Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Hükümetin ve Cumhurbaşkanının Anayasa tanımaz tavrını eleştirerek, “Demokrasiye ‘Vakti geldiğinde inilecek bir tramvay´ olarak bakanların ineceği son durak Yüce Divan´dır” dedi.
AKP´nin sıcak paraya bağımlı, milleti borca batıran, ahbap-çavuş kapitalizmiyle yandaşlarını ihya eden ekonomik modelinin tıkandığını söyleyen Öztrak, “Ülkeyi 2001 krizinden çıkaran programı hazırlayıp, uygulayan ekibin içinde Hazine Müsteşarı olarak görev yapmış bir uzman olarak söylüyorum: Bu iktidar ekonomiyi duvara çarpacak!” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, CHP Nazilli İlçe Örgütü´nün dayanışma yemeğinde, ekonomideki ve siyasetteki son gelişmeleri değerlendirdi. CHP´li Öztrak, özetle şunları söyledi:
TRAMVAYIN SON DURAĞI: YÜCE DİVAN
“Milletimiz Cumhurbaşkanını, mevcut Anayasaya göre görev yapması için seçmiştir. Cumhurbaşkanı Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Kimse, ‘Ben halkın oyuyla seçildim, Anayasayı tanımam´ diyemez. Fiili durum yaratmanın adı darbedir. Demokrasiye ‘vakti geldiğinde inilecek bir tramvay´ olarak bakanların ineceği son durak ise Yüce Divan´dır.
BAŞBAKAN, CUMHURBAŞKANININ ANONSÇULUĞUNU YAPIYOR
Sandıktan yüzde 49,5 ile yetki almış Başbakan, Sarayın bir hamlesiyle devrildi. Nerede ağızlarından düşürmedikleri milli irade, nerede sandık? Bugün Türkiye Cumhuriyeti´nin Başbakanlık makamı, Cumhurbaşkanının teşrifatçılığına indirgendi. Şimdi yeni Başbakan elinde mikrofon; mitinglerde Cumhurbaşkanının anonsçuluğunu yapıyor.
YENİ BİR SİYASET, YENİ BİR BÜYÜME VE BÖLÜŞÜM MODELİNE İHTİYAÇ VAR
Türkiye´yi içine düştüğü vasatlık tuzağından kurtarmak için ‘Yeni Bir Siyaset´ anlayışına ve ‘Yeni Bir Büyüme-Bölüşüm Modeline´ ihtiyaç var. Ben ve arkadaşlarımın hazırladığı, seçim beyannamemizde yer bulan bu model, dört sacayağı üzerine yükselmektedir. Bunun için; ilk aşamada bu ülkede katılımcı demokrasiyi, saydamlığı ve hesap verebilirliği yeniden sağlamamız gerekiyor. İkinci ayağı, ülkenin küresel yarışma gücünü ayağa kaldırmak, üreten bir ekonomiyi tesis etmek oluşturuyor. Üçüncü olarak ekonomik nimetlerin en adil şekilde paylaşıldığı, devletin tüm vatandaşlarını kucakladığı bir yapıyı oluşturmak gerekiyor. Dördüncü ve son ayağı ise elde edilen kazanımları koruyacak, bu kazanımları sürdürülebilir kılacak tedbirleri almak oluşturuyor. Tabi her şeyden önce ülkeyi içine düştüğü vasatlık tuzağından çekip çıkarmak için Cumhuriyet Halk Partisini nasıl iktidara taşırız bunun stratejisini oluşturmamız gerekir.
CHP DÜŞERSE CUMHURİYET DÜŞER
Bugün Türkiye yeni bir mücadelenin arifesindedir. Bu mücadelenin adını doğru koymak zorundayız. Mücadelemiz aşımıza, ekmeğimize göz koyanlarladır. Mücadelemiz ,´Egemenlik kayıtsız, şartsız halkındır ve halkta kalmalıdır´ diyenlerle, ‘Egemenlik kayıtsız, şartsız Saray´ındır ve Saray´da olmalıdır´ diyenler arasındadır. Biz bu mücadeleyi çok iyi biliriz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi´yiz. Bizim mayamız güçlüdür. Şimdi bu gücümüzü iktidara taşımak için yeni bir halkçı yaklaşıma ihtiyacımız var. Haklar ve özgürlükler temelinde yeni bir atılıma ihtiyacımız var. Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında olan her bir dava arkadaşımın memleketteki her bir yurttaşa huzur ve güven verme borcu vardır. Gün bu borcu ödeme günüdür. Unutmayın Cumhuriyet Halk Partisi düşerse Cumhuriyet düşer. Cumhuriyet düşerse toplum çöker, ulus çözülür. Biz buna izin vermeyeceğiz.”
dokuzeylulgazetesi
