTİYACI HUKUKA SAYGILI OLMAK
Diktatörlükle, demokrasiyi ayıran şey nasıl iş başına geldiğiniz veya sandık değildir. Diktatörler de sandıkla işbaşına gelebilir, tarih bunu gösterdi. Ayırıcı şey demokrasinin bir denetim rejimi olması, cumhurbaşkanı, başbakan, yasama dahil herkesin belirli kurallarla kısıtlı ve sınırlı olmasıdır. Hal böyle olunca mesela o anlamda Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımamak, saygı duymamak gibi bir şey söz konusu olamaz. Kaldı ki anayasaya ve hukuka uygun davranacağına eğer yemin ettiyse cumhurbaşkanı, 103’üncü maddeye göre ve 104’üncü madde de ilk görev anayasayı uygulanmasını gözetmekse, ‘ben bu anayasayı tanımıyorum’ demek gibi bir yetkiye hakka sahip değilsiniz demektir. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey yeni bir anayasa olmaktan ziyade hukuka saygılı olmak, yargının Türk milleti adına karar verdiği gerçeğini bir an önce anlamak. ‘Ben yargı kararını tanımıyorum’ demek, aslında ben milleti tanımıyorum demektir. Niye? çünkü anayasanın 9’uncu maddesine göre yargı, Türk milleti adına karar verir. O kürsüde gördüğünüz tek bir hakim bile olsa o tek hakim 78 milyon insanı temsil ediyor çünkü. Dolayısı ile bunları bir kere kabul etmemiz lazım. Yargı denetimini, hukuk ilkelerini denetimi kabullenmek, içselleştirmek gerekir. Türkiye’nin sorunu budur.”
SANDIK FETİŞİZMİNE YOL AÇMIŞIZ
Kocasakal hukuk devletinin tesis edilmesi gerektiğini ifade ederek konuşmasını şöyle tamamladı:
“Meclisin sadece yasama yetkisi vardır. Bir anayasama yetkisi vermiyor anayasa, meclise hiçbir şekilde. Ve meclis de ne kadar Türk milleti adına yetki kullanıyorsa, yargı da o kadar Türk milleti adına yetki kullanıyor. Biz bunları hep birbirine karıştırmışız. Bir sandık fetişizmine yol açmışız. Yani milli irade vesaire, hayır milli egemenlik var. Milli egemenlik devredilen birşey değil. İşte o millete ait olan egemenliği millet kuvvetler ayrılığı kapsamında 3 kuvvete dağıtmış durumda. Bizim bunları anlatmamız ve hukuk devletini tesis etmemiz gerekir.”
http://www.sozcu.com.tr/mobil/home/detay?post_id=1122626