CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki hesabında Anayasa Mahkemesi’nin tutukluluk sürelerini düzenleyen maddesini iptal etmesini değerlendirdi. İktidar partisi mensuplarının imzalarını çabuk unuttuğunu belirten Batum, “Onların bunları söylemekten, yapmaktan yüzleri kızarmıyor.” dedi.
İşte Süheyl Batum’un Facebook hesabında yazdığı o yazı:
Haber aynen şöyle; Bilal Şahin Külliyesi’nde cuma namazını kılan Bekir Bozdağ, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bekir Bozdağ namaz kılmış ve gazetecilerin sorularını yanıtlamış. Bunu okuyan hemen “ne Müslüman adam” der, değil mi ? Bu adam ” artık doğruları söyler” diye de düşünür, doğal olarak.
Gazeteciler, “tutukluluk süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılmasını öngören düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine ilişkin görüşlerini sormuşlar Bozdağ’a.
Bekir Bozdağ da yanıtlamış. Ne demiş pekiyi?
“Anayasa Mahkemesinin kararı, hukuk devleti bakımından bana göre DOĞRU bir karar. Çünkü hiçbir hukuk devletinde insanlar ‘kuvvetli suç emareleri var’ gerekçesiyle 10 YIL TUTUKLU BULUNMAZLAR, BULUNAMAZLAR” demiş.
Ve şöyle devam etmiş;
“10 senede siz yargıladığınız bir insanın suçluluğuna ilişkin mahkemeyi karar vermeye mecbur bırakacak deliller ortaya koyamıyorsanız o zaman bu insanların tutuklu kalması doğru olmaz. Hukuk devletinde FEVKALADE YANLIŞ BİR UYGULAMA olur. Bu noktada Anayasa Mahkemesinin, 5 yılın üzerindeki tutukluluğu hukuka aykırı gören kararını ben de İSABETLİ BİR KARAR olarak görüyorum.”
Neymiş? Bekir Bozdağ, 10 yıllık tutukluluğu Hukuk Devletine aykırı görüyormuş. Ve bunu Cuma namazını kıldıktan sonra dile getirmiş.
Şimdi gelin bir de sizleri 4 Aralık 2004 Cumartesi gününe götüreyim. Ünlü Ceza Muhakemesi Kanununun görüşüldüğü güne.
Kanunun 252. Maddesi görüşülüyor. Ve ne tasarıda, ne yasa metninde “10 yıllık tutukluluk” diye bir süre yok.
Arkadan 4. Oturum başlıyor. Bir ÖNERGE veriliyor, aynen şöyle;
“BAŞKAN – 1 adet önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Ceza Muhakemesi Kanunu Tasarısının kabul edilen önergeyle değiştirilen 252 nci maddesine aşağıdaki ikinci fıkranın eklenmesi arz ve teklif olunur.
(2) 250 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde öngörülen suçlar bakımından, Kanunda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.”
Yani tutukluluk süresi, bazı suçlar icin, iki katı yani 10 yıl olsun
Pekiyi kim önermiş dersiniz ? Hemen söyleyeyim,
İmza sahipleri: BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Evet hiç şaşırmayın, Bekir BOZDAĞ ve 6 arkadaşı
Pekiyi sonrası ne olmuş ? Aynen şöyle;
“BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI KÖKSAL TOPTAN (Zonguldak) – Genel Kurulun takdirine bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet?..
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bu önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.”
İki Bekir de aynı Bekir. 10 yıllık tutukluluğu yasaya koyan da Bekir. Sonra Cuma namazını kılıp, ardından “10 yıllık tutukluluk hukuka aykırı idi” diyen de Bekir.
Bunlar 11 yıldır ülkeyi yönetiyor. Aynı yolla, aynı yöntemle.Siz yüzleri kızarmadan bunları nasıl söylediklerine, nasıl yaptıklarına şaşıyorsunuz. Onların bunları söylemekten, yapmaktan yüzleri kızarmıyor.
Bunlara siyasetçi diyorlar. Ve bunlar her zaman aynı şeyi yapıyorlar.
Sadece açık açık gördüğünüz bu konuda değil ki. Her konuda; “yok CHP camileri yıkmıştı, yok İnönü asker kaçağı idi, yok 1.Dünya Savaşında size şekeri karne ile vermişti” diye anlatıyorlar.
Sonra bir Cuma namazı daha kılıp, tekrar başlıyorlar. 50-60 yıldır aynısı. Ve sonra da buna birileri siyaset diyor, siyasetçi diyor.
Bu tür kişiler, yani Bekir gibiler, siyaset sahnesinden silindiği gün, Türk halkı düze çıkacak. Birileri bir Cuma namazı kılıp, ardından ağzına ne gelirse anlatamayacak. Buna siyaset diyemeyecek. Buna siyasetçi denemeyecek. En azından yüzleri kızarmadan cesaret edemeyecekler.
Ama yüzleri kızarsa da, kizarmasa da farketmez. Yolun sonuna geldiler. Tüm bir halkı, hele Türk halkını, ilelebet kandırmak mümkün değil. Göreceksiniz. Takke düştü, kel gözüktü. Makyaj aktı. Gerçek RTE de, gerçek Bekir de gün ışığına çıktı.”
Odatv.com
