Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “soykırım”yasasına evet diyen Almanya’nın Türk kökenli milletvekilleri için söylediği “Bunların kanının laboratuvar testinden geçmesi lazım”sözlerine Türk kökenli vekillerden ve bazı tarihçilerden yanıt geldi.
Birçok vekil Erdoğan’ın sözlerini “Hitler faşizmi”ne benzetirken, Yeşiller Partisi Federal eski Milletvekili Mehmet Kılıç ise, Erdoğan’ın diploması ile ilgili tartışmaları hatırlatarak “Diplomasını göndersin, laboratuvarda sahtelik testi yaptıralım” dedi.
İsim vermeden tasarıyı Alman Meclisi’ne taşıyan Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir’e yüklenen Erdoğan, tasarıya evet diyen Türk kökenli vekillere de göndermede bulunarak “Birileri de diyor ki güya Türk… Ne Türk’ü be… Bunların kanının laboratuvar testinden geçmesi lazım”demişti.
İşte Erdoğan’a verilen yanıtlar:
“DİPLOMANI GÖNDER SAHTELİK TESTİ YAPTIRALIM”
Yeşiller Partisi Federal eski Milletvekili ve hukukçu Mehmet Kılıç: “Kan grubun A RH+. Gerek duyulursa laboratuvara dışkı örneği gönderebilirim. Irkçılığı tespit için kan testi gerekmiyor. Adamın her gün yaptığı açıklama tespite yetiyor. Diplomasını göndersin, laboratuvarda sahtelik testi yaptıralım”
“TÜRK KANI DİYE BİR KAN ÖRNEĞİ Mİ VAR”
Yeşiller Partisi Hamburg Milletvekili Filiz Demirel: “Benim kan grubum insanlık grubu. Türk kanı diye bir kan örneği mi varmış? Türkiye’deki iç politikayı kapatmak için söylenmiş bir söz. Erdoğan yurtdışında görev yapan milletvekillerini hedef göstermekle neyi amaçlıyor? Tıpta yeni bir şey mi icat etmek istiyor? Önce insanları katledenlerin kan testi yapılsın, sonra biz de düşünürüz kan örneğini göndermeyi.”
“TEHDİT MESAJLARI NEDENİYLE KORUMA TALEP ETTİM”
Sol Partiol Parti Milletvekili ve Türk-Alman Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkan Vekili Sevim Dağdelen, Meclis’teki oylama öncesinde de hakaret dolu mesajlar ve ölüm tehditleri aldığını belirterek, şahsi koruma talebinde bulunduğunu söyledi. Dağdelen, “Alman Meclisi’ndeki oylamanın ardından hakaret ve tehdit içeren mesajların sayısı arttı. Facebook sayfamdaki özel mesaj bölümünü artık dayanılmaz hale geldiği için şimdilik kapattım” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Türkiye kökenli politikacılar için söylediği “sütü bozuk, kanı bozuk” sözleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bunların kanının laboratuvar testinden geçmesi lazım” şeklindeki açıklamalarına da şöyle yanıt verdi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin siyasetlerinde ‘ırkçı ve antisemitist’ bir söylem kullanmaları yeni değil. Bunlar Nazi söylemleridir. Erdoğan’ın bu tür açıklamalarla iç siyasette milliyetçi ve İslamcı kanadı iktidarının arkasına almayı hedefliyor. Erdoğan böylelikle sadece Türkiye içinde değil, ülke dışında da halk tarafından seçilmiş milletvekillerine saldırmaktadır.”
Alman hükümetini de eleştiren Dağdelen, Başbakan Angela Merkel’in Türkiye kökenli milletvekillerine yeterince destek vermediğini ileri sürerek Merkel’i Erdoğan’a karşı tavır almamakla suçladı.
“FAŞİST DİKTATÖRLERDEN FARKI KALMAMIŞTIR”
Sol Parti Berlin eyalet Milletvekili Hakan Taş: “Kan grubumu bilmiyorum o kadar da önemli değil. Edoğan’ın açıklaması Hitler’in açıklamalarına eşdeğerde bir açıklama. Erdoğan eğer ‘ben diktatör değilim’ diyorsa öyle olduğunu göstermek zorunda. Bu tür açıklamalar onu daha da itici yapmaktadır. Faşist diktatörlüklerden hiçbir farkı kalmamıştır. Bir taraftan Türkiye’de seçilmiş milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıyor, diğer taraftan yurtdışında görev yapan vekilleri tehdit ediyor. Kan grubu, milliyeti ne olursa olsun Almanya Meclisi’nde görev yapan milletvekili arkadaşlarım baskı ve tehditlere boyun eğmeyecektir. Erdoğan’ın önce temel eğitim alması gerekir. Ona önce demokrasinin harflerinin öğretilmesi gerekiyor. Eğer kan testi yapılsa belki kendisinin sonucu farklı çıkar. Bu konuda da Nobel ödülüne aday gösterilir ancak alamaz tabii.”
ALMAN TARİHÇİ: ERDOĞAN HİTLER’DEN ETKİLENMİŞ
Öte yandan Alman gazeteci, tarihçi Dr. Nick Brauns “Ermeni soykırımı”na evet diyen parlamenterlerden kan testi alınmasını şöyle değerlendirdi:
“Erdoğan’ın kan testi alınması önerisi Hitler faşizminin geleneğine dayanıyor. Ziya Gökalp Türk milliyetçiliğini kültür, dil ve etnisite esasına / kökene dayandırmıştı. Gökalp’ın savunduğu milliyetçilik diğer Türk olmayanları asimile edici nitelik taşımaktaydı. Bu arada faşist lideri Hitlerin “kan esasına dayalı” geleneğine karşı çıkıyordu. Hitler milliyetçiliğinin kan esasına dayalı kavramını bilimsel bulmuyordu. Erdoğan ‘kan testi’ açıklaması onun Hitler’İN Faşist milliyetçiliğinden etkilendiğini gösteriyor.
1930’larda Türkçülük ideolojinin bir bölümü Alman faşizmden etkilendi. Hatta 1933 yılında Hitler’in iktidara gelmesinde önemli rol oynayan devlet adamı ve 1939-1944 yılları arasında Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi olarak görev yapan Franz von Papen Ankara’da faşist ideolojinin şekillenmesinde etkisi oldu. Hatta Alman elçi Hitler faşizmine ilişkin materyaller, dokümanlar verdi. Nitekim 1939’da yayınlan “Türk milliyetçiliğinin Irkçı Cehresi” adlı kitapta ilk kez “Türk kanı” vs. gibi kavramlar kullanılmaya başlandı.
Süheyla Kaplan/ Almanya
Odatv.com
