İnternet icat edildikten, facebook, twitter, whatsabb, instagram gibi paylaşım programlarının kullanımı yaygınlaştıktan sonra artık hiçbir şeyin gizli kalmayacağı anlaşıldı.
Gizlilik bir yana siyasilerin, idarecilerin artık koltuklarında rahat edemeyecekleri, kafalarına göre iş yapamayacakları, yaptıkları/yapmadıkları işi saklayamayacakları iyice belli odu. Öyle şeyler paylaşılıyor ve bunlara yorumlar yapılıyor ki!.. Bizce bu programları icad edenler, teknik donanımları bulanlar doğrudan cennetlik. Yani bunlara kesinlikle sorgu sual olunmamalı öbür dünyada. Yine de Tanrı’nın işine karışmayalım. N’olur n’olmaz!
Daha önce de yazmıştım, son günlerde Denizli’de ve diğer kentlerde “Gezelim, görelim, çekelim, paylaşalım”gezi ve doğa yürüyüşü grupları yaygınlaştı. Her Pazar gün ışımadan onlarca otobüs kalkıyor kentlerden. Hepsi ayrı bir yöne ülkeyi tanımak, spor yapmak, yürümek
görmek, gördüklerinin fotoğrafını çekmek, paylaşmak için dağılıyorlar. Bu paylaşımlardan ilginç, şimdiye dek bilmediğimiz, yararlı ve uyarıcı bilgiler, haberler ediniyoruz.
Bu uyarıcı ve ilginç paylaşımlar arasında şu sıralar dikkatimizi çeken DENİZLİ’NİN AHŞAP VE BOYALI, RESİMLİ CAMİLERİ oldu. Denizli’nin her ilçesinde, çoğu köyünde, Selçuklu dönemi beyliklerden, Osmanlı döneminden kalma çok ilginç camiler var. Biz mimar olarak biliyoruz ama bildiğimiz 5-10 sonunda. Oysa paylaşımlarda 25-30 civarında tarihi ve mimari olarak korunmaya değer, özgün camiler olduğunu öğreniyoruz. Fotoğrafları ile, bilgileri, son durumları ile her şeyi gözümüze sokuyorlar. Sağ olsunlar. Varolsunlar. Ama bizim gözümüze batan bu bilgi ve fotoğraflar bir türlü yetkililerin, kültür müdürlüklerinin, belediyelerin, vakıfların gözüne batmıyor ki, camiler kaderine terk edilmiş. Damı çöküyor, nemden yıkılıyor, kiremitleri uçuyor, yenisi yapıldı diye “mıhtarlar” yıkıyor!.. Ah o mıhtarlar ah!.. Paylaşımlardan aktaralım:
ÇİVRİL BAYAT KÖYÜ ESKİ CAMİİ
Yapılış tarihi olarak 1298 yazıyor. Nisan 2014 tarihinde Ümit Şıracı paylaşmış, yıkılmak üzere olduğuna dikkat çekerek yetkilileri uyarmış. Dün konuştuğumuza göre Toprak Damı çökmüş. Bilhassa tavan ahşap ve nakış işlemeleri önemli imiş. Gitti tarihten bir parça. Kına yaksın seyreden yetkililer!
ÇAMELİ, GÜZELYURT TAHTALI CAMİİ
Camii 1800 lü yılların mimari özelliğini taşıyor. Duvar resimleri, işlemeleri, iç ahşap işçiliği ile dikkat çekiyor. Mıhtar fotoğraf çekilmesini istemiyormuş. Envanterde ve kayıtlarda olmadığı için sessizce yıkılsın istiyormuş. Yerine park yapacakmış? Köyde boş arazi bulamamış da park yapacak! Köylüler de yıkılsın diyorlar.
BAKLAN BOĞAZİÇİ ESKİ CAMİİ
Yapılış tarihi 1774 olarak belirtilen cami de kaderine terk edilmiş. İbadete kapalı. Kırmızı zemin üzerine ahşap çıtalı tavan süslemesi, direkleri, asma katlı kadınlar mahalli, duvar süslemeleri ile müthiş güzel bir yapı. Yanına, hemen dibine betonarme bir ucube cami yapılmış. Köy sakinleri değerini takdir etmiyor.
EYY MUHAFAZAKAR YÖNETİCİLER, BU CAMİLERE SAHİP ÇIKALIM!
İş dine, muhafazakarlığa, ata yadigarlarına, ceddine, Osmanlı ve Selçuklu’ya ve eserlerine dair nutuk atmaya geldi mi TV ekranlarından palavra sıkmayı çok iyi bilir siyaset bezirganları. Ama uygulamada bir halt yapmazlar. Gözlerinin önünde Selçuklu, Osmanlı eserleri yok olur.. Yürekleri cız etmez. “Dinsizlerin, kafirlerin, Roma’nın, Bizans’ın, Yunan’ın eserlerini topraktan çıkarmak için trilyon harcarlar”. Denizli’nin 30 dan fazla tarihi, mimari değerde ahşap camisi kaderine terk edilmiş. Ölümü bekliyorlar. Hükümet yetkilisi, vilayeti, belediyesi, vakıfçısı seyrediyor!.. Oysa meclis kanun çıkarmış; “Emlak gelirlerinin %10 unu mimari ve tarihi eserleri korumaya harcayın” diye!.. Bu işler için önce iman, vicdan, sonra bilinç, ata yadigarına sahip olma duygusu gerek. “Ne arasın Hacı Ahmet’te gazlı çakmak!”
Arada bir uyanıp iyi şeyler de yapıyorlar. Cevherpaşa Camii, Savranşah Camii restorasyonları gibi. Ama yıkılanların, viran olanların yanında devede kulak bunlar.
Burada kimseyi hiçbir kurumu rencide etmek değil amacımız. Tarihe, mimari, kültürel, doğal değerlere sahip çıkılmasını, bunların iç ve dış turizm için bir cazibe oluşturularak, kaynak yaratılmasını, ülkemizin abad olmasını istiyoruz.
Tüm bu laflardan sonra benim bu konudaki tek umudum sayın B.Şehir Belediye Başkanı Osman Zolan’da. Onun son zamanlardaki kent içindeki koruma restorasyon çalışmalarını izliyor ve takdir ediyorum. İlgisini, zamanını, bilgisini, kadrolarını bu ahşap camilerimize yönlendirirse ve acil olanlardan işe başlarsa bizi de ağlamaktan kurtarır. Bu konuda bir toplantı yaparsa, internette bilgi paylaşan uzmanlardan tüm ilgililere görüşleri alırsa, Denizli’de çok özgün, tüm ilçeleri kaplayan tarihi camilere sahip oluruz. Özgün turizm güzergahı ile Dünya’ya örnek oluruz.
Hadi bakalım.. Bekliyoruz. Geçen bir saniye bile değerli…
deha20
