Bir tohumun hikayesi “Karakılçık ”
Eski buğdaylar verim vermez demişlerdi.Buğdayın yeni cinsleri üniversitelerde geliştirildi yerel isimler takıldı onları ekin dediler.Biz dedik ki biz tarihteki her türlü deneyimi yaşamış ve soyunu sürdürmeyi başarmış olanı ekeceğiz,14 kromozonlu olanı ekeceğiz ,42 kromozonlu olanı değil… Güldüler azotlu gübreyi bol atın dediler ,bir de ilaç atın yabani ot basar …Güldük azotlu gübreden sonra buğdaydaki gluten oranları 10’a katladı ,herkes yediği ekmekten hasta oldu ,glütensiz ekmek ,diyet moda oldu dedik.
Dağ köylerini geze geze,para için değil sevdiği için,kendisi bulgur yapıp yemek için diken bir kaç Köylü’den bulabildik.Bulmak hiç kolay olmadı…çok aradık zor bulduk…
Ne gübre ,ne ilaç sürdük toprağı, elle ektik karakılçığı ….Tüm Türkiye’de buğdaylar sararmışken ,herkesi şaşırttı ve ne yabani ot ,ne kuraklık ,ne başka bir şey engel olamadı ona…
Tohumların geçmişten bugüne topladığı ve DNA’sına kaydettiği bilgiye saygı duyun.Değiştirdiğiniz her şey size kanser, Alzheimer, Parkinson, alerji, otizm ve teşhis edilemeyen binlerce hastalık olarak geri dönüyor!!!!
www.facebook.com/photo.php?fbid=10153941814524681&set=pcb.783855158383026&type=3&theater