Anafartalar zaferi
Sosyal medyada “Anafartalar Zaferi Kutlu olsun”, “Şehitlerimize Allah Rahmet eylesin” başlıkları ve Mustafa Kemal ve askerlerinin resimleri yer alıyor.
Güzel. Ancak biz bir eksik gözlemliyoruz.
Çanakkale Savaşı eğer Türkiye Cumhuriyetinin temelini oluşturan bir savaşsa, ki öyle, orada ne olduğunu her Türk vatandaşının bilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Mustafa Kemal ‘e madem bir alay çulsuz saldırıp duruyor, onların da sesi yüksek çıkıyor, o zaman orada ne olduğunun gün be gün tarih kitaplarında yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Japonya’ya gelen bir Türk diplomata ülke hakkında bilgiler verilirken “her Japon çocuğuna ilk iş olarak Hiroşima anlatılır. Milli hislerin oluşması bizim için her şeyden önemlidir” denmiş. O diplomat da “Bizde Hiroşima yok” deyince “Sizde Çanakkale var, onun yanında Hiroşima bir hiç kalır” cevabı verilmiş..
Dış ülkelerden bu şekilde görülen bir Çanakkale’yi kaç Türk çocuğu, ya da yetişkini biliyor?
Anafartalar zaferine götüren yolda neler oldu?
Yarımadaya yedek tümen komutanı olarak gelen Mustafa Kemal nasıl oldu da Anafartalar kahramanı oldu?
Enver Paşa’nın Mustafa Kemal’in rütbe almasını yavaşlatmasına rağmen, nasıl oldu da Anafartalar’da bir ordu büyüklüğündeki birliklere komuta etti? (Enver Paşa’ya “Ona kolordu emanet etmiyordunuz, ama ordu yönetiyor” dendi hatta)
Osmanlı devleti bu savaşta elinden gelenin en iyisini yaptı, bütün kaynaklarını bu savaşa yönlendirdi, en iyi komutanlarını buraya yolladı. Başında çeşitli cephelerde başlayan savaş sonra Kuzey ve Güney cepheleri haline dönüştü ve bu kuvvetlere iki kardeş komuta etti. Bu çok sıkışık durumlarda birbirlerine destek kuvvet yollamalarını da kolaylaştırdı. Mustafa Kemal’in bağlı olduğu Kuzey Grubunun komutanı Esat Paşa mesela, bir efsane idi.
Her çocuk okulda orada ne olduğunu adı gibi öğrenmeli ve bilmelidir.
Okullarda okutulan tarih dersinin ezberden uzaklaştırılarak mantık altyapısına oturtularak içselleştirilmesi gerekmektedir.
Bu şarttır. Aksi taktirde sabah akşam duyduğumuz hurafe ve zayıflıklar halkımızı kolay aldatılabilir bir yapıya götürmektedir.
Ezber değil, anlayarak, pozitif bilimlere ağırlık verilerek eğitimin çağdaşlaşmasının gereği olmazsa olmazdır.
Anadolu ve Rumeli Medya
Not:
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.”
(1 Mart 1922 TBMM açış konuşmasından)