TLB Genel Başkanı
Bora Çelik
ABD’nin Türkiye’yi bölme, parçalama ve yönetme hayalinin önündeki en büyük engel Türk Silahlı Kuvvetleridir. ABD, Türk ordusunun savaşma direncini kırmak için yıllardır sistemli bir şekilde saldırmaktadır.
1991 yılında ABD, Irak’ı böldü ve kuzeyde Barzanistan yönetimini kurdu. TSK, bu saldırının Türkiye’yi bölme amacını da kapsadığını saptadı ve cephesini ABD tehdidine dönmeye başladı.
1990’lı yıllarda ABD’nin Dışişleri Bakanlığı’na, “Pentagon” diye anılan Savunma Bakanlığı’na ve CIA’ya bağlı yayınlarda, “Türk ordusunun hizadan çıktığı” yönünde değerlendirmeler yapıldı.
1995 yılı Mart ayında, Türk ordusu Çelik Harekâtı’yla, ABD denetimindeki Kuzey Irak topraklarına girdi ve PKK’ya ağır darbeler indirdi.
3 Eylül 1999 günü, Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, “28 Şubat’ı bin yıl sürdürme kararında olduklarını” açıkladı.
ABD Silahlı Kuvvetleri, hemen 1999 yılı sonunda “bin yıla bin yıl meydan okumasıyla” Türkiye’yi işgal tatbikatı hazırlıklarına girişti. ABD Silahlı Kuvvetleri, 24 Temmuz 2002 günü, Nevada çöllerinde “Millenium Challenge 2002” (Binyılın Meydan Okuması 2002) adındaki işgal tatbikatına başladı. Tatbikatın ilk günü için Lozan Antlaşması tarihi seçilmişti.
Meclis, 1 Mart 2003 günü ABD askerine Türkiye’de konuşlanma olanağı veren tezkereyi reddetti.
ABD ordusuna bağlı kuvvetler, 4 Temmuz 2003 günü Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirdi.
2007 yılı Haziran ayında Ergenekon tertibi başlatıldı. TSK Komutanları ve vatanseverlerimiz hapse atıldı. 2014’ün Mart ayında o vatanseverler silivri duvarlarını yıktı. Ardından 2014 yılı Eylül-Ekim aylarında Türk Silahlı Kuvvetleri ile ABD Ordusu Ayn El Arap’ta karşı karşıya geldi. 24 Temmuz 2015’de TSK, ABD’nin ‘kara kuvvetim’ dediği PKK’ya karşı kararlı mücadele başlattı. PKK hendeğe gömüldü. Savaş Suriye’nin kuzeyine sıkıştı. Suriye, İran, Irak ve Rusya dostluğu zorunlu hale geldi.
24 Temmuz 2015’te bu dostluğu engellemek amacıyla, TSK içerisindeki FETÖ’cüler Rus uçağını düşürdü. Türkiye-Rusya dostluğu zedelendi. Rusya ile ilişkileri düzeltmek için Türkiye’nin özür mektubuna cevabı ABD, Atatürk Havalimanı’nda bomba patlatarak verdi. (28 Haziran 2016)
15 Temmuz’da ABD Türkiye’deki eli olan FETÖ’cülerle darbe girişiminde bulundu. Milletin ve TSK’nın seferberliği ile bu darbe girişimini bozguna uğratıldı.
ABD’nin Türkiye’yi bölme, parçalama ve yönetme hayalinin önündeki en büyük engel Türk Silahlı Kuvvetleridir. ABD, Türk ordusunun savaşma direnci kırmak için yıllardır sistemli bir şekilde saldırmaktadır. Amerikancı FETÖ’cü generallerin 2013 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulmak üzere hazırlandığı “Savunma Formu Raporu”nda yer alan istekler bugün KHK’yla gerçek oluyor.
220 sayfalık raporda TSK’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması istekleri var. 31 Temmuz’da çıkarılan kararnameyle; Jandarma Genel Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı’na bağlanıyor. Askeri Liseler ve Harp Okulları’nın kapatılmasıyla TSK’nin vatansever subaylar yetiştirmesine engel olunuyor. Genelkurmay ile kuvvet komutanlarının arasındaki bağ koparılarak TSK’nın hareket kabiliyeti zayıflatılıyor. Soros’un Türkiye ayağı olan, Açık Toplum Enstitüsü’nün finansmanı ile TESEV de TSK’ın zayıflatılması gerektiğini düşünüyor, Türkiye çıkarına politika üretmeyi suç sayıyor. Jandarma Genel Komutanlığı’nın TSK’nın emir komutasından çıkarılmasını savunuyor.
ABD’nin Türkiye’ye yönelik saldırılarına karşı direnecek biricik gücümüz Türk Silahlı Kuvvetleridir. Türk ordusunu zayıflatacak her türlü girişim ABD’ye hizmet etmektedir. AKP’nin bu kararnamelerini, darbe girişimi başarılı olsaydı ABD güdümlü FETÖ’cülerin de çıkaracakları ortadır. ABD’nin bu hayalleri, bugün AKP’nin kararnameleriyle gerçekleştirilmektedir. ABD projesi olan her türlü kanun bu topraklarda hükümsüzdür.
ABD’nin bu hayallerinin suya düşmesi için tek çözüm 110 milletvekilinin bu kararnameleri iptal istemini Anayasa Mahkemesi’ne taşımasıdır. Anayasa’nın 148. Maddesinin ilk fıkrası, olağanüstü hal ve sıkıyönetim kanun hükmünde kararnamelerinin yargısal denetim yolunu kapatmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi, Anayasanın bu yasağını 10 Ocak 1991 ve 3 Temmuz 1991 tarihli kararlarıyla büyük ölçüde aşmıştır.
Vekillerimizin önünde tarihi bir görev vardır. Ya 110 milletvekili arasına girip Türkiye cephesinde yer alacaklardır. Ya da 110 milletvekilinin arasına girmeyerek ABD’ci, SOROS’cu, FETÖ’cü cephede yer alacaklardır.
TLB Genel Başkanı
Bora Çelik