Soner Yalçın/ odatv
12 Eylül 1980 askeri darbesiyle, bu dincileştirme projesi en katı biçimde uygulanmaya başlandı. Bugünün Cemaatçi darbecilerinin çoğu işte bu koşullarda yetiştirildi.
Şanslıydım; yakın tarihin sıra dışı olaylarının merkezinde bulunmuş insanlarla tanıştım; dostluklar kurdum; özel sohbetler yaptım. Anlattıklarından birini aktarmalıyım:
27 Mayıs 1960 askeri müdahalesine karar verenler ayrıca “B Planı” hazırladı. Bu nedenle Kurmay Albay Talat Aydemir başta olmak üzere kimi subayları yurt dışı göreve gönderdiler. Başarısızlık halinde bu “çekirdek kadro” zamanla yurda dönerek gizli hücre örgütlenmelerini sürdürecekti; ta ki başarılı olana kadar!..
27 Mayıs başarılı oldu.
Talat Aydemir, Kore‘den döndü. Kara Harp Okulu Komutanlığı’na atandı. Çünkü…
Kara Harp Okulu önemliydi. (Abdülaziz’e yapılan 1876 darbesinden itibaren askeri okullar bu olağanüstü müdahalelerde hep aktif oldu!) Örneğin, 27 Mayıs hareketinin başarılı olmasında Kara Harp Okulu Komutanı Sıtkı Ulay‘ın büyük çabası vardı.
Evet, 27 Mayıs başarılı oldu; askerler iktidarı ele geçirdi.
Fakat, süreç içinde -”14’ler” gibi- görüş ayrılıkları doğabilir; ve bu askeri müdahalenin başarısızlığına neden olabilirdi. Bunun önüne geçmenin yolu, Kara Harp Okulu gibi kritik yerleri hep elde tutmaktı.
Biliyorsunuz. Talat Aydemir zamanla 27 Mayıs kadrosuyla ters düştü; Kara Harp Okulu öğrencilerini yanına alarak 1962 ve 1963’te iki kez ayaklandı. Başarısız oldu. Ve idam edildi. (Demek ki idamlar darbelere engel olmuyor!)
Bugün düşünüyorum…
Cemaat darbecilerinin “B Planı” ne? Bu henüz ortaya çıkmadı!
– “Boğazımı sıktılar…”
– “Kafama çuval geçirdiler…”
– “Beni esir aldılar…”
Gibi sözleri duydukça aklıma 27 Mayısçıların müdahaleden önce Talat Aydemir’i Kore’ye göndermesi geliyor!
1971’DEN BERİ
Cemaat darbesinden hemen önce…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Fethullahçı Terör Örgütü”ne (FETÖ) ilişkin ana soruşturmasını tamamladı. Aralarında Fethullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu 660 sayfalık iddianamede Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun, Gülen Cemaati’nin 1971 yılından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde örgütlenmeye çalıştığı ve 1984’ten sonra bu faaliyetlerin yoğunluk kazandığını yazdı.
Peki…
A. Cemal Özkan (d.1922- ö.2010) adını hiç duydunuz mu? Sanmam.
Tümgeneral idi.
1969-1973 yılları arasında Kara Harp Okulu Komutanlığı yaptı. Bu görevde 4 yıl gibi uzun süre kalan üç komutandan biri oldu. (Bu görevde 5 yıl kalan Korgeneral Namık Kemal Ersun, Ecevit’e karşı darbeye kalkışacağı iddiasıyla 1977’de emekli edildi!)
Cemal Özkan niye bu görevde uzun kaldı?
1969-1973 süreci kritik yıllardı. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 68 Kuşağı‘nın estirdiği sol rüzgarlar vardı. Bu rüzgarın Türk Silahlı Kuvvetleri’ni etkilememesi mümkün değildi. Teğmenler, Üsteğmenler, Yüzbaşılar Mahir Çayan gibi devrimcilerin yoldaşı olmaya başladı.
İşte… Bu süreci durdurmak için A. Cemal Özkan Kara Harp Okulu Komutanı yapıldı.
12 Mart 1971 askeri darbesi genç subayları ve askeri öğrencileri biçti. Ve o dönem…
ABD, Türk Ordusu’ndaki bağımsızlıkçı-Kemalist damarı yok etmek için dincilik ipine sarıldı. A. Cemal Özkan bilinçli seçildi. Bu nedenle…
Tümgeneral Özkan’ın emekli olduktan sonra Erbakan’ın partisi MSP’ye katılmasına kimse şaşırmadı. Sadece MSP’ye katılmakla kalmadı; milletvekili adayı oldu; MSP adına radyoda seçim konuşması yaptı. Konusu, “dış mihraklar” idi! Dış mihrak dediği, solculardı.
Diyeceksiniz ki… “Cuntacı Talat Aydemir’den MSP’li Cemal Özkan’a geldin, ne demek istiyorsun arkadaş?”
Şunu…
TSK’NIN GENETİĞİ
Savcı, “Cemaat, TSK’ya 1971’de sızdı” deyince…
Cemaatçi darbecilerin biyografilerine baktım.
Örneğin… Darbeciler arasında en yüksek rütbede olup, “nasıl Cemaatçi olur” denen 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, Kara Harp Okulu 1973 mezunuydu! Cemal Özkan’ın gözbebeğiydi; namazında niyazında bir komutandı.
Cemal Özkan’ın başarılı öğrencileri arasında kimler yoktu ki:
– Koltuğundan alınıp alınmadığı henüz netleşmeyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Kara Harp Okulu 1970 mezunuydu!
– Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 1972 mezunuydu. (Hulusi Akar da 2002-2005 yılları arasında Kara Harp Okulu Komutanlığı yaptı.)
Şunu demek istiyorum:
Cemaat’in TSK’ya 1971’de sızıp sızmadığını bilmiyorum. Bildiğim o yıllar; Türk Ordusu’nun “genetik yapısıyla” oynandığı; ve sola karşı, dincilikle set çekilmeye başlandığıdır. (Bu dinci politikaların uygulayıcılarından darbeci Faik Türün MSP’nin Cumhurbaşkanı adayı oldu!)
O dönemde askeri okulların ders müfredatı bile değişti. Keza… Bu okullarda Türk-İslamcı Aydınlar Ocağı’ndan icazet alanlar öğretmenlik yapmaya başladı.
12 Eylül 1980 askeri darbesiyle, bu dincileştirme projesi en katı biçimde uygulanmaya başlandı. Bugünün Cemaatçi darbecilerinin çoğu işte bu koşullarda yetiştirildi.
Yani…
ABD, 27 Mayıs veya sol askeri müdahalelerin önüne geçme stratejisiyle, TSK’yı dincileştirdi. Cemaat bu kervana böyle katıldı.
Savcı Serdar Coşkun’un 1971 ve 1984’e dikkat çekmesinin sebebi budur.
Bugün…
Başta Erdoğan olmak üzere AKP bu yakın tarihsel süreçten gerekli dersler çıkarmalıdır.
Cemaatçi darbeciler AKP iktidarını yıkmak için ayaklandı! Yani…
Erdoğan ve AKP; TSK’yı -hâlâ ABD stratejileri doğrultusunda- daha da gericileştireceğine; bağımsızlıkçı, demokrasiye ve kurumlarına bağlı askerler yetiştirilmesinin yolunu açarak darbelerin önüne geçebilir.
Odatv.com