Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Bugün sosyal medyada “2. Mondros” başlıkları gözüme çarptı.
Ülkemizde tarih dersi anlamından koparılmış bir şekilde, sadece savaş adı ve zamanı ezberlemek şeklini almış olduğu için, halkımız, milletimiz tarihini bilmiyor.
Ülkemiz için bu kadar büyük önem taşımış olan Mondros konusunda sosyal medyada paylaşımlarda bulunmuştum. Ama bu paylaşımlar 31 ekim tarihinin yıldönümlerinde idi, çünkü Mondros 31 ekim 1918 tarihinde imzalandı.
Madem ki sosyal medya bu konunun üzerinde bugün o kadar çok durdu, ben de 31 ekimi beklemeden bu konuya gireyim dedim.
Aslında Mondros diyoruz ama, 1900 ler sonrası Türklerin tarihinin her anında olduğu gibi, bu anının da baş rolünde Mustafa Kemal var.
Mondros istiklal mücadelemizin ateşleyicisidir.
1.Dünya Savaşı’ndan Almanya yenilmiş olarak çıktı. Almanya ile aynı tarafta yer almış olan Osmanlı Devleti de yenilmiş oldu. Bu savaşın sonunda yapılan ateşkes antlaşması da Mondros idi.
Mondros Antlaşması Limni adasının Mondros limanında demirlemiş olan İngiliz Agamemnon zırhlısında imzalandı. Bu antlaşma Osmanlı İmparatorluğunu fiiilen bitiren antlaşmadır.
Limni adası aynı zamanda Çanakkale savaşı boyunca müttefiklerin donanmasının demirlemiş olduğu yerdi.
(Antlaşma maddeleri yazının sonunda listelenmiştir)
O zamanın kahraman amirali Rauf Bey bu antlaşmayı gözyaşları içinde imzaladı. Bazı maddeler ağırdı. İngiliz büyükelçisi “şerefim üzerine sizi temin ediyorum ki, bu şartlar bu kadar ağır değildir” türü bir şey söyleyip bunu yazdı ve imzaladı. Bu mektup padişaha antlaşma ile birlikte zafer kazanılmış havası ile iletildi.
Ancak bir süre sonra antlaşmada ne yazıyorsa, büyükelçinin şerefini kimse düşünmeden, oldu, ve ülke işgal edilmeye başlandı.
Bu işin Mustafa Kemal ile ilgili kısmı ise asıl önemli olandı. M.Kemal o sırada Suriye sınırında 7. Ordu komutanı idi. Antlaşma yapılınca Alman subaylar ülkelerine dönmek zorunda kaldı ve M. Kemal Liman von Sanders’in ayrılması ile Yıldırım Orduları komutanı oldu. Ancak bu anlaşma maddelerinin ülkenin işgaline götüreceğini görerek iptal edilmesini istedi. Sesini kimseye duyuramayınca “ben İngilizlere generallik yapmam” diyerek ordudaki görevinden ayrıldı ve İstanbul’a geldi.
13 kasım günü tren ile İstanbul’a geldi, ve bir motor ile Avrupa yakasına geçerken müttefiklerin donanması da Boğaz’a giriyordu. Meşhur “geldikleri gibi giderler” o sırada motorda söylenmiştir.
Önce Meclise dahil olup Harbiye Bakanı konumunda gidişatı engellemeye çalıştı. Bu mücadele 6 ay sürdü. Bu işin yürümeyeceğini görünce Samsun’a çıkarak istiklal mücadelesini Anadolu’da başlattı. (Tecrübe ona her mücadelenin en uygun yerinin aynı olmayacağını göstermişti. Örneğin kurduğu Vatan ve Hürriyet cemiyetini o sırada görevli olduğu Suriye ve civarında geliştiremeyeceğini görünce birliğinden izinsiz olarak ayrılıp Selanik’e gelmiş, ve burada kurduğu Selanik Şubesi 2. Meşrutiyete giden yolda ön planda olmuştur)
Ancak daha Suriye’de iken geri çekilmekte olan ordunun silahlarının korunmasını ve İngilizlere teslim edilmemesini emretti.
Yani Mondros istiklal mücadelemizin başlama fişeğidir.
Anlaşma Maddeleri
30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması 25 maddeden oluşmuştur.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının Maddeleri
1- Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının açılması, Karadeniz’e serbestçe geçişin temini ve Çanakkale ve Karadeniz istihkamlarının İtilaf Devletleri tarafından işgali sağlanacaktır.
2- Osmanlı sularındaki bütün torpil tarlaları ile torpido ve kovan mevzilerinin yerleri gösterilecek ve bunları taramak ve kaldırmak için yardım edilecektir.
3- Karadeniz’deki torpiller hakkında bilgi verilecektir.
4- İtilaf Devletlerinin bütün esirleri ile Ermeni esirleri kayıtsız şartsız İstanbul’da teslim olunacaktır.
5- Hudutların korunması ve iç asayişin temini dışında, Osmanlı ordusu derhal terhis edilecektir.
6- Osmanlı harp gemileri teslim olup, gösterilecek Osmanlı limanlarında gözaltında bulundurulacaktır.
7- İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır.
8- Osmanlı demiryollarından İtilaf Devletleri istifade edecekler ve Osmanlı ticaret gemileri onların hizmetinde bulundurulacaktır.
9- İtilaf Devletleri, Osmanlı tersane ve limanlarındaki vasıtalardan istifade sağlayacaktır.
10-Toros Tünelleri, İtilaf Devletleri tarafından işgal olunacaktır.
11- İran içlerinde ve Kafkasya’da bulunan Osmanlı kuvvetleri, işgal ettikleri yerlerden geri çekilecekler.
12- Hükümet haberleşmesi dışında, telsiz, telgraf ve kabloların denetimi, İtilaf Devletlerine geçecektir.
13- Askeri, ticari ve denizle ilgili madde ve malzemelerin tahribi önlenecektir.
14- İtilaf Devletleri kömür, mazot ve yağ maddelerini Türkiye’den temin edeceklerdir. (Bu maddelerden hiç biri ihraç olunmayacaktır.)
15- Bütün demiryolları, İtilaf Devletlerin zabıtası tarafından kontrol altına alınacaktır.
16- Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak’taki kuvvetler en yakın İtilaf Devletlerinin kumandanlarına teslim olunacaktır.
17- Trablus ve Bingazi’deki Osmanlı subayları en yakın İtalyan garnizonuna teslim olacaktır.
18- Trablus ve Bingazi’de Osmanlı işgali altında bulunan limanlar İtalyanlara teslim olunacaktır.
19- Asker ve sivil Alman ve Avusturya uyruğu, bir ay zarfında Osmanlı topraklarını terk edeceklerdir.
20- Gerek askeri teçhizatın teslimine, gerek Osmanlı Ordusunun terhisine ve gerekse nakil vasıtalarının İtilaf Devletlerine teslimine dair verilecek herhangi bir emir, derhal yerine getirilecektir.
21- İtilaf Devletleri adına bir üye, iaşe nezaretinde çalışacak bu devletlerin ihtiyaçlarını temin edecek ve isteyeceği her bilgi kendisine verilecektir.
22- Osmanlı harp esirleri, İtilaf Devletlerinin nezdinde kalacaktır.
23- Osmanlı Hükümeti, merkezi devletlerle bütün ilişkilerini kesecektir.
24-Altı vilayet adı verilen yerlerde bir kargaşalık olursa, vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkını İtilaf Devletleri haiz bulunacaktır.
25-Müttefiklerle Osmanlı Devleti arasındaki savaş, 1918 yılı Ekim ayının 31 günü mahalli saat ile öğle zamanı sona erecektir. (tr.wikipedia.org)