Açıklamada pankarta sahip çıkılarak bir kez daha “İmam Hatipler Kapatılsın” denildi.
Komünist Parti’nin açıklaması şöyle:
Laik eğitime takiyye din okulları
İmam Hatipler Kapatılsın
Bir yalana son verilmelidir. Ortaokul ve lise olarak açılmış imam hatip okulları kapatılmalıdır. Bunlar imam hatip okulu değil, din okullarıdır. Müslüman Kardeşler’in Asya’dan Afrika’ya pek çok ülkede kurduğu, İslamcı militan yetiştiren okullarla aynı hedeflere sahiplerdir.
Basındaki kariyerist yaranmacı yazarların, gerici odakların ve ülkeyi 14 yılda karanlık bir bataklığa çevirmiş olan gerici iktidarın çıkardığı gürültü, bu konudaki sözlerimizin doğruluğunu gölgelemeye yetmez.
a. İmam hatip okulları, ihtiyaç duyulan din görevlilerini yetiştirmek için Cumhuriyet’in ilk yıllarında açılmıştır.
b. Okulların amacı, yaygın dinsel eğitim vermek değil, din görevlisi yetiştirmekti. Bu yüzden “özel statülü” okullar olarak örgün eğitimin dışında tutulmuşlardır.
c. CHP’nin ünlü 1947 kurultayıyla birlikte “komünizme karşı dini kullanma” sözleri çokça dillendirilir olmuş, dinsel eğitimin, laik eğitim sistemine zerk edilmeye başlanması da bunun ardından gelmiştir.
Aynı aralıkta ağaların, köylüyü kölesi gibi kullanmaya alışmış olan zenginlerin hedefinde duran Köy Enstitüleri’nin kapatılması hamlesi de gerçekleştirilmiştir.
d. Adım adım, İmam hatip okulları “özel statülü” okullar olmaktan çıkarılıp örgün eğitimin parçası haline getirilmiştir.
e. Faşist cuntanın yazdırdığı 1982 Anayasası ile birlikte İmam Hatip Liseleri iyice olağanlaştırılmıştır. İH okulu macerası, imam ve hatip kadrosunu eğitimli insanlarla oluşturmak hedefi ile başlamıştır. 1982 Anayasası ile birlikte, mezunlarını Harp Okulları dışında her türlü yüksek öğrenim kurumuna yönlendirebilen din okulları gelinen nokta olmuştur. Cuntanın Harp Okullarını korumak (!) için koyduğu kaydın delinmesi için çabalar sürmektedir. İHL mezunlarının meclise dilekçe verdikleri, yasa değişikliği talep ettikleri görülmektedir. Ülkenin bilinen gerçekleri nedeniyle esasen buna gerek de kalmamıştır.
f. Takiyye ve hile yoluyla yürütülen operasyonun başlangıcında İH okulları meslek liseleri olarak sunulmuştu. Oysaki meslek liseleri, belirli bir mesleki bilgi ve beceriyi kazandırmayı hedefleyen, ancak buna rağmen öğrencilerinin gelecekte yapacakları işi/görevi belirlemeyen okullardır.
İH okulları ise başlangıçta imam, hatip, din görevlisi olmak üzere girilen okullar olarak tanımlanmıştır. İmam hatip okulları bir “mesleki eğitimi” vermek değil, din görevlisi ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuştur. “Özel” statüleri de bundan kaynaklanmıştır.
g. Bir gencin ortaokula başlarken meslek, hatta iş seçmesi, tartışmalı bir konudur. Hele “din görevlisi” olma seçiminden söz ediyorsak, ortaokul çağında bir çocuk için ailesinin bu kararı vermesi doğru değildir.
1. Din görevlisi yetiştirmek için ortaokul ve lise seviyesinde eğitim verilmesi gereksiz ve yanlıştır.
Doğru olan, lise sonrasında, en az yüksekokul seviyesinde eğitim alan kişilerin, imam hatip ihtiyacını karşılamak üzere görevlendirilmesidir.
2. Diyanet’in verdiği son bilgi, ülkede 6 bin imam açığı olduğu şeklindedir. Bu açığın önemli bir nedeninin “cemaatsiz” camiler olduğu ortadadır. Bunu bir yana bıraksak bile şu anda İH okullarında okuyan (orta ve lise seviyesinde) öğrenci sayısı 1 milyon 54 bindir: Diyanet’in duyurduğu imam açığının 175 katı! Üstelik öğrencilerin bir bölümünü de din görevlisi olmaları mümkün dahi olmayan 500 bin kız çocuğu oluşturuyor.
3. İmam hatip okulları din görevlisi yetiştirme ihtiyacı ile meşrulaşmış, ama şu anda laik eğitim sistemi içinde dinsel eğitim veren okullar durumundadır.
4. Laiklik, orta ve lise seviyesindeki İH okullarının kapatılmasını gerektirir.
5. İmam hatip ortaokulları ve liselerinin örgün eğitimin bir parçası olarak var olmaları laik eğitim sistemine karşı yapılmış bir takiyyedir.
6. “Halkımız, çocuklarının imam hatip okullarında okumasını istiyor” da büyük bir yalandır. Pek çok yerde normal okullar İH okullarına dönüştürülürken, ücretsiz servis, pansiyon, ücretsiz öğlen yemekleri gibi teşvikler kullanılmıştır. Buna rağmen, imam hatip başvuruları hep istenenin altında kalmıştır.
7. MEB politikaları, “parası olanlar özel okula verir, olmayan imam hatipe mahkûm olur” ilkesine dayalıdır. Bunu savunanlar, bir zorbalığı savunduklarını bilmelidir.
İmam hatip okulları kapatılmalıdır.
Yüksekokul seviyesinde, ihtiyaç duyulan din görevlisi sayısına göre planlanan İmam Hatip Din Görevlisi Yetiştirme Okulları kurulmalı, bunların da istismar edilmesinin önüne geçilmelidir.
Bu yapıldığında dahi, uygulamanın sadece “sünni İslam”ın kurumları gözönüne alınarak yapılacak olması, elbette eşitlik ilkesine aykırı olacaktır.
Bu sorunun çözümü ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılması gibi bir dizi başka tartışmayla ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında aslında önerdiğimiz ülkemizin, laik bir devlet için ihtiyaç duyduğu dönüşümlerin çok küçük bir parçasıdır.
Mesele bu kadar basit, bu kadar açık ve bilimsel esasları belli bir meseledir.
Bu konuyu mağduriyet şovlarının parçası yapan, hile, takiyye ve sahteciliği özgürlük konusu olarak sunan kişi ve kurumların ahlaki ve bilimsel seviyeleri ortadadır. Bunların özgürlük kelimesini ağızlarına almaları bile ülkemiz için, halkımızın akıl ve basiret gibi erdemleri için bir hakaret sayılır. Başta Komünist Parti olmak üzere, ülkemizin aydınlanmacı birikiminin bunlara pabuç bırakacağını kimse düşünmemelidir.
Komünist Parti
Merkez Komite
sol