Her Türk asker doğar, tamam.
Şehitler ölmez, vatan bölünmez, tamam.
Şanlı Türk ordusu.., tamam.
Ama bir şey eksik. Bir yerde bir hata var.
Amerika, İsrail, Almanya gibi ülkeler vatandaşlarını uyardılar, Türkiye’ye gitmeyin, oradaysanız da geri dönün dediler.
Bugün haberlerde “büyük bir saldırının beklendiği, adı geçen ülkelerin uyarılarını bu nedenle yaptıkları” yazıyor, yani bu ülkede her yerde, hepimiz tehlikedeyiz. (bkz. Haberler)
Pkk ile savaşında kendisiyle beraber olanların Efsane adını taktığı Em. Tümgeneral Osman Pamukoğlu “Yüksekova diğer yerlere benzemez, her yerden ikmal alabiliyorlar orada” dedi.
“Pkk ile savaşmak için nizami olmayan harp birlikleri eğiteceğim. Onları da bu yöreye yabancı olmayan gençlerden seçeceğim” dedi ayrıca Sn. Pamukoğlu.
Aktif ordumuz ne yapacağını muhakkak en iyi şekilde biliyordur ama, gayri nizami usul harp tecrübesi de başlı başına bir konudur. Ülke kendi kaynak akıttığı, eğittiği, personelinden yararlanmıyorsa, bu bir kayıptır. Tarihimizde gayri nizami harp tecrübesi olan diğer bir değerli kişi de Enver Paşa’dır. Makedonya dağlarında halkın yaşamını tehdit eden ayrılıkçı güçlere karşı yoğun bir mücadele yürütmüştü. (bkz. Şevket Süreyya Aydemir, “Enver Paşa, Cilt 1”)
Haberlerde şehit sayısının yüksek olmasının nedenleri sayılırken operasyon izni vermeyen valilerden, asker ve polisin birlikte hareket etmesinin kurallarını belirleyen Emasya protokolünün Akp tarafından bozulması, GES’in (istihbarat sistemi) ordudan alınması ve muhtemelen şu anda pek aktif kullanılamaması gibi durumlar belirtiliyor.
Savaşan asker ve polise gerekli teçhizatın sağlanmadığı şeklinde duyumlar var. Bunun son örneği 7 kişinin öldüğü bugünkü saldırıda kullanılmış olduğu görülen “zırhlı” otobüs.
Bu kadar problem varken, asker bu güneydoğu bataklığına yönlenmek durumunda kaldı. Ama her yerde bir problem olması, ve de bu problemlerin birbiri ile bağlılığı, buna tek elden bir çözüm gerektiriyor gibi duruyor. Yani kumaşın neresi yırtılırsa oraya yama yapmak değil, sağlam bir kumaştan yeni bir giysi üretmek gibi, çünkü aynı tür tabirle, ortam artık dikiş tutmuyor.
Durum zaten bilinirken, yazmanın ne faydası var diye düşünebiliriz, ama şehit veriyoruz. Bu nedenle, yurdun her yerinde ve hemen, radikal önlemler almak gerektiği gittikçe daha net görülüyor.
Uzmanlar tarafından da açıkça ifade edildiği üzere, çoğu kişiyi şehit vermemizin en önemli nedenlerinin başında, hükümet, valiler ve ordu arasındaki bağlantı bozukluğu geliyor. Daha bugün haberlerde Mardin valisinin harekata katılan güvenlik güçlerini açık ettiği bilgisi vardı mesela.
Okulda bir hocamız “problemi doğru tanımlamak, çözümün yarısıdır” derdi.
Diğer yarısının ilk adımı sizce ne olmalı?
armd
