Nüfus bilgileri çalındı. İnternete yüklendi. 50 milyon kişinin.
Bu olağan bir durum değildir. Bu hükümetleri durdukları yerden bambaşka yerlere götürecek büyüklükte bir depremdir.
Denizcilik, Ulaştırma ve Habercilik Bakanı Binali Yıldırım “bu bilgiler partilere seçim için verilen bilgilerdir, oradan sızdırıldı” dedi. (bkz. Haberler)
Partilere seçim için verilen bilgiler ne demek?
İstanbul’da 20 milyon kişi var, isimleri, adresleri budur mu deniyor?
Bursa’da 10 milyon kişi var, onlar isim isim, geçen seçimlerde şu, bu partilere oy verdiler mi deniyor?
Partilere verilen (isim, adres içeren) bilgiler diye bir şey olamaz.
Ama Yüksek Seçim Kurulu’nda bu bilgiler var.
Akla yakın tek seçenek de bu bilgilerin buradan sızdığı ya da sızdırıldığı.
Son birkaç seçim boyunca YSK devamlı soru işaretli işlere imza attı. Bunlar tahmin değil, bir çok kişi ne şekilde oy kaçırdıklarını, Akp’lilerin seçim sonuçlarını bilgisayara girdiğini anlattı.
Seçim yazılımı baştan sona şaibeli , bunu bilmeyen kalmadı, sağır sultan da duydu.
Suriye’den gelenler ülkede çeşitli kamplara alınmaya başlıyor. Bunlar turizm bölgeleri. Anadolu’da onca yer az nüfuslu dururken, bu kampların buralarda açılması, Akp’nin oy alamadığı yerlerde bu yabancılara kimlik vererek oy kapma niyetinde olduğu şeklinde şiddetli şüphe uyandırıyor. Bu anlamda yazılar basında çokça yer alıyor. Turizm merkezine yoksa ne diye bir sürü ne olduğu bilinmeyen mülteci yerleştirilsin? Bunun ne anlamı var?
Bu 50 milyon bilgi seçim konularında değerlendirilecek olabilir bir şekilde.
Muhalefet, ki şu anda sadece Chp’yi kastediyorum (Meclis’te tecavüz aklaması oylamasına katılmayan Mhp ile ilgili artık bir şey düşünemeyebilirim, zaten çok problemli idi, ama artık çizgi iyice aşıldı), bir şeyler yapıyor. Son günlerde epey konuda Chp bir şeyler yapıyor, söylüyor. Sn. Kılıçdaroğlu da yönetimin anladığı dilden konuşmaya başladı.
Ancak, bütün bunlar ülkemizin içinde olduğu durumda, ikincil konular. Ülke bölünme ve yok olma tehlikesinde. Bu durumda bu seçim konuları hayati önem taşıyor.
Chp’nin bu konuya konsantre olarak, seçmenler, listeleri, yazılım, güvenlik konularını sıfırdan yapılandırmak için günde 24 saat çalışması gerekiyor. (Bu 24 saat çalışmak lafını kullanan bir tek ben değilim, sosyal medyada aynı fikirde olanlar var). Hükümete, “size güvenmiyorum, bu konularda çalışma yapılacak, yoksa ben hükümetten çekiliyorum” derse ne olur?
Bu 50 milyon bilginin çalınması konusu ülkelerin varlıklarını tehdit eden boyutta bir olaydır.
Birileri anayasa, başkanlık diye sürekli reklam yaparken, seçim konuları dışında bir şeyi birinci sıraya koymak ülke güvenliğinin önemini idrak etmemiş olmak demektir.
Seçim konusunu devamlı gündeme getiriyordum, ama bu 50 milyon çalınan bilgi üzerine tüy dikti.
Muhalefet kolları sıvayıp 24 saat yukarıda sayılan konulara yoğunlaşmalıdır.
İçinde olduğumuz durumda başka bir seçenek olduğunu düşünen var mı?
Nevra Ölçer
