Sınırlar, kaçakçılar, sınır karakolları, güvenlik ve asker-devlet ilişkisi üzerine..
Şehit haberleri alıyoruz, çaresiz bir şekilde “yanlış olan ne, ne yapabiliriz” diye düşünüyoruz. Terör konusunda tecrübesi olan isimlere kulak vermek muhakkak ki kayıplarımızı azaltabilir. Bugün Sn. Pamukoğlu’nun “Unutulanlar Dışında Bir Şey Yok” isimli kitabında sınır karakolları ve kaçakçılar konusundaki fikirlerini gündeme getiriyoruz. Sorun sadece karşıdakinin hain olmasından kaynaklanmıyor. Sn. Pamukoğlu’nun çeşitli kereler dile getirdiği üzere “Bu konunun bu kadar uzamasında asıl etken siyasi irade” diye düşündüğünü de biliyoruz.
Kitaptan alıntı:
“Kaçakçı önünde karakolun durduğu vadiyi kullanır mı? Kaçakçı denen adam önce uyanık, sonra kelle koltukta bir adam. Farz edelim, üniformalı silahlı bir gücün bir coğrafyada nerede konuşlanması gerektiğinde en basit mülahazaraları da dikkate almadılar. Kaçakçıların kullanması muhtemel yollara bina yaparak da kaçakçılara mani olunamaz ki. Onlar mutlaka farklı yollar ve izler takip edeceklerdir. Bir karakolu, asırlardan beri insanlar nasıl kaleleri en yüksek yerlere kurdularsa ya öyle yapacaksınız, ya da çevresinde ateş ve gözetleme için en az 400-500 metre açık ve düz alan olan bir yere kuracaksınız. Ben kaç kere helikopterde iken Irak ve İran sınırında kaçakçı katır kolları gördüm. Hepsi de; en zor, en geçilmez sanılan dağların üzerindeydiler. Sonra bunların getirip götürdükleri ne? Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmez. Böyle uyduruk şeylerin ekonomiye filan etkisi olduğu sanılıyorsa, bunu da anlamak mümkün değil. Sonuç olarak karakollar hiç bir şeyin çaresi olmadığı gibi, mevcut yerleri de başımızın belası. Her şey seyyar, hareketli, yer değiştirici olmak zorunda. Gayri nizami harp koşullarını taşıyan harekat alanlarında sabit olan ve duran her şey ölüme daha yakındır. Hakkari’de jandarma mevcudu 9000, Dağ ve Komando Tugayı ise 5000 asker, batıdan gelen taburlar ise ancak kendine yeterli. Şunun için arz ediyorum. Tugayda verebilecek sahra teçhizatı yok. Olsa: Bütün karakollara, gene sınır bölgelerinde sorumluluk verip, ama sabit olmayan üsler kurarak , arazide en yüksek yerlere çıkarmak istiyorum. Bunun için planlar dahi hazırladık ama tugay olarak gücümün yetmesi mümkün değil” dedim.
Sn. Pamukoğlu “Bir terör bakanlığı kurulmalıdır” dedi. Bu konuda hükümetin olumlu, ya da olumsuz bir fikir beyan ettiğini duymadık.
Her bir kayıp can üzerimize müthiş bir hüzün bırakıyor. Akıllı politikalarla terör konusunun sona erdirilmesi ve hükumetin ortaya bir siyasi irade koyabilmesi beklentisi ile..
