anadoluverumelimedya.com

Darbeci Mehmet Dişli’nin ortağı kim çıktı

Kamuoyu, Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli‘yi 15 Temmuz darbesiyle tanıdı. Darbecilerin, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı darbe bildirisini imzalamaya ikna etmekle görevlendirdiği isimdi. Zira Akar’ın 16 yıllık arkadaşı, dostuydu. Dişli, o gece Akar’ın karşısında “iyi polisi” oynadı. Akar onun gerçekte darbeci başı olduğunu ilerleyen saatlerde anlayabildi. Buna rağmen “rehin” tutulduğu Akıncılar Üssü’nden Çankaya Köşkü’ne onunla beraber gitmekte sakınca görmedi. Sonra burada yetkililere “darbeci” olduğunu söyleyip, onu gözaltına aldırdı. Tümgeneral Dişli’nin önemli bir diğer özelliği de AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli‘nin kardeşi olmasıydı.

Reklam alanı

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dişli, kardeşinin darbeci olduğunun ortaya çıkmasından sonra twitter hesabından, “Biz Türkiyemiz ve ay yıldızlı bayrağımızın emrindeyiz. Liderimiz dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır. Soyadı Dişli olan Tümgeneral kardeşim de olsa asla ve asla duruşumuz değişmez, aksine katmerlenir. Biz ölümüne darbeye hayır dedik, demeye devam edeceğiz” şeklinde bir açıklama yaptı. Meclis’te gazetecilerin soruları üzerine de, “Ne söylememi istersiniz, biraz benimle empati yapın. Partimden bana beklemem gerektiği söylendi. Bu ülkenin, bu partinin, Cumhurbaşkanı’nın emrindeyim. Görevimi niye bırakayım” dedi ve ondan sonra sustu.

Ama AKP’de Şaban Dişli rahatsızlığı artarak devam ediyor. Yakın çevresi hakkında yeni yeni “dosyalar” açılıyor.

Dosyalardan biri AKP’nin kuruluş döneminde ve 2002-2007 yılları arasında Meclis’te Şaban Dişli’nin danışmanlığını yaptığı belirtilen Durmuş Ali Koçer hakkında. Sakarya medyasının, “Paraya para demeyen ünlü müteahhit” dediği, yaklaşık 110 milyonluk mal varlığı bulunduğu öne sürülen Koçer darbeden 15 gün önce “Cumhurbaşkanına hakaret ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından tutuklandı. Darbeden sonra da mal varlığına el kondu.

Bu dosyada, “Devletin a…. koyma”dan yüksek meblağlı ranta, darbeci general Mehmet Dişli’yle şirket ortaklığından FETÖ’ye kaynak transferine adeta yok yok.

GENERAL DİŞLİ 2014’TE NİYE İFADE VERDİ?

Haydi AKP’lilerin de elinde olan bu dosyanın kapağını aralayalım:

21 Mayıs 2014… Muhalifbaski.com adlı internet sitesinde bir haber yer alır. Adapazarı’nda esnaflık yapan Osman Kariş isimli bir vatandaşın, düğün salonu açmak için aralarında AKP Sakarya Milletvekili Ş. D.’nin kardeşi Tuğgeneral M. D.’nin de bulunduğu 4 ortağa ait olan bir dükkanı kiraladığı, 500 bin lira masraf yaptıktan sonra dükkanın imar planına aykırı olduğunun ortaya çıkması üzerine şirketin ortağı Durmuş Ali Koçer’le aralarında problem yaşandığı Koçer’in, Osman Kariş’i uzun süre oyaladıktan sonra tehdit ve darpla sindirmeye çalıştığı anlatılmaktadır.

İddialara göre, esnaf sözleşmedeki şartlar yerine getirilene kadar kira ödememe hakkını kullanmaya başlar. Koçer de dükkanın boşaltılmasını ister. Esnaf, 500 bin liraya yakın masrafın kendisine iade edilmesi durumunda dükkanı boşaltabileceğini söyler. Bunun üzerine Koçer noter tebligatıyla kira bedelini yükselttiği gibi, esnafa icra davası açar. Esnafın, felçli muhtarın evine gönderilen icra tebligatından haberi olmaz. Haberi olduğunda da itiraz hakkı çoktan geçmiştir. Hakkında icra takibi başlatılır ve arabasına el konulur. Esnaf, savcılığa itirazda bulunur, ama reddedilir. Karşı dava açar.

İşte bu karşı davada, sözleşmedeki imzaların “sahte” olduğu ortaya çıkar. Sahte denilen imzalardan biri Tuğgeneral M.D.’ye aittir. O dönem M.D’nin de ifadesine başvurulur. Tuğgeneral M. D. evraktaki imzanın kendisine ait olmadığını ve imzayı kimin attığını bilmediğini söyler.

Muhalifbaski.com adlı internet sitesindeki haberin devamı şöyledir:

“Sahte imzalar, sözleşmeye ve yasalara aykırı uygulamalarla Kariş’i mağdur edip, yüz binlerce lira zarara uğratan, kendisini ve ailesini tehdit eden, darp eden D. A. Koçer hiçbir ceza almamışken, Kariş’in mağduriyeti devam ediyor. Ortaklardan Tuğgeneral M. D. kendi adına sahte imza atılmışken, olayları uzaktan seyretmekle yetiniyor. Mafyavari hareketlerle vatandaşı sömüren, dolandıran şahısların devlet organlarıyla bu kadar sıkı fıkı olması ise akıllara 90’lı yıllardaki devlet-mafya ilişkilerini getiriyor. Gözünü para hırsı bürümüş dolandırıcılar, devlet bürokrasisiyle olan yakın ilişkileri nedeniyle her şeyden kolayca sıyrılırken, tek güvencesi yasalar olan sıradan vatandaşlar sömürülüyor, mağdur ediliyor. Sürecin yargı boyutunun nasıl sonlanacağını merakla bekliyoruz…”

ESKİ DANIŞMAN HAKKINDAKİ DİĞER İDDİALAR

Yerel medya haberlerine göre, Şaban Dişli’nin eski danışmanı Koçer Sakarya’da epey ünlüdür. Koçer, 17/25 Aralık’tan önce Cumhuriyet Savcıları, bazı belediye başkanları, meclis üyeleri ve iş adamları hakkında yolsuzluk iddiasında bulunmuş, ancak iddiaları boş çıkmış, 17/25 Aralık’tan sonra da “şansı” ters dönmüştür.

Medyaya, Koçer’in geçen yıl evinin kurşunlandığı, hakkında Vergi Dairesine vergi kaçakçılığı ihbarlarının yapıldığı yönünde haberler de yansır. Nihayetinde FETÖ soruşturması kapsamında savcılık ve polis tarafından yaklaşık 6 ay önce “adım adım” izlemeye alınır.

Takibat sürerken Koçer, eşiyle birlikte ABD’ye gider. Burada 6 ay kaldıktan sonra Arnavutluk’a geçer. Mayıs ayının son günlerinde Türkiye’ye döndüğünde ise eşiyle birlikte gözaltına alınır ve 1 Temmuz’da Sakarya Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından, “Silahlı terör örgütüne üye olmak ve Cumhurbaşkanına hakaret” suçlarından tutuklanır.

Koçer hakkındaki iddia ve ihbarlar şöyledir:

Bir süre önce mal varlığının büyük bir bölümünü satarak, paraları yurtdışına çıkarmak…

Gayrı menkullerinin değerini düşük göstermek…

Ben AK Parti’nin kurucu üyesiyim. Bunların topunun anasını avradını sinkaf edeyim. Allah belalarını versin. AK Partisi belediyelerden imar noktasında izin almakta sıkıntı çekiyorum. Bunların hepsi hırsız. Devletin a… koydular. Ben de bunlarının topunun a…. koyayım” demek…

2014’te Afganistan’a gidip, FETÖ/PDY terör örgütünün okullarına ait inşaatları gezerken, Cemaat mensupları tarafından ağırlanmak ve Gülen okullarına 50 bin dolar bağışlamak…

MAHKEMEDE “MEHMET DİŞLİ’YLE ORTAĞIZ” DEDİ

Durmuş Ali Koçer hem Emniyet, hem Savcılık’ta “AKP üyesi” olduğunu vurgularken, tutuklandığı 1 Temmuz’da mahkemede verdiği ifadede de hakkındaki iddialar hakkında şunları söyledi:

Cumhurbaşkanına Hakaret : Şu anki Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik herhangi bir hakaretim sözkonusu değildir. Başbakanlığı döneminde de bir hakaretim olmamıştır. Çünkü ben partinin kuruluş döneminde milletvekili olan Şaban Dişli’nin danışmanlığını yaptım. Facebook’taki paylaşımlar tarafımdan yapılmamıştır.

FETÖ’yle Bağlantısı : Benim FETÖ terör örgütü denilen örgüt ile herhangi bir işim olmadı. İş adamıyım. Zaman zaman yurt dışına geziler yaptım. Yapmış olduğum iş gezileri yanlış değerlendirilmiş olabilir. Dosyada şikayetçi olan kişi benim yurt dışına çıktığımı söylemiş. Ben bu iftirayı kabul etmiyorum. Murat Uygun denilen kişi Gazeteciler Cemiyetinin Başkan Yardımcısıydı. 3 veya 4 sene önce Gazeteciler Cemiyetine ben bir yer sattım. Aracılık olarak benden para talep etti, ben para vermedim… İftiraya uğradım, suçlamaları kabul etmiyorum.

Koçer, Mahkemenin “lüzum üzerine” sorduğu bazı soruları da şöyle cevaplandırdı:

“Ocak ayında Amerika’daki hesabıma 507 bin 710 Amerikan Doları eşim tarafından havale yapıldı. Doğrudur. Eşimin mülkü vardı. Ortakları ile birlikte bu mülk satıldı, para buradan gelmiştir. Ortaklarının adı Mehmet Dişli (Şaban Dişli’nin kardeşi), Ali Duran’dır. Ortaklığı olduğu için satmak istediler, ben de satışına rıza gösterdim. Eşim de sattı, iş kurarız diye parayı bana gönderdi. O para bankada durmaktadır. Birazı ile ev aldım.”

MAHKEME TANIKLARA BASKI YAPILABİLİR DİYEREK TUTUKLADI

Mahkemenin, Şaban Dişli’nin eski danışmanı ve darbeci general Mehmet Dişli’nin ortağı Koçer hakkında verdiği tutuklama kararı da bir hayli dikkat çekici.

Kararda Cumhurbaşkanına hakaretle ilgili, “Şüpheliye ait sosyal paylaşım sitesi üzerinden Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesinden sonraki dönemde hakaret içerikli çok sayıda paylaşımının olduğunu, keza Başbakanlığı dönemine ait benzer şekilde hakaret içerikli paylaşımların yer aldığı, paylaşımların zaman ve sayısı dikkate alındığında şüpheli tarafından yapılmadığına dair savunmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu…”denilirken, yurtdışına para transferi ve FETÖ’ye yardım iddiaları konusunda şu sonuca varıldı:

“Tanıklar Mehmet Murat Uygun, Ömer Faruk Çakır ve Habip Dayıoğlu’nun anlatımları, yurt içi ve yurtdışı büyük meblağlı para transferleri ile dosya içerisinde mevcut araştırma tutanakları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin finansal destek sağlamak suretiyle terör örgütüne yardımda bulunduğu, tanıklar Ömer Faruk Çakır (Basın İlan Kurumu İl Müdürü) ile Habip Dayıoğlu (Basın İlan Kurumunda memur) şüpheli arasında herhangi bir husumetin bulunmadığı, mevcut deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, terör örgütüne üye olma ve Cumhurbaşkanına hakaret suçlarına ilişkin somut delile dayalı kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğu, soruşturmanın ve delil toplama işleminin devam ettiği, atılı suçlardan terör örgütü üyeliğinin CMK 100/3 maddesinde düzenlenen katalog suçlardan olduğu, kaçma şüphesi ile tanıkların ifadelerinin değiştirilmesine yönelik baskı yapılmak suretiyle delillerin karartılma şüphesinin bulunduğu,bu aşamada adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı anlaşılmakla tutuklanmasına…”

Mahkeme, tanıklara kim/kimlerin, nasıl baskı yapabileceğinden endişelendi acaba?

AKP’de Şaban-Mehmet Dişli kardeşler krizi, bu dosyadan sonra bakalım nasıl bir seyir izleyecek!..

Müyesser Yıldız

Odatv.com

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.