Cumhuriyet Tarihinin En Ağır Tehdidi
Son süreçte çatışmaların en yoğun olduğu yerler; Diyarbakır, Cizre ve Van…
Şu anda çatışmaların yaşandığı yerler: Şırnak, Nusaybin ve Yüksekova…
Ve adı PKK olan küresel çetenin direniş noktası ise Yüksekova, çatışmalar sürüyor…
Eğer ki terörün ardındaki küresel siyaset çözülmek isteniyorsa, bu çatışmaların yaşandığı yerlerin Osmanlı ve Cumhuriyet tarihindeki yerlerine bir bakmak gerekiyor.
Osmanlı’ya ilk isyanlar bugünkü Kuzey Irak’ta çıkarıldı; 1806-1832, Süleymaniye ve Revandüz beyleri isyan etti, Soranlar ve Babanlar…
Osmanlı’ya üçüncü isyan; Cizre’de çıkarıldı, 1846, Cizre Emiri Bedirhan isyan etti.
Bu üç isyanın ortak tek noktası, isyancılar Osmanlı’nın beylik verdiği aşiret reisleriydi.
Osmanlı’ya dördüncü isyan yine Kuzey Irak’ta Barzan bölgesinde çıkarıldı; 1908, isyancı Abdusselam Barzani idi ve onu destekleyenler ise önceki isyancılar olan Baban-Bedirhan-Abdulkadir…
Osmanlı’ya beşinci isyan 1914 Bitlis’te, altıncı isyan aynı anda 1915 Van ve Hakkari’de çıkarıldı.
Son isyan da Koçgiri’de çıkarıldı; 1921, isyanı tertipleyen Abdulkadir idi…
Bu üç isyanın da ortak noktası; Osmanlı’nın beylik verdiği Baban, Bedirhanlarla Osmanlı’nın resmi tarikatı olan Halidi Nakşi şeyhleri müşterek hareket etmiş ve ittifak kurmuştu.
İsyanlara etnik kimlik olarak bakıldığında, Ermeniler, Nesturiler ve Kürt kılığına girip Kürtleri devlete karşı isyan ettiren ve hala kim oldukları bilinmeyenler; Abdulkadir gibi…
İsyanlara coğrafya açısından bakıldığında, başta Cizre, Hakkari, Van ve Kuzey Irak yani Barzani coğrafyası…
İsyanlara hedefleri açısından bakıldığında; ANADOLU ile ASYA arasında tampon bir devlet kurmak!
Bu isyanların tamamı bastırıldı; isyandan kaçan elebaşları İran/Urumiye, Irak/Musul ve Süleymaniye’yi kapsayan Barzani coğrafyası ve Suriye’de karargah kurdular ve İngiliz ve Rusların desteğinde amaçlarından hiç vazgeçmediler…
Şimdi bu tarihsel süreci bugün Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu PKK terör örgütünün ana barınakları ve çatışmaların yaşandığı bölgeler açasından alt alta koyulduğunda ortaya çıkan sonuç şudur:
PKK terör örgütü, Osmanlı’ya isyan edenlerin o dönemki isyan coğrafyasında karargah kurmuştur;
Çatışmaların yaşandığı yerler, isyan coğrafyasıyla aynıdır;
Ve PKK terör örgütünün sözde siyasi yönetici kadrolarıyla Osmanlı’ya isyan edenler arasında doğrudan bir ilişki vardır.
Osmanlı’ya isyan edenler İngiliz-Rus desteği almıştı, PKK da aynı destekleri aynı odaklardan almaktadır.
Osmanlı’ya isyan edenler Anadolu-Asya arasına tampon bir devlet kurmak istiyordu, PKK da aynı siyasi amaçla hareket etmektedir.
Osmanlı’da isyan dönemleriyle bugüne bakıldığında aradaki fark şudur; isyancılar o süreçte aşiret reisleriydi, ardından buna Halidi Nakşi şeyhleri eklenmişti ama halk yoktu. Şimdi ise Habur açılımı ve çözüm süreciyle teröristlerle halk iç içe getirilmiş ve bu halk desteği büyük ölçüde elde edilmiştir yani tehlike daha ağırdır.
Osmanlı’da isyan dönemleriyle bugüne bakıldığında aradaki bir diğer fark da şudur; isyancıların o dönemde devlet desteği yoktu, devlet isyanları bastırıyordu ama şimdi, teröristler çözüm süreci adı altında devleti yöneten siyasetinin de desteğini elde etmiştir.
Türkiye tarihten ders çıkarıp geleceği güvenle görmek istiyorsa eğer, önce Osmanlı dönemine ardından Cumhuriyet dönemindeki isyanlara bir bakmalı ve bugünkü terör ile isyanlar arasındaki bağları açığa çıkarmalıdır.
Görülecektir ki bu cephede yeni bir şey yoktur!
Yeni bir şey varsa eğer, o da 1950’den bu yana siyasi iktidarı elde bulunduranlar artık devlete karşı o dönemin isyancılarıyla işbirliği yapmaktadır, bu nedenle işte tehlike çok ağırdır!
Reklam alanı
Tarihin bu penceresinden bakıldığında, olaylar Ağrı-Van-Diyarbakır-Şırnak-Hakkari hattında gelişecek, tedbir alınmazsa eğer Osmanlı’daki isyancıların bugünkü adıyla pkk’nın “çözüm süreci” adı altında ve “anayasa-başkanlık” ekseninde kendine bir siyasi çözüm buluncaya kadar böyle devam edecektir.
Amaç ise hiç değişmeyecektir; Anadolu ile Asya arasında tampon bir devlet kurup Türkiye Milleti’nin Asya’daki Türk dünyası ile arasındaki coğrafi bağı kesmek olacaktır. Yani Türk Milleti’ni yalnızlaştırıp kimliği değiştirip varlıklarını yok edip tarihten silmek!
Buna Avrupa “1071 Malazgirt’in Rövanşı” diyor…
BİLGETÜRK
