Toplumsal hafızamız 24 saatle sınırlandırıldı ya, bölücü terör örgütünün Hakkari Çukurca’daKobra helikopterimizi füzeyle düşürmesini, üstüne üstlük bunun görüntülerini yayınlamasını bile unuttuk.
Oysa sadece 1 ay geçti. 14 Mayıs sabahı Çukurca Çığlı Üs Bölgesinde çıkan çatışmada teröristler tam 6 askerimiz şehit etti. Bölgeye takviye için gönderilen taarruz helikopteri Kobra’nın düşmesi/düşürülmesi sonucu da Kara Pilot Üsteğmen Burak Bikebahşi ile Pilot Üsteğmen Müjdat Kerem Şahan şehit oldu.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan olay sabahı yapılan açıklama şöyleydi:
“Teröristlere müdahale için bölgeye sevk edilen bir Kobra helikopterimiz Hakkâri Çukurca bölgesinde saat 05.50 sularında kaza kırıma uğramıştır. Teknik bir arızadan kaynaklandığı değerlendirilen bu elim kazada helikopter pilotu olan iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur. Kaza ile ilgili inceleme ve araştırma devam etmektedir.”
Genelkurmay, “kaza kırım, teknik bir arıza” dedi, ama 24 saat geçmeden bölücü terör örgütü Korba’mızı vurma görüntülerini yayınladı.
Genelkurmay’ın “yanılmasına” mı yanarsınız, milletin “yanıltılmasına” mı?.. Terör örgütünün füzelerle donatılmış olduğunun ortaya çıkmasına mı, en “gelişmiş” helikopterlerimizi vurabilmesine mi?.. Görüntülerden sonra yetkililerin PKK’yı “doğrulamasına” mı, PKK’nın askerin operasyonlarını “BBG evine” çevirmesine mi?..
Her anlamda utanç vericiydi?.. İşte bu yüzden asla ve asla unutulmaması gereken bir olaydı!..
Sonrasında, PKK’nın bu füzeleri nereden aldığı konuşuldu. İktidar ve medyası Rusya’yı işaret etti.
Tamam “hırsızın” suçu vardı.
Ama Kobra’ların hali, teknik sistemler, pilotların eğitimi yani “ev sahibinin” hâli üzerinde hemen hemen hiç durulmadı, kenarından köşesinden analizler yapıldı.
Bugüne kadar düşen/düşürülen uçak ve helikopterlerimizle ilgili hep, “Teknik inceleme tamamlandıktan sonra gerekli açıklama yapılacaktır” denildi, lâkin o açıklamalar hiç bir zaman gelmedi.
Ne Afganistan’da, ne Dağlıca’da düşen helikopterlerimiz, ne Suriye’de vurulan jetimiz, ne Kartepe’de kaza-kırıma uğrayan Skorsky’miz hakkında…
KİM “TEKNİK ARIZA” DEDİRTTİ?
Duyduğumuza göre, ilk kez Çukurca’da düşürülen helikopterimizin incelemesi ASELSAN değil Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapılıyormuş.
1 ay geçti… Herhangi bir açıklama olmadığına göre, inceleme sürüyor demek…
Konunun uzmanlarıyla görüştük. Dört başı mamur bir inceleme ve sağlıklı sonuç için, mutlakacevaplanması gereken şu soruları hazırladılar:
1- Saldırıdan bir hafta kadar önce Rusya’nın PKK’lıların füze eğitimini tamamladığı ve saldırıların başlayacağı şeklinde istihbarat geldi mi?
2- Bölgeye füzeler nereden geldi? Daha kaç tane var, pilotlara bu konuda bilgi verildi mi?
3- Bilgi verildiyse helikopter üzerindeki karşı koyma sisteminin füzeyi yanıltmak amacıyla flame (ateş topu) atmamasının nedeni nedir?
4- Helikopterlerimizde hangi tür füzelere (ısı, radar, lazer) karşı elektronik harp karşı koyma tedbirleri var?
5- Helikopterde bulunan elektronik karşı koyma sistemlerine ilave olarak ne gibi elektronik harp karşı teknikleri uygulanmıştır? Özellikle alçak irtifalarda uçan hava araçlarının füzelere karşı korunmasını geliştirmek amacıyla gelişmiş dünya ordularında yürütülen çalışmalar takip ediliyor mu?
6- Helikopterler üzerindeki karşı koyma sistemlerinin takılması öncesi ve sonrasında ikişer adet helikopterimizin düşürüldüğü gözönüne alındığında, mevcut sistemlerin etkilerinin sorgulanması ve ilave tedbirler alınması düşünülüyor mu?
7- Mevcut elektronik karşı koyma sistemleri helikopterlere takıldıktan sonra etkinliklerinin ölçme ve değerlendirilmesi ile füzeleri aldatmak amacıyla uygulanacak manevra dahil flair-ateş toplarının hangi yönde, hangi sayıda ve hangi zaman aralıklarında atılacağını belirlemek amacıyla temin edilen sistemler kullanılıyor mu?
8- Sistem entegrasyon laboratuvarı, donanım-çevirimde (hard ware in the loop= HITIL), sistem alt parçaları test tesisleri, PCSİM (kişisel bilgisayarlarda similatör testleri), yer testleri, uçuş testleri ne durumdadır?
9- Modelleme ve similasyon teknikleri kullanılmış ve uygulanmış mıdır?
10- Helikopterlerin kızılötesi görünülürlüklerini azaltarak, ısı güdümlü füzeleri yanıltmayı kolaylaştırmak amacıyla IR boyalar temin edildi mi ve kullanılıyor mu?
11- Sayılan bütün sistemlerin kullanıldığı HITIL ortamında test değerlendirme işlemlerinin yanısıra karşı koyma sisteminin ısı güdümlü füzeleri yanıltmak amacıyla kullanacağı flair-ateş toplarının miktarı, yönü, atılma aralığının belirlenmesinin yanısıra helikopter tarafından uygulanacak en uygun kaçınma manevrasının denenerek, ortaya çıkarılacağı, kuruluşu yıllar öncesinden planlanan Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahası projesi hangi aşamadadır?
12- Karşı koyma sistemlerinin helikopterlere takılması sırasında etkinliklerinin ölçme ve değerlendirilmesinde gerçek uçuş ve açık alanda icra edilecek testlere nazaran birçok avantajı olan HITIL sistemi hangi yıl, ne fiyatla ve nereden temin edilmiş, yukarıda belirtilen amaçlarla hiç kullanılmış mıdır? Kullanılmadıysa, nedenleri nelerdir?
13- Görüntülerde açık ve net bir şekilde yüzü görülen PKK’lının kimliği, uyruğu, füze eğitimini nereden aldığı araştırılıyor mu ve bu araştırmanın sonucu kamuoyu ile paylaşılacak mı?
14- Helikopterimiz düştüğü/düşürüldüğü anda kamuoyuna, “Belirlenemeyen bir nedenle” diye açıklama yapılacakken, “teknik arıza” şeklinde açıklama yapılması talimatını veren kimdir?
15- Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan saldırıda şehit olan pilotların ailelerine telefon açılıp, her türlü ödemenin yapılacağı bildirilirken, “davaların süratle sonuçlanması için şu avukatla çalışın” telkininde bulunuldu mu? Bulunuldu ise neden?
Uzmanların sorularının büyük bölümü teknik… Ama şu anlaşılıyor ki; Bölücü terör örgütü füze donanımı konusunda almış başını giderken, TSK 1990’ların teknolojisinde kalmış.
Son söz:
Tamam helikopterimizi kimin, nasıl düşürdüğünü biliyoruz. Ama neden ve niçinini bilmek de zorunlu hale gelmiştir. Özellikle terör örgütünün o alçak şovundan sonra bu, yetkililerin hem şehitlere ve ailelerine, hem millete karşı boynunun borcudur.
Müyesser Yıldız
Odatv.com
