HÜSEYİN ŞİMŞEK
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, AKP’nin yargıdaki son düzenlemesi Yüksek Yargı Kanunu’nu BirGün’e değerlendirdi. Bayramdan önce TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve bayram sonrası da yeni Yargıtay, Danıştay üyelerinin belirleneceği Kanun’un AKP’nin hukukunu oluşturduğunu ifade eden Eminağaoğlu, “Yargı artık AKP’nin gücünü esas alacaktır” diye konuştu.
Cumhuriyetin, demokrasi ve hukuk devleti niteliklerini güvence altına alan organ ve kurallarının, daha önceki Anayasalar’da yer almadığını, 1961 Anayasası ile bu eksikliğin giderildiğini kaydeden Eminağaoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin hukuk ve anayasal sisteme bu yolla girdiğini anlattı. Sonraki süreçlerde hukuk ve demokrasiyle barışık olmayan güçlerin, hukuk ve demokrasi konusunda getirilen kuralları ve organları hedef aldığını vurgulayan Eminağaoğlu, “Bu kurallardaki değişiklikler 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 2010’da ve de bu son yasa ile yapılmıştır. Düzenlemeler, normal yönetim dönemlerinde olmamıştır. Görüldüğü üzere bu düzenlemeler, ya olağanüstü dönemlerde ya da darbelerde yapılmıştır. Bu durum AKP’nin nasıl bir iktidar anlayışına sahip olduğunu ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
“Darbe niteliğinde adımlar”
AKP’nin, hukuk ve demokrasi alanında kimseye söz hakkı tanımadan, darbe hukukunu örnek alarak, darbe eylemi niteliğinde adımlar attığını belirten Eminağaoğlu, “Hatırlarsak AKP, dokunulmazlıklar konusundaki değişiklikle TBMM’yi vesayet altına almıştı. Bunun son örneği, 12 Eylül döneminde yapıldı. AKP, yasama organında tek güç gibi hareket etmektedir. Yürütmede Erdoğan başkanlık bir tarafa, köprü ücretlerini bile açıklar, belirler konuma gelmiştir” dedi.
AKP’nin, 2010’da Anayasa Mahkemesi’ni biçimlendirdiğini ve bu değişikliğin ‘meyvelerini’ topladığını söyleyen Eminağaoğlu, süreçte sıranın diğer yüksek mahkemelere geldiğini ifade etti. Eminağaoğlu, “Yasama, yürütme, yargı yani demokrasideki üç erk de aynı gücün, AKP’nin etkisi altına girmiş, erkler ayrılığı son bulmuştur. Yaşanan sivil darbe, bu faşist parti devletini ortaya çıkarmıştır. Basında da durum farklı değildir” şeklinde konuştu.
“Anayasa Mahkemesi neden oldu”
Laik ve demokratik Cumhuriyet’e aykırı olduğuna karar verdiği bir siyasi partiyi kapatmayan, ondan laik ve demokratik Cumhuriyet’e uygun faaliyet bekleyen Anayasa Mahkemesi’nin bu sonuçlara neden olduğunu söyleyen Eminağaoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Yapısı budanan ve 12 Eylül’den kalan yapısıyla 2008’de verdiği kararla AKP’yi kapatmayan Anayasa Mahkemesi, bugünkü sonucu yaratmıştır. İktidar, sonrasında önüne çıkacak engeller için, 2010’da Anayasa Mahkemesi’ni istediği yapıya sokmuştur. AYM, uygulama birliği için bağlayıcı olarak Anayasa’yı yorumlama görevine sahiptir. Diğer yüksek mahkemeler de ülkenin her yerinde uygulama birliği için yasaları yorumlama yetkisine sahiptir.”
“Yargı AKP’nin silahı olacaktır”
“Bu tabloda görülen, AKP yasama organındaki çoğunlukçu gücü ile istediği yasama işlemlerini yapmaktadır. AYM’deki gücü ile artık Anayasa’nın, yüksek mahkemelerdeki gücü ile de yasaların istediği biçimde yorumlanmasını sağlayacaktır. Yani AKP, bu yolla hizaya getirdiği yargı, hukukun üstünlüğünü değil, AKP’nin hukukunu, AKP’nin gücünü esas alacaktır. Yargı, hak ve özgürlüklerin güvencesi değil, AKP’nin silahı olacaktır. Yargı ile artık adalet değil, yargısız infazlar söz konusu olacaktır. AYM, varlık nedenini hatırlamalı, hukukun üstünlüğü adına, faşizme hayır demelidir.”
birgun