Alman Federal Meclisi beklenen kararı aldı;‘Ermeni soykırımı tasarısı’ bir ret ve bir çekimser oyla ve bütün partilerin benimsemesiyle Alman Parlamentosu’nda kabul edildi.
Söz konusu karar sürpriz değil. Dünyada sayısı 20’yi geçen ülkenin parlamentosunda benzer karralar alındı. Ancak ilginç bir konjonktürde müttefik bir ülke olan Almanya’nın aldığı karar oldukça anlamlı. Yani, zamanlama olduça manidar…
Bu arada, Yeşiller Partisi eşbaşkanı Cem Özdemir’in bir ‘utanç’tan sıyrılma halet-i ruhiyesiyle bu meselede ön almaya çalışması da oldukça manidar. Özdemir, anlaşılıyor ki ortaya siyasi bir iddia koyacak, bir adaylık arayışı içinde ve bu ön alma gayretinin kaynağı da açıkça ortada!
Almanya’da, Berlin’de büyükelçilik yapan CHP eski dış ilşkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı Osman Korutürk ve geçmişte Almanya bölünmüş haldeyken Doğu Almanya’da görev yapan E. Büyükelçi Uğur Ergun’la yaptığım görüş alışverişinde benzer parametreler üzerinde durduğumuzu gördüm.
Alman Parlamentosu’nun kabul ettiği kararın şifrelerini şöyle ortaya koymak mümkün kanımca:
1. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki AKP hükümeti dışarıda çok zayıf ve itibarsız bir görüntü veriyor. Maalesef hiç caydırıcılık kalmadı, itibar kalmadı… Bu da benzer kararların alınmasına zemin hazırlıyor. Nitekim, Erdoğan’ın ve maiyetinin özellikle zayıf olduğu alanlarda‘topa girmemesi’, bilakis sessizlikle veya cılız, adet yerini bulsun kabilinden tepkilerle geçiştirmesi rastlantı değil. Almanya’da hangi karraın çıkacağı bilinmesine karşın hükümetten önleyici ciddi bir çaba göremedik.
2. Almanya’da ABD ve Fransa gibi hatırı sayılır bir Ermeni diyasporası yok. Toplasanız 50-60 bin kişilik bir Ermeni nüfus vardır. Oysa Almanya’da 3,5 milyon civarında Türk vatandaşı var. Yani, Alman parlamentosunun aldığı kararda siyasi bir memnuniyet zemini yok.
3. Suriye iç savaşının da tetiklediği çok ciddi bir mülteci dalgasıyla karşı karşıya olan Almanya’da alınan bu kararın mülteci sorunuyla ilgisinin olmadığı düşünülemez.
4. Alman Parlamentosu’nda fol yok yumurta yokken kabul edilen bu kararın Almanya’nın iç politikasına yönelik olduğunu yaban atmamak gerekir. Merkel’i zor duruma düşürmek arka plandaki bir yönelim olabilir. Nitekim, Merkel ve Dışişleri Bakanı konuyla ilgili görüşmelere katılmadılar.
5. Alman Parlamentosu’nun kabul ettiği kararın ne hukuki ne de siyasi bir bağlayıcılığı söz konusu. Bu da, zamanlama da kararın iç politikadaki bir çekişmenin malzemesi olduğunu güçlendirmektedir.
6. Alman Parlamentosu’na sorulacak bir soru var; 1.Dünya Savaşı’nda Almanya-Türkiye Müttefeik değil miydi? Osmanlı Genelkurmay’ını kim yönetiyordu? Sakın Alman Genelkurmayı yönetiyor olmasın?
7. Dünyanın en büyük gerçek soykırımını yapan Almanya değil mi? Aşağılık ırkçı bir soykırımın utancını hafifletmek için Yahudilere tarihinde kol kanat geren Türklere gerçek olmayan iftiraları atarak tarihte Almanlarca gerçekleştirilmiş ve tescil edilmiş bir soykırımı silebilir misiniz? Almanların kendi kabahatlerini silikleştirmek için başka kabahatli arama gayretkeşliği tarihin, arşivlerin ve bilimin gerçeklerine toslayacaktır.
8. Unutulmamalı ki, Almanya’da Nazi zulmünden kaçıp kurtulan Yahudi bilimadamlarına Atatürk Türkiyesi kucak açmış ve üniversitelerinde önemli görevler vermiştir. Almanya ise ırkçı ve vahşi tuutmunun karşılığında yarım yüzyıl kadar ikiye bölünmüş olarak yaşamış, Doğu Almanya bile Nazi katliamlarının utancını Batı Almanya’nın sorumluluğuna atmıştır.
9. Almanya’nın psikolojisi bozuk. Öyle anlaşılıyor ve bu yüzden başka ‘soykıırmcı’ arayışı içindeler ama bu ucuz politikadır. AKP iktidarının dışarıya karşı zayıflığından kaynaklanan hareket serbestilerini şimdilik kullanabilirler ama bir atasözünün dediği gibi; “Yanlış hesap Bağdat’tan döner”.
Muzaffer Ayhan Kara
Odatv.com