Gökyüzüne bakın. Ne görüyorsunuz?
Gri bir gökyüzü.
Bugün öyle.
Peki genelde nasıl?
Bulutlar var. Ama bildiğimiz, resimlerde gördüğümüz, eski filmlerde seyrettiğimiz bulutlar değil bunlar.
Çizgi çizgi, köşeli garip şekilliler.
Bazen görüyorsunuz, hatta oldukça sık. Bir takım uçaklar uçuyor ve arkalarında beyaz izler bırakıyorlar. Eskiden de öyleydi. Jetler uçar ve arkasında beyaz bir iz bırakırdı. Bir süre sonra o iz silinirdi gökyüzünden.
Bu uçanlar jet değil. Oldukça alçak uçuyorlar. Görüyorsunuz. Arkalarında beyaz bir iz bırakıyorlar. Sonra o izler şişiyor, kocaman oluyor, çizgi çizgi ya da köşeli bulutlar oluşturuyor. Resmini çekip paylaşıyorsunuz.
Bunların ne olduğunu biliyoruz. Chemtrails deniyor. Kimyasal izler. Çeşitli zehirli kimyasal maddelerden oluşan zehirleri havaya sıkıyorlar. Güneşi örtüyorlar. İnsanların D vitamini almasını engelliyorlar. Eczanelere gidince D vitamini bulamıyorsunuz. Sonra yağmurla, karla bu zehirler toprağa, bitkilere ve insanlara bulaşıyor.
Bu sürreal bir algı yarattığı için aslında ne yapacağınızı da pek bilemiyorsunuz. Bir çok ülkede vatandaşlar bu nedenle çözüm arıyor. İrlanda da halk sokaklara dökülüyor, Güney Almanya’da halkın öfkesi politikacıların koltuğunu sallıyor, ama uçaklar hala havada.
Peki, bu konuya niye girdik?
Zamanımızda artık iklim kontrolü diye bir konu var. Suni yağmurlar yaratılabiliyor, suni depremler oluşturulabiliyor. Buna H.A.A.R.P iklim silahı deniyor.
İçinde olduğumuz güvensiz zamanlarda halk tedirgin. Birileri ayın 14’ünü bekleyin gibi tehditvari bir laflar söylüyor, köşe yazarları, birkaçı birden, burada kastedilen tehlike depremdir, suni deprem yaratılacak diye yazıyor uzun uzun ve halk sıkıntılı bir bekleyişe giriyor. Durup dururken Fransız gazeteleri Marmara’da deprem yoğunluğu var diyor. Kandilli cevaben özel bir durum yok diyor.
Bu kimyasal bulutlar konusunda bir kaç kere imza kampanyaları tertiplendi. Hava Kuvvetleri Komutanlığına “bir şeyler yapın, önleyin şu uçakları” denmek istendi. İmza sayısı ne kadarda kaldı, bilemiyoruz.
Bizim insanımız, kıyamet kopmadan, varlığını algılasa da, bazı konuları görmezden gelme eğiliminde.
İnsanımız derken, sadece sokaktaki değil, yöneten koltuğunda oturanlar da.
Madem böyle bir konu var, rica ediyoruz, önlemini alın, aldığınızı biz bilelim, ve de artık hep beraber gökyüzüne bakalım. Bir şey yokmuş gibi yapmayalım.
Bir an evvel. Hemen.
Medyadan takip ettiğimiz kadarı ile bu tür depremlerin oluşturulması için teknik aletlerle dolu bir gemi kullanılıyor.
Tehdidi ciddiye alın diyoruz. Sadece ayın 14’ü için de değil. Devamlı olarak. Şu andan itibaren.
Lütfen.
Bize saldırmakla meşgul olanlar şu ana kadar her türlü akla hayale gelmeyecek şeyi yaptılar. Biz her alanda savunmamızı sağlam tutalım. Tatsız durum ihtimalleri için çözüm seçenekleri gözönünde olsun. Hiç bir durum için hazırlıksız olmayalım.
Sonuçta içinde olduğumuz süreç son derece olağandışı. Hatta olağanüstü bir haldeyiz de diyebiliriz.
Anadolu ve Rumeli Medya