Melih Aşık
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış dünya ile ilişkilerde sert hatta kavgacı bir üslubu var. Bir televizyon programında kulağımıza şu soru çalınıyor:
– Batı ile kavga ederek nereye kadar ilerleyebiliriz. Batı böyle bir lidere ne kadar tahammül edebilir?
Batı Erdoğan’ın sert üslubu yanında demokrasi uygulamalarına, tek adam eğilimine, özgürlükleri kısıtlamasına vs. de tepkili görünüyor.
Ve sanki Erdoğan’sız bir rejim ister görünüyor.
Tablo gerçekten bu mudur? Batı gerçekten Erdoğan’dan kurtulmak mı istiyor? Yüzeyde görünen budur da… Ana meselelerde ne olup bitiyor? Ona bakalım…
Batı’nın Türkiye üzerindeki planları yürüyor mu, yürümüyor mu?
Türkiye Kürt meselesinde, Kıbrıs konusunda, Yunanistan’la ilişkilerde, Ortadoğu’da ABD ve Batı’yı memnun eden bir politika izliyor mu? İncirlik üssünü açmakta cömert davrandı mı? Suudi Arabistan ve Katar’la ortak askeri yapılanmada ABD’nin planlarını uyguluyor mu?
Türkiye’nin İslamlaştırılması, Kemalizmden uzaklaştırılması, Laik Cumhuriyetin aşındırılması gibi konularda AKP Batı’yı ve özellikle ABD’yi memnun edecek bir program izliyor mu?
Dikkatle bakıldığında Batı ile kavga ediyor görünen ama gerçekte Batı’nın ana projelerini titizlikle uygulayan bir Türkiye var aslında.
Mevcut iktidarı ayakta tutan ve yüzde 50’lik bir topluluğun oy vermesini sağlayan da Batı’nın desteğiyle iyi kötü yürüyen ekonomidir.
Görünüşe aldanmayalım…
SAĞ
Geçen yıl temmuz ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Hüseyin Sağ üç kişinin saldırısına uğrayarak yaralanmıştı. Hüseyin Sağ İstanbul’daki imar yolsuzluklarına karşı en önde çarpışan Meclis üyesidir. O yüzden saldırı büyük tepki görmüştü. Savcılık uzun bir çalışma sonucu, üç saldırgan hakkında 9’ar yıl hapis istemiyle dava açtı. Dava ile ilgili ilk duruşma İstanbul Kartal Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yarın 09:15’te yapılacak. Merakımız…
Dava acaba kimlere, hangi siyasilere uzanacak?
“Askerimizi imanı koruyor” diyen yöneticler zırhlı makam araçlarıyla geziyor…
***
Gelinen noktada durum:
“Esad’ı yıksın” diye yaratılan IŞİD Kilis’i yıkıyor…
Akif Kökçe
BETON
2009 yılındaki yerel seçim kampanyasında Kadıköy’e gelen zamanın Başbakanı Erdoğan ilçedeki kamu binalarını belediyeye devredeceklerini söylemişti. Seçimi CHP kazanınca bu söz tutulmadı. Aksine o gün bugün düşmanlık hukuku uygulandı. Son örnek… Milli Emlak Daire Başkanlığı Merdivenköy’de 894 metrekare arsayı satışa çıkarınca Kadıköy Belediyesi “Hizmet ve Sağlık Tesis Alanı” yapmak üzere istemiş, bedelini vereceğini açıklamıştı. Milli Emlak, bu talebe olumsuz yanıt verdi. Arsayı ihaleye çıkarıp 10 milyon liraya sattı.
Kadıköy Belediyesi bu satışın iptali için dava açtı. Başkan Aykurt Nuhoğlu diyor ki:
– Biz bu alanı bedelini ödeyerek alacak ve halkın hizmetinde kullanacaktık. Hükümet ise üzerine yapı dikilip betonlanmasını tercih etti. Umuyorum yargı bu konuda halkın lehine bir karar verecektir.
Rusya’ya karşı!
Kilis şehri IŞİD’in roket tehdidi altında yaşıyor. Hava Kuvvetlerimizin Rusya’nın tehdidi sonucu sınırı aşamaması yüzünden IŞİD’e karşı çaresiz kaldığımız söyleniyor.
Emekli diplomat Onur Öymen hükümete yol gösteriyor:
“Türkiye, Birleşmiş Milletler Yasası’nın 51. maddesine göre topraklarını yurt dışından gelebilecek bütün saldırılara karşı koruma hakkına sahiptir.
Bir Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya Devlet Başkanı Putin, Türk uçaklarının Suriye hava sahasına giremeyeceğini söylemiştir. Basında yer alan değerlendirmeler, Rusya’nın Türk uçaklarının Suriye’den kaynaklanan terörist saldırılara karşı bile kullanılmasını engelleyebileceği yolundadır.
Rusya’nın böyle bir yaklaşımı benimsemesi Birleşmiş Milletler Yasası’nın 51. maddesine açıkça aykırıdır ve Türkiye’nin bu konuyu ivedilikle Rusya’yla ikili düzeyde görüşmesi ve gerekiyorsa konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne getirmesi gerekmektedir.
Aynı şekilde Türkiye’nin konuyu, Antlaşmanın 4. maddesine göre NATO Konseyi’ne getirmesi ve İttifakın Rusya’nın engellemesine karşı ortak bir tavır almasını talep etmesi yerine olacaktır… NATO bir müttefikinin komşu bir ülkeden gelen terörist saldırılara uğramasına karşı kayıtsız kalamaz ve bu durumu içi boş sözlerle geçiştiremez.”
SORU; Ankara, Rusya ve NATO nezdinde bu yönde bir diplomasi yürütüyor mu?
Bu yönde protestolar duymak istiyoruz.
Milliyet