Bir milletin en büyük gücü devletidir, devletinizi yönetenler milletten yana gibi gözüken nutuklar atmalarına karşın; aslında düşmanla aynı saftaysa, düşmanlar tarafından desteklenip başa getirildiyse, yapılması gereken ilk şey, gençliğe hitabede de altı çizilen birinci vazife; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.
İstiklali tam olmayan, gayrımilli bir hükümet tarafından yönetilen bir ülkede hiçbir milli davayı kazanmanız mümkün değildir.
Size biri iftira atsa, biri küfür etse “yapmayınız lütfen, hayır biz yapmadık” demezsiniz, ağzını burnunu kırarsınız!
Batı basını Kurtuluş Savaşı başladığında “Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları katildir, gaddardır, delidir!, diktatördür” diyorlardı ve Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanınca tüm dediklerini yutmak zorunda kaldılar ve Türkiye Cumhuriyeti’ne saygılarını sunmak için Anadolu yollarına düştüler, dün iftiralar attıkları o büyük lidere övgü ve hatta yalakalık yarışına girdiler.
Yani güç oyunu bozar, güçlü olan iftiraları yalanları boğar.
Planlı, sistematik bir iftiraya, bir yalana karşı “hayır yapmadık!” diyerek mücadele edilmez, çünkü dünyanın en güçlü medya ve kamuoyu oluşturma aygıtları emperyalistlerin elindedir, gerçeği baskılamaya yetmektedir. Gerçekleri tüm dünya bilmektedir, emperyalistler için önemli olan gerçekler değil, yalanın, iftiranın bir hükümranlık, bir işgal silahı ve gerekçesi olduğudur.
Ve emperyalistlerin elini güçlendiren, böylesine pervasızlaştıran en büyük gerçek: Türkiye’nin Türkler tarafından yönetilmediğini çok iyi bilmeleridir.
Milli bir hükümet olsa, bu yalan ve iftiraları ders olarak okutmakla kalmaz, bugünkü zenginliğini Afrika, Amerika, Avustralya ve Asya’da sömürdükleri, öldürdükleri , köleleştirdikleri milyonlarca mazlum insanın kanına, canına borçlu olan Batı gerçeğini anlatır.
Ermeni soykırım yalanını savunan kişiyi, Etyen Mahçupyan’ı Başbakanlık Başdanışmanı yapan bir hükümet mi bu yalan ve iftiralarla savaşacak!
Önce gençliğe hitabedeki birinci vazifeyi yerine getirmemiz gerekiyor. Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmamız gerekiyor.
Bunu başaramadığımız sürece ne yapsak boş. “Şahsi emellerini müstevlilerin emelleriyle tevhid eden” bir iktidar varken daha da ileri gidecekler; emperyalist işgalciler için sırada Kurtuluş Savaşının bir soykırım olduğu yalanı vardır.
Milli bir hükümet olsa emperyalistler hiçbir yalanı gündeme taşımaya cesaret edemezler, sıkar!!!
İLK KURŞUN
