…
Yol ayrımındaki Türkiye
Türkiye bir yol ayrımındadır. Önümüzdeki yıllarda, ya Irak ve Suriye’nin kaderini yaşayacaktır. Yani etnik ve inanç farklılıkları temelinde parçalanıp ayak altında kalacaktır.
Ya da ayağa kalkıp Batılı merkezlerde kendisi için yapılan senaryoları bozacak ve yeniden Cumhuriyet Devrimi rotasına girecektir.
Atlantik’te boğulmak
Değişimi zorunlu kılan en önemli etken, Türkiye’nin Atlantik sistemi içinde bölünmenin eşiğine gelmiş olmasıdır.
“Büyük Müttefik” ABD, bütün varlığıyla bölücü terör örgütünün arkasındadır. Terör örgütünün Suriye’deki bölgesinde üç askeri üs oluşturmuştur. Her türlü askeri yardımı artık alenidir. Devlet Başkanı danışmanı düzeyinde PKK “kanton”larına ziyaret yapmakta ve terör örgütünün verdiği plaket dünya basınına servis edilmektedir.
Artık kanıtlanmıştır ki Türkiye NATO’da kalmaya devam ederse bölünecektir.
Türkiye Avrupa Birliği kapısına bağlı kalmaya devam ederse bölünecektir.
Çünkü ABD’si ve AB’siyle emperyalist Batı, Türkiye’ye yönelik bölücü terörün arkasındadır.
Şimdi Türkiye bu gerçeği devlet düzeyinde sorgulama noktasına gelmiştir. Cumhurbaşkanı başdanışmanının, İncirlik’in ABD uçaklarına kapatılabileceği yönündeki açıklaması, Hükümete yakın Star gazetesinin ABD ile ilgili “stratejik düşman” manşetini atması, aslında Türkiye’nin nereye gittiğini göstermektedir.
Avrasya’da ayağa kalkmak
İkinci olarak gerek güvenlik gerekse ekonomik açılardan karşılaşılan sorunların çözümü için komşularımızla işbirliği politikasının ertelenemez bir zorunluluk haline gelmesidir.
Türkiye, Suriye, İran, Irak ve Rusya arasında işbirliği altı ay içinde hem bölücü hem de yobaz terörünü bitirir.
Geldiğimiz aşamada komşularımızla teröre karşı işbirliği, bir anlamda Türkiye’nin kamp değiştirmesi anlamına gelecektir.
Borçlanma ekonomisinin iflası
Üçüncü olarak borçlanma ekonomisi ile Türkiye yolun sonuna gelmiştir. 50 yıl içinde yapılan borçlanmadan daha fazlası 13 yıllık AKP iktidarı döneminde yapıldı. Türkiye’nin toplam borcu gayrı safi milli hasılasına eşitlendi.
Ama daha önemlisi borç yükü içindeki kısa vadeli borçların oldukça yüksek bir orana ulaşmasıdır. Türkiye borçlarını çeviremeyecek bir noktaya hızla yaklaşmaktadır.
Bütün komşularıyla ilişkilerin bozulması ise soruna tuz biber ekmiştir.
Borçlanma ekonomisinden üretim ekonomisine geçmek Türkiye için bir hayat memat sorunu haline gelmiştir.
Bölücü Anayasa girişiminin anlamı
Dördüncü olarak mevcut Mafya-Gladyo-Tarikat Sistemi, gelinen aşamada AKP’nin bölücü ve gerici Anayasa girişimi ile bir hamle yapmak ve böylece geleceğini güvenceye almak peşindedir.
AKP’nin bölücü Anayasa girişimi toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek ve iç çatışmaları tetiklemekten başka anlama gelmiyor.
Atatürk Cumhuriyeti’nin Türkiye’sine bölücü Anayasayı kabul ettirebilmek mümkün değildir.
Yeniden Cumhuriyet devrimi
Şimdi bütün bu sorunların çözümünün kendisini dayattığı bir tarihi eşikte bulunuyoruz. Türkiye bu sorunlarla birlikte daha fazla yaşayamaz.
Türkiye, önümüzdeki üç-beş yıllık dönemde Türkiye, bir Milli Hükümetle yeniden Cumhuriyet Devrimi rotasına girerek sorunlarını çözecektir.
Dünya, bölge ve ülke koşulları bu büyük değişim için elverişlidir. Nesnel koşullar uygundur. Yeniden Cumhuriyet Devrimi rotasına girmek artık milletin talebidir. Haziran ayaklanmasında ayağa kalkan milyonlar bu gerçeği kanıtladılar.
Büyük değişimin öznel şartı ise millete önümüzdeki fırtınalı günlerde önderlik edecek Öncü Parti’nin gerekliliğidir.
….
Mehmet Bedri Gültekin
ulusalkanal.com.tr