Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Ben iyi bir eğitim aldım. Bu eğitimi bu ülke bana verdiği için kendimi ülkeme borçlu hissediyorum. Ve ülkemin işine yarayacak bir şeyler yapmak yoğun arzusu ile hareket ediyorum.
Eminim ki, benimle aynı düşünen yüzbinler var bu ülkede.
Cumhuriyetin kaynakları ile okumuş, ülkesi için başarılı işler yapmış, ve de yapmaya devam etmek isteyen. (Prof. Dr. Türkan Saylan: “Bu cumhuriyette eğitimli olan herkes cumhuriyete borçludur.”)
Bir şeyi yapmak için o şeye ihtiyaç duyulması lazım.
Yani arz ve talep dengesinin oturması lazım.
Son günlerde ülkemde neler oluyor?
Onbinlerce kişinin çalıştığı kurum ile ilişiği kesiliyor, kurumlar kapatılıyor.
Bu bir sürü alanda eğitimli kişi eksikliği oluştuğu anlamına geliyor.
Temizlik yapılan kurumların başında askeriye ve eğitim geliyor.
Kapatılan eğitim kurumlarının çoğunun 2000li yıllarda açılan yerler olduğunu görüyoruz. Yani bir gelenekleri, bir geçmişleri yok, ve de bir ülkenin sistemini felç etmek amacı ile kurulmuşlar.
Bu okullar 15 temmuz kalkışması sonrası Milli Eğitime bağlandılar ve öğretmenlerinin de lisansları iptal edildi.
400.000 öğretmen atama bekliyordu. Bu nedenle öğretmen sıkıntısı oluşacak gibi görünmüyor.
Gelelim askeri okullara. Onların durumu yukarıda bahsedilenler ile taban tabana zıt.
Osmanlı İmparatorluğu güçten düşmeye başladıktan sonra orduyu modernize etme gerekliliği duymuş ve bu ihtiyaçtan askeri okullar kurulmaya başlanmıştır.
Kara Harp Okulu: Yeni oluşturulan ordunun subay ihtiyacını karşılamak için; 1795’de topçu ve istihkam subayı yetiştirmek üzere Mühendishane-i Berri Hümayun İstanbul Eyüp’te açılmıştır. Mekteb-i Harbiye Sultan II. Mahmud’un emriyle 1834 tarihinde kuruldu.
Deniz Harp okulu: Deniz Harp Okulu’nun temelini teşkil eden ve Tersane Hendesehanesi adını taşıyan ilk okul; 1773 yılında III. Mustafa zamanında kuruldu.
Hava Harp Okulu: İlk olarak Yeşilköy Hava Okulu adı ile 3 Temmuz 1912’de resmen faaliyete başladı.
Kuleli Askeri Lisesi: Kuruluş 1845
Maltepe Askeri Lisesi: Kuruluş 1928, v.s…
Askeri okulların tarihi 1800 lü yıllara dayanmaktadır. Bu okullar ülkemize sayısız şerefli subay yetiştirmiştir.
Bu subaylar cumhuriyetimizi korumak için büyük bir vatanseverlikle ülkemiz için çarpışmış, gençleri eğitmiş ve ülkemizin iyi yetişmiş ve kendilerine kaynak aktarılan kişileri olmuşlardır.
15 temmuz olaylarından sonra ordudan yüksek sayıda üst rütbeli subay ayrıldı. Bu durum akıllara ordumuzun komuta kademesi için yeterli sayıda elemanı olup olmadığı sorusunu getirdi. Başbakan bir açıklama yaparak orduda yeterli sayıda komutan olduğunu ve emekli subaylara ihtiyaç duyulmadığını söyledi.
Ancak emekli olan, ve bu devletin onlara büyük yatırımlar yapmış olduğu generallerimiz ve yüksek rütbeli subaylar var.
Bu yetişmiş kişiler şu anda mezun oldukları okullara komutan olmak için başvursalar, ve “bu okullarda yetişecek olan gençlerin teminatı benim” deseler, askeri okullar konusu bir çözüme kavuşmaz mı?
Eğer konu bu okullarda yetişecek olan cumhuriyet ilkelerine bağlı gençlerse, onları yetiştirecek olanlar da bu okullardan mezun olup bu ilkelere bağlılıklarını ispat etmiş komutanlarımızdır.
Okulları kapatmak yerine, uzmanlarına zimmetleyelim diyorum.
Bu ülkenin kurucusu bu okullardan mezun oldu. Bu okulları da tekrar düzene sokacak olanlar bu okulların mezunları olmalı.
Liyakatlerinden emin olmak için sonsuz araştırma yapabilirsiniz.
Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
