Antep’te kentin en güvenilir olduğu bölgede yer alan Emniyet Müdürlüğü’ne, istihbarat gelmesine rağmen, 1 ton patlayıcı yüklü araçla canlı bomba saldırısı önlenemedi. Patlamada 2 polis hayatını kaybetti, 18’i polis, 23 kişi de yaralandı. Antep Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik canlı bomba saldırısı düzenleyenin IŞİD üyesi İsmail Güneş olduğu ortaya çıktı. İsmail Güneş,’in IŞİD üyesi Ahmet Güneş’in kurduğu “Ahmet Güneş Grubu” üyesi olduğu belirlendi.
Patlamanın yaşandığı gün emniyette görevli olan bir polis memuru, Antep’teki ‘cihatçı yapılanma’ya ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. Patlamanın yaşandığı noktadan 10 dakika önce geçtiğini belirten polis memuru, emniyete çok yakın bir mesafede bulunan Akyol Mahallesi’ndeki bir binada iki yıl boyunca cihatçıların tedavi edildiğini ve ikamet ettiğini iddia etti.
Polis memuru şöyle konuştu: “Beni bir gün Akyol Mahallesi’nde yer alan bir binada nöbete gönderdiler. Binanın konumu şöyle, hemen yakını emniyet. Valilik burada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Fonu burada, hatta emniyet müdürü de burada ikamet ediyor. Bu binada iki yıl boyunca IŞİD’liler tedavi edildi, burada yaşadılar. Ben de nöbet tutmuştum orada. Öfkemi anlatamam. Yine de, teyit etmek için sormadığım kimse kalmadı, ‘acaba gerçekten bunların tedavi edildiği yerde mi nöbet tutuyorum’ diye, öyleymiş, cihatçılar bu binaya doluşmuş.”
Söz konusu binanın şu anda kiralık olduğunu belirten polis memuru, binanın satışından sorumlu şirketi aradığını söyledi ve şöyle devam etti: “Binayı aradım hemen kiralık olduğunu görünce, ‘daha önce burası hastane miydi’ diye sordum. ‘Hayır’ dediler, ama burada uzunca bir zaman tedavi edildiler, şimdi de boşaltılmış, belki de burada bomba bile hazırladılar, işte durum ortada şimdi de rahat rahat patlatıyorlar”
Gerekirse limon satarım
Antep’te büyük bir korku olduğunu belirten ve son olaydan sonra da ‘canıma tak etti’ diyen polis memuru, şu ifadeleri kullandı; “Rahat konuşuyorum, çünkü artık dayanamıyorum, bu ikiyüzlülük! Şehit cenazelerine ağlayıp, bunlara izin vermek, nasıl açıklanır. İçim yanıyor, iki çocuğum var benim, yarın ben de şehit olabilirim, bunun garantisi yok, halk da tedirgin Antep’te. Ben köle değilim, polisim, dürüstüm. Yiğit olmazsak köle gibi yaşarız, ama ben köle gibi yaşamayı kabul etmiyorum. Cihatçılara müsaade verilmesine, bir yandan da şehit cenazelerine ağlanmasına izin veremem. Gerekirse, gider köyde çalışırım ya da limon satarım ama bu şekilde olmaz. Bu patlama son nokta oldu bende. Göz göre oldu.”
ZEYNEP YÜNCÜLER
birgun