Bir kaç aydır sürekli cinsel istismar konusu ile meşgulüz.
Önce Ensar Vakfı’ndaki olaylar ülkeyi ayağa kaldırdı.
Sonra aile bakanı çok talihsiz bir ifade kullandı ve halk kime ve neye güveneceğini şaşırdı ve öfkelendi.
Sonra bu tür başka olaylar da gündeme geldi.
Bütün bunlar olurken tartışmalı bir “çocuğu tecavüzcüsü ile evlendirmek” lafı ortaya çıktı.
Sonunda da hepsinin üzerine tüy dikerek Anayasa Mahkemesi 15 yaş altı çocuklara yapılan cinsel istismarın cezasını azalttı.
Durum böyle oldu.
Sosyal medyada kıyamet koptu ama o kadar çok olay oluyor ki, vatandaş hangisine ne yapsın, artık karar veremez halde. Konu tam bu duruma gelip, her ne kadar hiç bir şey değişmemiş olsa da, biraz arka planda kalmıştı ki, Avusturya’nın başkenti Viyana’da, havalimanındaki bir reklam panosunda “Türkiye çocuklarla seksi destekliyor” şeklinde bir yazı çıktı.
Herkes çok sinirlendi.
Sonra İsveç dışişleri bakanı aynı konuda endişeli olduğunu belirtti. Yine çok kızdık. Bakan bunun üzerine “Benim laflarım bu konuyu ön plana getirdiyse memnun olurum. Bu çok büyük bir yanlış” dedi.
Bunun üzerine ne oldu? Türkiye “Tecavüzcü Avrupa” şeklinde bir video oluşturdu. O ülkelerde gündeme gelmiş büyük sapıklıklar listelendi. Onlara “Siz bize tecavüzcü mü diyorsunuz, asıl tecavüzcü sizsiniz” demiş olduk.
Ancak..
O insanlar kendi ülkelerinde bu konular gündeme hiç gelmez iddiasında bulunmamışlardı. Burada tartışılan konu bu fiilin cezası idi. Yani Avrupa bize “Siz tecavüzcüsünüz” demedi. “Siz tecavüzcüleri cezalandıran kanunu kaldırdınız, zaten de son zamanlarda da bu konularda şaşırtıcı olaylar oluyor, biz bu nedenle endişeliyiz, bu durum kötü niyetlileri cesaretlendirir” dediler. Başka bir şey demediler.
Aynı şeyi ülkemizde halkımız da söylüyor. Bu kanun maddesi niye kaldırıldı diyor yazarlar ve halk. “Kaldırıldı ama hala resmen geçerli bir süre daha” şeklinde bir cevap kimseyi tatmin etmiyor.
Dış ülkeler bizim hakkımızda böyle laflar söylemeseler çok iyi olur. Ancak onları susturmanın yolu iyi düşünülmelidir.
Bir video ile karşılık verildiyse eğer, aynı zamanda öyle yasalar gelmelidir ki, dünyada bu fiilin en büyün cezası bizde olsun.
Bahis konusu olan suç, insan haklarını kısıtlamaktadır. Avrupa ülkelerinin esas ilkesi insan haklarına saygıdır. Bu saygı bizim ülkemizde kanunlarla öyle bir şekillenmelidir ki, dünyada bir numara biz olalım.
Bazı konularda Cumhuriyet Türkiyesinde zaten dünyada ilktik. Mesela kadınlara seçme ve seçilme hakkını herkesten önce biz verdik. Dünyada ilk kadın savaş pilotu bizdeydi. V.b.g.
Böyle bir olay olduğu zaman ona yayın yasağı getirmek yerine, verilen cezanın büyüklüğünü ön plana getirelim. Herkes bu suçu işlerse ne kadar büyük bir riske gireceğini idrak etsin. Caydırıcı olsun. Olanı gizlemek yerine, hiç olmamasını sağlayacak şartları oluşturalım.
Ülke çapında bir kampanyaya dönsün bu.
Ülkemizde 15 temmuz sonrası büyük bir değişim var. Bu ayıbı, diğer bir sürü şey gibi, omuzlarımızdan atalım diyoruz. Bize ancak bu yakışır.
Anadolu ve Rumeli Medya
