Küresel Güney’de pek sesini duyurmasa da bilim insanlarını şaşırtan ve, Monsanto ve Bayer gibi şirketleri kızdıran bir tarım devrimi gerçekleşmekte. Çünkü, kimyasal tarım ilaçlarına, genetiği ile oynanmış ya da melez tohumlara gerek duymayan “Çeltik Yoğunlaştırma Sistemi”, ya da İngilizce adı ile System of Rice Intensification (SRI); doğal üretimden ve biraz daha fazla iş gücünden başka herhangi bir ek yatırım istemeden, tarım ürünlerinde üretimi artırıp, girdileri azaltıyor.
Uluslararası Cornell Gıda Tarım ve Kalkınma Kurumu, SRI tekniğinin mahsullerin verimini %20 ve %100 oranından artırdığını, tohum ihtiyacını %90, su ihtiyacını ise %50 oranında azalttığını belirtiyor. Bu mucize rakamlar Hindistan, Afrika ülkeleri, Çin, Kamboçya, Endonezya, Vietnam ve Latin Amerika ülkelerinde defalarca ve sadece çeltik üretiminde değil; buğday, şeker kamışı, çayırgüzeli, yerelması, darı gibi değişik bitki türlerinde de tekrarlandı.
Hindistan’da çalışan çeltik üreticileri
SRI sonu bilinmeyen, öylesine hızlıca üretilmiş bir çözüm gibi dursa da, aslında her şey basit bir çiftçilik tekniğine dayanıyor. Çeltik fideleri topluca dikilmek yerine; teker teker, normal ekiminden daha önce, daha kuru bir toprağa ve ürünlerin rahatça gelişmesine ve köklerinin nefes almasını sağlayacak şekilde daha genişçe dikiliyorlar. Ek olarak da başlangıçta organik gübre ile zenginleştirilmiş toprak, dikimden sonra ise az biraz basit döner çapa ile ayıklanma ve toprağın havalandırılması dışında bir şey istemiyor.
Sistemin bu kadar basit olması ise neredeyse ününe zarar veren, sağduyulara karşı gelen cinsten: Nasıl böyle basit bir yöntem neredeyse %100’e varan bir üretim artışı sağlar ki? Ama dünyaca ünlü bir iktisatçı olan E.F. Schumacher’ın da parmak bastığı gibi: “Herhangi bir zeki ahmak daha büyük, daha karışık ve daha zorlu işler geliştirebilir. Diğer yöne ilerlemek ise deha ve bir o kadar da cesaret ister”.
Yeşil Devrim sonrası oluşmuş tarımsal yöntemlere karşı sakınmayı cesaret edip, atalarının bilge yöntemlerine dönen Hindistanlı çiftçiler, SRI yöntemlerini kullanıp, kat kat faydalarından yaralandılar.Hatta, Hindistan’ın en fakir eyaleti olan Bihar’a bağlı Nalanda şehrinden genç bir çiftçi, SRI yöntemini kullanarak bir hektar toprakta 22.4 ton çeltik üretip dünya rekorunu kırdı geçen yıl.
Rekoru kıran Sumant Kumar
SRI 1980’lerde Cizvit rahibi ve bilimsel tarım uzmanı Henri de Laulanié tarafından Madagaskar’da, yüksek topraklarda çeltik yetiştiren çiftçileri izledikten sonra SRI modelini geliştirdi. Cornell Üniversitesi’nde bir professör olan Norman Uphoff da bu yöntemi ünlendirip yaydı. Uphoff’a göre SRI yöntemi, çevrenin dengesini akıl almayacak derece bozan, üretimi artırmak için tohumların genleri ve toprağın yapısı ile oynanması gerektiğini söyleyen 1960’ların Yeşil Devrim’e tamamen karşı bir fikirler topluluğu.
21. yüzyılın tarımı artık farklı yapılmalı. Toprak ve su kaynakları artık daha az güvenilir, daha düşük kalitede ve zor bulunmakta. İklimsel dengeler ise bir çok yerde oldukça bozulmuş bir şekilde. SRI milyonlarca zarar görmüş çiftçiye daha iyi fırsatlar sunuyor. Bu yöntemlerden çiftçiler ve tüketiciler dışında kimse çıkar kazanmıyor; burada ne lisans ücreti, ne telif hakkı ne de kiralama bedeli var. SRI, tohumların genleri ile oynamak ile değil, ekinleri daha iyi idare etmek ile alâkalı.
Makineli üretime bağlı olmadığından, SRI’ın aşırı işçiliğe yol açtığını ve küçük tarım alanlarına uygun olduğunu söyleyenler olmuyor değil. Ama burada hatırlamamız gereken, E.F. Schumacher’ın bize dediği gibi küçüğün güzelliğinin yadsınamaz doğruluğudur.
Bu yöntemin asıl mucizesi her anlamda köşeye itilmiş ve unutulan küçük çiftçilere sağladığı destektir. Çiftçilere sadece sanayileşmiş tarıma ait olduğu düşünülen bir verim sağlamasıdır. Ailelerini beslemeye çalışan bu küçük çiftçilere, hayatları olan tarlalarına, kâr ya da zarar dengelerine bağımlı olmadan emeklerini katıp, makineli tarımdan kopabilme lüksünü vermesidir. Bu yüzden bu yöntemi kullanan Nalanda’yı ziyaret eden, Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz, orada gördüğü çiftçilerin “bilim insanlarından daha iyi” olduğu söylemiş ve bu başarılarından tüm Dünya’daki insanların öğrenip, ilham olması gerektiğini belirtmişti.
Bu yazı The Ecologist’te yayınlanmış Lorna Howarth’ın yazısından çeviridir.
Orijinali: http://fikirlikdergi.blogspot.com.tr/2014/01/ozgurlugu-uretmek-celtik-yogunlastrma.html
yesilist.com