Halkın memnun olmadığı bir sürü olay oluyor. Çevre, eğitim, ekonomi, tarım, hayvancılık, v.s. gibi alanlarda.
Bu konulardaki haberler medyada bir haber olarak gündeme geliyor, en fazla 2-3 gün sürüyor. Sonra yeni haberler gazete sütunlarında yerini alıyor. (Bu gündemden kaybolmayı ve unutulmayı önlemek için Anadolu ve Rumeli Medya içeriği eşit ağırlıklı konu başlılarından oluşturuldu)
Olumlu haberler hiç yok denecek kadar az. Bazı sporcularımızın uluslararası alanda madalya almaları, bilim-ilim dalında başarılar ender de olsa karşımıza geliyor, büyük bir mutlulukla paylaşıyoruz. Ancak onlar da 2-3 gün sonra unutuluyor, çünkü yeterince önem verilmiyor, ön plana getirilmiyorlar.
Bir diğer olumlu olarak görülen haberler askerlerimizin güneydoğuda mücadelesindeki durum. Ancak oradan da şehit haberleri geldiği için halk olarak endişe içindeyiz.
Gazete başlıklarında “ya başkanlık, ya kaos” ifadelerini görüyoruz. Aradan bir süre geçiyor, gene aynı başlıkları görüyoruz.
Ortada bir yeni anayasa lafı dolaşıyor. Hukukçular, düşünce insanları bir araya geliyor, halkı aydınlatma girişimine başlıyorlar. Aslında bu bir saldırıya karşı savunma. Çünkü durup dururken yeni anayasa diye bir lafı ortaya atmak hukukçuların ifadelerine göre müebbetlik suç. Bu konuda çoğu medyada, ve bu sütunda da, epey yazı yayınlandı.
Olayların hepsi bir tek hedef için oluyor. Yeni anayasa ve başkanlık. Bunun için de birilerinin bir zaman planı işliyor. Zaman geçiyor, olaylarla dolu olarak. İnsanlar öfkeleniyor, bir takım aktiviteler yapıyorlar, yürüyorlar, ama bütün bunların neye faydası var?
Çünkü seçime doğru giden bir zaman yolunda yürünüyor, ve seçim sistemi güvenilmez. Kısaca hileli. Bunu defalarca bu konuda görevli personel de dahil olmak üzere insanlar söyledi.
Seçim yazılımını değiştirmezseniz, ne yaparsanız yapın, boşuna.
Sadece zamanınızı olaylar ile doldurmuş olursunuz belirlenmiş bir süreye kadar. Chp elindeki yazılımı da teklif ederek bu konuda harekete geçmek zorundadır. Seçmeni onu zorlamak zorundadır. Belki Mhp de bir sürpriz yapar ve bu konuda aktif olur.
Tekrar söylüyorum: Bu konuya el atmazsanız, ne yaparsanız yapın, boş!
Seçimlerden sonra bu konuda yazı yazıp da, bu sıralar bunu gündeme getirmeyen gazeteler de, iddialarının arkasında durduklarını göstermek durumundadırlar. Önlemi önceden alacaksınız, sonradan değil.
Bu konuyu bu şekilde değerlendirmeyi düşünmeden “%49 koyun” deyip işin içinden çıktığını düşünenler, ileride, çok kişiden son zamanlarda duyduğumuz gibi, “kandırıldık” derken bulabilirler kendilerini.
