Yargıçlar Sendikası Kurucusu ve Ankara Barosu Avukatı Ömer Faruk Eminağaoğlu Osman Gazi Köprüsü’nün ücretlendirilmesinin Anayasaya aykırı olduğunu belirtti.
Eminağaoğlu şu hususların altını çizdi: “Otomobiller için tek yönde söz konusu olan 89 TL’lik ücret, aynı zamanda dünyadaki böyle bir mesafe için alınan en pahali ve en orantısız ücret niteliğinde.
Ulaşım konusu, Anayasamıza göre seyahat özgürlüğü kapsamında yer almaktadır.
Seyahat özgürlüğü ise, bir kişi hakkı olarak temel hak ve özgürlükler bağlamında, Anayasa’nın 23 üncü maddesinde güvence altına alınmıştır.”
Eminağaoğlu’nun köprünün ücretlendirilmesine ilişkin açıklamasının tamamı şöyle:
Osmangazi köprüsünden ramazan bayramı sonrasında geçişler ücretli duruma geldi.
Geçiş için öngörülen ücret, bayram tatilinin bitmesiyle uygulanmaya da başlandı.
Otomobiller için tek yönde söz konusu olan 89 TL’lik ücret, aynı zamanda dünyadaki böyle bir mesafe için alınan en pahali ve en orantısız ücret niteliğinde.
Ulaşım konusu, Anayasamıza göre seyahat özgürlüğü kapsamında yer almaktadır.
Seyahat özgürlüğü ise, bir kişi hakkı olarak temel hak ve özgürlükler bağlamında, Anayasa’nın 23 üncü maddesinde güvence altına alınmıştır.
Temel hak ve özgürlükler, Anayasa’nın 13 üncü maddesindeki düzenlemeye göre, ancak Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere bağlı olarak, özüne dokunulmadan ve de bir yasa ile sınırlandırılabilmektedir.
Seyahat özgürlüğünün düzenlendiği Anayasa’nın 23/1 maddesinde, herkesin seyahat özgürlüğüne sahip olduğu vurgulanmıştır. Anayasa’nın 23/3üncü maddesinde de bu hak ve özgürlüğün, ancak suç soruşturması, suç kovuşturması veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla sınırlanabileceği düzenleme altına alınmıştır. Dolayısıyla bu hak ve özgürlük ancak bir yasa ile ve ancak bu nedenlerle sınırlandırılabilmesi söz konusu olabilir.
Olayımızda, öngörülen ücretin orantısızlığı, bu orantısızlığın da hakkın özünü zedelemesi bir tarafa, bir ücret öngörülmesi konusu bile çok açıkça Anayasa’ya aykırıdır. Çünkü, söz konusu ücret, bu hak ve özgürlüğün kullanılmasını kısıtlamaktadır ki, bu hak özgürlük konusunda böyle bir kısıtlamanın da anayasada dayanağı bulunmamaktadır.
Seyahat özgürlüğünü ve bu özgürlüğün kullanılacağı ortamı, devlet sağlamakla yükümlüdür. Yol ve köprü yapımı, özgürlüğün kullanılacağı ortamı sağlamakla ilgilidir. Bu hak ve özgürlük te, nitelik olarak kuşkusuz bir ekonomik hak ve özgürlük olmayıp, kişinin maddi durumuna bağlı olmaksızın dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez olarak kullanacağı bir hak ve özgürlük niteliğindedir.
Her şeye kadiri mutlak AKP hükümeti, ulaşıma yeni açılan Osmangazi köprüsünü ücretlendirmiş, her şeye kadiri mutlak Cumhurbaşkanı da, bir lütuf olarak bayram süresince köprünün ücretsiz olduğunu duyurmuştur. Ancak, bazı ülkelerde bu gibi ücretler söz konusu olsa da, Anayasamızdaki hükümler gözetildiğinde, ne hükümetin, ne de Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’ya göre bu hak ve özgürlüğün kısıtlanamayacağının farkında bile olmadıkları da bir kez daha görülmüştür.
Açıkçası kendilerini Anayasa ile bağlı hissetmedikleri için bu durumu da önemsemişlerdir. Muhalefet te bu gibi konularda her zaman, adeta bir milli mutabakat hükümeti varmışcasına ve kendileri de adeta böyle bir milli mutabakat hükümetinin bir parçasıymışcasına hareteket ettiğinden, sadece hükümet içinde farklı ses çıkarmanın ötesinde işlem yapmadıklarından, bu durumun üzerine gitmeyi bile düşünmemiştir. Sonuçta kısıtlanan halkın seyahat özgürlüğü olmuştur.
Sonuç olarak, söz konusu ücretlendirmenin anayasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu ücretlendirme Anayasa’da öngörülmediği gibi, bir yasa ile bile gerçekleştirimemiştir. Kaldı ki ayrıca bu ücretlendirme, hakkın özünü zedelemiş, orantısız nitelik te taşımıştır. Bu yönleriyle konu açıkça Anayasaya aykırıdır. Ücretlendirme miktarı ve bu yolun kullanılması, kişinin seyahat özgürlüğünün kısıtlanması yanında, bu güzergahta özellikle sürekli yer alanların bu yolu kullanmaları durumunda yaşamlarını sürdürecek ekonomik olanaklarını aylık olarak sadece bu yola yatırmalarına, böylece bu olanaklarını kaybetmelerine, ayrımcılığa uğramalarına da neden olmaktadır.
Seyahat özgürlüğünden yararlanılacak ortamı var etmek devletin görevidir. Devlet bunun için de, yol ve köprü yapmak yükümlülüğü altındadır. Böyle bir durumda da bizatihi ücretlendirmenin varlığı da ayrıca Anayasa’ya aykırıdır.
Bu nedenle hükümetin bu işlemi düzeltmesi, ücretlendirme işlemini geri alması, aksi halde bireylerin, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin bu yolda başvuru yapması, geri alma işlemi gerçekleşmez se dava açmaları gerekmektedir.
Burasının AKP hukukunun geçerli olduğu bir parti devleti değil, bir hukuk devleti olduğu unutulmamlıdır.
Böyle bir davayı da, yargı bağımsızlığı konusundaki her türlü olumsuz koşula rağmen yargıçların kuşkusuz, benzeri olaylarda karşılaşıldığı gibi, kendilerine kişisel beklenti konusu yapmadan, karşılaşabilecekleri her türlü sıkıntıyı görevin doğal bir gereği olarak kabul ederek, hukukun üstünlüğünü gözeterek sonuçlandırmaları gerekmektedir.
KAYNAK: HABERDAR