ABD Dışişleri Bakanı tarafından duyurulan raporda Türkiye’ye 74 sayfa ayrıldı.
Hürriyet’ten Tolga Tanış’ın haberine göre raporda, 2015’te Türkiye’de en belirgin insan hakları problemleri olarak “hükümetin ifade özgürlüğüne müdahalesi”, “suça karıştığı iddia edilen devlet yetkililerinin dokunulmazlığı ve zayıf adalet yönetimi”, “sivillerin güvenliğinin sağlanmasındaki yetersizlik” gösterildi. Kasım seçimleri “genelde özgür” olarak değerlendirildi.
Rapordaki öne çıkan kısımları şunlar:
Basın: Yasalardaki birçok hüküm, hükümete ifade, basın ve internet özgürlüğünü kısıtlama fırsatı yarattı. Medya üzerindeki hükümet baskısı devam etti. Hükümet ayrıca güvenlik güçlerinin baskınları, yayın kuruluşlarına el konulması, muhabir ve editörlere terör bağlantısından ya da Cumhurbaşkanı ve diğer üst düzey hükümet yetkililerine hakaretten ceza soruşturmaları, bazı büyük medya grubu sahiplerinin iş menfaatlerine yönelik misillemeler, cezalar ve internet engellemeleri yoluyla medya şirketlerine baskı uyguladı. En azından bir gazeteci, hükümet yanlısı bir parlamento üyesinin tehditlerinin ardından fiziksel olarak saldırıya uğradı ve yaralandı. Hükümeti eleştirinin anında misilleme göreceği yönündeki hâkim korku nedeniyle otosansür yaygındı. Fethullah Gülen hareketiyle ilişkili birçok medya organı, dijital yayın platformlarından çıkartıldılar ve beş yayın organı hükümet tarafından atanan kayyumların kontrolüne geçti.
Yargı: Hukukun uygulanmasındaki tutarsızlıklar ve terörle mücadele yasalarının genişletilerek uygulanması görüntüsü problem olmaya devam etti. Yetkililer, keyfi gözaltılara devam ettiler, tutukluları uzun ve ucu belirsiz bir süre tutup uzun süren mahkemeler gerçekleştirdiler. Hükümet ayrıca üst düzey hükümet üyelerine yönelik yolsuzluk iddialarını soruşturan altı yargıç ve savcı hakkında iddianame hazırladı.
Sivillerin güvenliği: PKK’yle yeniden başlayan ihtilafta, hükümet şiddete maruz kalma riski taşıyan nüfusu yeterince korumadı… Sağlık çalışanları, eğitimciler ve diğer yetkililer, görevlerini yerine getirme kabiliyetlerini azaltacak biçimde hem hükümet hem de PKK’den kaynaklanan korkutma ve tehditlerle karşılaştıklarını belirtti. Birçok bölgede uygulanan ve insanları günlerce evde kalmaya zorlayan, sınırlı sokağa çıkma yasakları, gayrı insani şartlar oluşmasına neden oldu ve genelde bir haftayı geçen sürelerde binlerce kişiyi gıda, barınma ve sağlık hizmetlerinden mahrum bıraktı.
‘Sözcükler ciddi endişeyi gösteriyor’
ABD Dışişleri Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıda rapora dair gazetecilerin sorularını yanıtlayan, Demokrasi ve İnsan Haklarından Sorumlu Bakan Yardımcısı Tom Malinowski, rapordaki Türkiye bölümünün sayfa sayısının her sene artmasına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
“Sözcükler ciddi endişeyi gösteriyor. Ancak Türkiye’nin şu anda yüz yüze olduğu aşırı büyük zorlukları kabul ederek başlamak istiyorum. Bunlardan bazıları, Suriye’deki savaşın sonuçları. Türkiye çok büyük sayıda Suriyeli mülteci aldı ve onları kamplara kapatmadı, onun yerine ülkeye entegre olmalarına olanak sağladı. Bu alkışladığımız bir şey. Ayrıca üst üste, masum insanların canını alan terörist eylemlerle vuruldu. Aynı zamanda, biz Türkiye’yi bu büyük zorluklarla mücadelesinde desteklemeye çalışsak bile Türk demokrasisinin kalitesinin bizim ve Türkiye’nin geleceği için önemli olduğunu hükümete açıkça söyledik.
birgun