Sana silah satmayanlara sen niye İncirlik’i veriyorsun?
Bülent ESİNOĞLU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO’da beraber olduğumuz ülkeler, parasıyla bile silah satmıyorlar.” Dedi.
İşte Türkiye’nin Batı ile ittifakının temel çıkmazı burasıdır. Güvenlik işbirliği denilen NATO’un üyeleri gerçekte dostumuz değildirler.
Peki, bizim hiçbir işimize yaramayan “NATO’da, ne işimiz var sorusuna kim cevap verecek?
Bu sorunun cevabı; Türkiye’nin kaderini belirleyen bir cevap olacaktır.
“Parasıyla bile silah satmıyorlar”, keşke gerçek bundan ibaret olsaydı.
Çin’den uzay savunma silahları teknolojisi almak istiyorsunuz, NATO ülkeleri size izin vermiyor. Amerika size izin vermiyor. İhaleleri iptal ettiriyorlar. Ve başka bir yerden de silah alamıyorsunuz.
Milli silah sanayi kuralım diye yola çıkıyoruz. Demek ki savunmamız şimdiye dek milli değilmiş.
Özelleştirme yağmasında, Kırıkkale silah fabrikalarını kapatırsanız olacağı buydu.
İran, Suriye Rusya’dan s-300 alıyor. Biz alamıyoruz. İzin yok.
Patriotları kiraya veriyorlar. Gene de aklımız başımıza gelmiyor.
Ne zaman ki, PKK ile birlikte Amerikan silahları Nusaybin’de boy gösteriyor, bizim gerçek ihtiyacımızın, ne olduğu ortaya çıkıyor.
Batının ve Amerika’nın bizi silahsız bırakması, bizi kendilerine daima bağımlı kılmak içindir. Size silahı parasıyla dahi satmayanlara, İncirlik Üssünü verirseniz, atom silahlarını İncirlik Üssüne doldururlar. Ve sizi dünya süper güçlerinin açık hedefi haline getirirler.
Güvenlik işbirliği anlaşmasının en büyük kandırmacası burasıdır.
Bizim NATO’cu subaylarımız, NATO yönetiminde bizim de oy hakkımız var derler, NATO savunması yaparlar. Hadi canım sende…
Ağzınıza bir parmak bal çalarak, sizi bir kez daha kandırırlar. NATO’da kararları Amerikan çokuluslu şirketleri verir.
Kandırmacanın içinde kandırma…
Tam da silaha ihtiyacımız olduğu dönemlerde; Amerika bize gizli istihbarat anlaşmaları önerir. Ya da PKK ile savaşmayın sevişin diye telkinde bulunur.
Amerika ile imzalanan her istihbarat anlaşması CIA’nın Türkiye’de biraz daha özgürleşmesi anlamına gelir. Suriye kalkışmasında, Amerika ile İstihbarı Füzyon Anlaşması yapmıştık. Ne oldu dersiniz?
Amerika sayesinde artık güney komşumuz yok. Kuzey komşumuzu zaten imha etmiştik.
Amerika bizi herkes ile düşman eder sonra da silah vermez. Bu strateji ile Türkiye’yi yönetmeye devam eder.
NATO artık Türkiye için bir güvenlik işbirliği anlaşması değil, güvenliği tehdit eden bir örgüttür.
Neden biz dostumuzu veya düşmanımızı kendimiz belirleyemiyoruz?
Neden Rusya ile savaş halinde olmayı tercih ediyoruz da, bize savunmak için dahi silah satmayanları dost kategorisine koyuyoruz?
NATO’nun anatomisini bilmeden bu soruya cevap veremeyiz. NATO aslında, ne Amerikan halkının, ne de Avrupa halklarının güvenliğini sağlayan bir örgüttür. NATO çok uluslu Amerikan şirketlerinin güvenlik örgütüdür. Dünyayı yöneten 12 büyük tekelin güvenlik örgütüdür.
Çokuluslu şirketlerinin finans sisteminin dünyadaki güvencesidir. Dünya zenginlerinin bekçisidir.
Kapitalist-emperyalizmin güvenliğini sağlayan örgüttür.
NATO’dan ayrılmak için önce, içimizdeki çokuluslu şirketler ile işbirliği yapan bizim zenginlerin ikna edilmesi gerekir.
Onların çıkarları, çokuluslu şirketlerin çıkarlarıyla bütünleşiktir. Güvenlikleri de bütünleşiktir.
Bize savunmak için silah satmayanlar, içerideki işbirlikçileri vasıtasıyla, başkalarından da silah teknolojisi aldırtmayanlar, bizi savunmasız bırakarak, Amerika’ya bağımlı olmazı sağlayanlardır.
Türk milletinin silahla imtihanı budur.
Rusya ile düşmanlık oyununun altında da bu yatar. İran ile düşmanlığın körüklenmesi bundandır.
Yunan savaş uçakları her gün hava sahamızda cirit atarken, Rus uçağı 17 saniye sınır ihlali etti diye düşürenlerin, kim olduğunu artık söylemeye gerek var mı?
londraposta