Onur Öymen, Alman parlamentosundaki bu haksız ve hukuksuz girişime karşı Türkiye’nin güçlü STK ları, basın ve resmi kanaldan tepkilerin yetersiz kaldığına dikkat çekti ve “Oysa ulusal birliğimizi, bütünlüğümüzü, haysiyetimizi en güçlü biçimde korumamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Şimdi susmak zamanı değildir.” dedi.
ONUR ÖYMEN’DEN TEPKİSİZLİĞE TEPKİ.
Ermeni soykırımı iddiasını kabul etmeye hazırlanan Alman parlamentosuna gösterilen resmi tepkiler çok sınırlı düzeyde kaldı. Oysa 2011 yılında Fransız parlamentosunda Ermeni soykırımını inkar edenleri cezalandırmayı amaçlayan bir tasarı gündeme geldiğinde o zamanki Başbakan Erdoğan aynen şöyle demişti:
“Soykırım görmek isteyenler kendi tarihlerine baksın Hiç; bir tarihçi, hiç bir siyasetçi bizim tarihimizde soykırım göremez”
Tükiye’nin tarihinde sömürü yoktur, emperyalist yaklaşım yoktur. Tükiye’nin tarihinde, bir ülkeyi işgal etmek, ardından da o ülkenin tüm kaynaklarını çalmak yoktur. Bizim tarihimizde dost ve kardeş halklara zulüm, baskı, sindirme yoktur. Altını çizerek ifade ediyorum; bizim tarihimizde soykırım asla ve asla yoktur. … Hiçbir tarihçi, hiçbir siyasetçi, bizim tarihimizde soykırım göremez. Soykırım görmek isteyenler, dönsünler ve kendi kirli, kanlı tarihlerine baksınlar. Kendi tarihleriyle yüzleşemeyenlerin, asılsız iddialar üzerinden Türkiye tarihine saldırmaları çok ciddi bir samimiyetsizlik göstergesidir. Tarih, parlamentolarda yapılan oylamalarla yazılmaz…”
Alman parlamentosundaki bu haksız ve hukuksuz girişime karşı şimdi sesleri pek duyulmayan TUSİAD ve TOBB gibi kuruluşlarımız da evvelce Fransız Parlamentosunda ve Amerikan Kongresindeki benzeri girişimleri engellemek için büyük çaba göstermişlerdi.
Peki şimdi ne oldu da Tükiye’den güçlü bir ses, güçlü bir tepki çıkmıyor? Berlin’e giderek Almanya’daki bazı sivil toplum örgütlerimizle birlikte milletimizin sesini duyuranların dışında Almanya’yı etkileyecek bir ses niçin çıkmıyor?
Niçin basınımızın büyük bölümü bu milli meselemize gerektiği gibi sahip çıkmıyor. Üniversitelerimiz niçin suskun? Barolarımızın dışındaki sivil toplum örgütlerimizin çoğunun sesi niçin duyulmuyor?
Oysa ulusal birliğimizi, bütünlüğümüzü, haysiyetimizi en güçlü; biçimde korumamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Şimdi susmak zamanı değildir.
Onlinemedya.press