Dokunulmazlık CHP’yi sarsıyor
CHP’de Kılıçdaroğlu’nun çoğu zaman tartışmalı olan genel başkanlığı en büyük yarayı dokunulmazlık konusundaki kararı ve ardından da takındığı tutumla almış görünüyor
TBMM’de kabul edilen ve aralarında CHP milletvekillerinin de bulunduğu 183 parlamenteri yargılanmak ve siyaset dışı kalmak tehdidiyle karşı karşıya bırakan dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair anayasa değişikliğinin sancıları CHP’de artarak sürüyor.
Parti için bir hesaplaşma zeminine dönüşen Antalya Çalışma ve Değerlendirme Kampı’nın gündemini ağırlıklı olarak dokunulmazlık ve parti içi demokrasinin işletilmesi oluşturdu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’nin restine karşılık, partinin yetkili organlarına danışmadan “Biz de varız” demesiyle başlayan ve “Anayasa’ya aykırı ancak destekleyeceğiz” açıklamasıyla süren dayatmacı tavrı açıktan eleştirildi. Bazı milletvekilleri ile Parti Meclisi (PM) üyelerinin eleştirileri ve Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurma istemlerine karşılık Kılıçdaroğlu’nun “İmza atan ya HDP’ye gitsin ya da istifa edip bağımsız milletvekili olarak çalışsın” tehdidi gerginliği daha da arttırdı.
AYM’ye başvuru çatlağı
HDP’nin, AYM’ye iptal başvurusu yapabilmek için gerekli 110 imzayı sağlamak için CHP’den destek beklentisine bazı milletvekillerinin olumlu yanıt verme istemi toplantıda ‘Kılıçdaroğlu duvarı’na çarptı. Parti içi demokrasinin işletilmesine ve kararların tartışılarak alınmasına alışkın olan CHP’liler Kılıçdaroğlu’nu kararından vazgeçirebilmek için dün de AYM başvurusu yapıp yapmama konusunda oylamayla karar verilmesini istedi. Ancak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a başkanlık yolunu da açabilecek bir referandumu engellemek için kendisinin, milletvekillerinin dolayısıyla da partisinin geleceğini riske atabilecek tutumunda ısrarlı olan Kemal Kılıçdaroğlu, yine oylamaya geçit vermedi. Böylelikle parti içi demokrasiyi işletme uğruna kamuoyunda kendi içinde kavgalı parti görünümü vermekten hiçbir dönem kaçınmayan CHP, alıştığı karar mekanizmasının dışında bir durumla karşı karşıya kaldı.
‘Yoldaşa azar geleneğimizde yok’
Kılıçdaroğlu’nun toplantının ilk gününde yaptığı konuşmadaki ‘azarlayıcı tutumu’na duyulan tepki ikinci güne de damgasını vurdu. Söz alan PM üyeleri ve milletvekillerinin tamamı yaptıkları konuşmada tepkilerini dile getirdi. “Yoldaşa azar geleneğimizde yok. Bunu onaracak bir tutum bekliyoruz” çağrılarının yanı sıra “demokrat olun”, “biz sosyal demokrat bir parti miyiz, sağ bir parti miyiz?” sorularının yöneltildiği konuşmalar yapıldı.
Dokunulmazlık sürecinde CHP dışındaki tüm partilerin doğru ya da yanlış istikrarlı davrandığı sadece CHP’nin çelişkili olmanın yanı sıra Anayasa ve hukuka bağlılık ilkesini de çiğnediği ifade edildi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığın gündeme geldiği ilk günden bu yana izlediği strateji nedeniyle bu durumdan sorumlu olduğu açıklıkla ifade edilirken “Bundan sonra en büyük sıkıntıyı biz yaşayacağız” kaygıları dillendirildi.
‘Bölgeye gidemeyiz’
kaygısı Bazı milletvekili ve PM üyeleri HDP’nin iptal başvurusunu desteklemek bir yana bizzat CHP’nin buna öncülük etmesinin zorunlu olduğunu ifade etti. CHP’nin ülkenin Doğu ve Güneydoğu’sunda sıkıntılı olduğu anımsatılarak, “Milletvekillerinin Meclis’ten atılmasına katkı verdik. Bundan sonra değil oy almak bölgeye gidemeyiz” bile denildi.
CHP’de Kılıçdaroğlu’nun çoğu zaman tartışmalı olan genel başkanlığı en büyük yarayı dokunulmazlık konusundaki kararı ve ardından da takındığı tutumla almış görünüyor. Antalya toplantısı, birbirlerini anlamak bir yana Kılıçdaroğlu ve yakın çevresindekilerle partinin büyük çoğunluğunu oluşturan diğerleri arasındaki uçurumu daha da derinleştirecek gibi. Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik eleştirilere karşı dillendirdiği kurultay kartlarını kimin karıp, kimin bu oyundan kârlı çıkacağını zaman gösterecek. Ancak kesin olan bu oyunun sert geçeceği…
Kaynak: Birgün