Yasa ile Türkiye’deki zeytinlik alanların yarısı bu vasıftan çıkarılırken, bir benzer uygulamanın mera alanları için de yapıldığı ortaya çıktı. Torba Yasa’nın 115. maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına, “(ı) İlgili belediye sınırları içerisinde alternatif alan bulunmaması şartıyla Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı olarak ilan edilen,” bendi eklendi. Böylece, mera vasfı taşıyan alanların kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak açıklanarak imara açılmasına imkan sağlanacak. Mera alanlarıyla ilgili yapılan düzenlemenin rant odaklı olduğunu söyleyen MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, bu madde ile mera alanlarının kanunla imara, yapılaşmaya açıldığını söyledi.
Torba Kanun’un 115. maddesi ile istenilen mera alanının kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilerek imara açılmasına imkân tanındığını vurgulayan Milletvekili Yılmaz, “Bu tür maddeler bir takım özel istek ve taleplere göre geldi Torba Kanunu’na. Mesela Torba Kanunu’nun 95. maddesinde Milli Parklar, tabiat alanlarıyla ilgili bir madde getirdiler. Orada da özellikle İstanbul’daki park, ormanları belli bir şarta vermişler, orada bungalov tipi evlerin, zaten projeleri falan yapıldı, mesela ona yasal dayanak hazırlamak için burada 95. madde olarak Torba Kanunu’na koydular. Burada da Mera Kanunu’nu bu şekilde getiriliyor. Bunun altında da yine kesinlikle bir rant var. Belli bir alanı bir yandaş sermaye grubuna, firmaya imara açarak bir rant sağlanacak, bu net.” diye konuştu.
“MERALARIN İMARA AÇILMASI HAYVANCILIĞI ÖLDÜRÜR”
Meraların hayvancılığın en önemli kaba yem kaynağı olduğunu söyleyen Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüştü Hatipoğlu da torba yasadaki kanuna tepki gösterdi. Türkiye’de 1950’li yıllarda toplam mera alanının 50 milyon hektar civarında olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hatipoğlu, bu rakamın bugün 14.6 milyon hektara kadar düştüğünü anlattı. 1960’lı yıllarda 10 milyon hektar mera arazisinin tarla arazisi haline getirildiğini ifade eden Hatipoğlu, 1980’li yıllara gelindiğinde ise birçok köyün belediyelik haline getirildiğini, belediyelerin de birçok merayı konut alanı olarak ilan edip beton yığını haline getirdiğini vurguladı.
Bu tür uygulamaları yapanların hayvancılığı mahvettiklerinin farkında olmadığını ileri süren Hatipoğlu, “Meraların önce tarım alanı haline getirilmesi, şimdi de imara açılması zaten gerilemiş olan hayvancılığı daha büyük sekteye uğratacak. Hayvancılık perişan olacak. Üretimde maliyet artacak. Yani etin kilosunu meralar ile 15 TL’ye mal ederken, meraların katledilmesiyle ahırda hayvanlık yapılmaya başlanacak ve etin kilosu 100 TL’ye mal edilecek. Bu hatadan dönülmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
kaynak: milliyet.com.tr