Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleriyle beraber Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü “Fırat Kalkanı” operasyonu 10’uncu gününü geçerken; zorluklar ve direnç, hatta bataklık emareleri gözükmeye başladı. Fırat Kalkanı operasyonunun deklare edilen esas hedefi IŞİD’le mücadele idi ama;arka plandaki esas hedefi PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG güçlerinin Suriye’nin kuzeyinde oluşturmaya çalıştığı koridoru engellemekti.
Türkiye, PYD/YPG koridorunu engelleme isteğinde haklıydı ve doğru bir hedef belirlemişti. Ama yanlış adamlarla ve ittifaklarla bu hedefe ulaşması, imkansızdı. “ÖSO” denen ve ılımlı olduğu ifade edilen yapı; Suriye Merkezi Hükümeti’ne başkaldırmış, terörist bir yapıydı. ÖSO, ABD tarafından Suriye’de vekalet savaşında kullanılmış ve hala kullanılmaya devam edilen bir örgüttü.
PYD/YPG, ABD’NİN ALT YÜKLENİCİSİ
Türkiye gerçekten Suriye’nin kuzeyinde Şam’ın denetiminde olmayan bir yapıyı istemiyor ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü güvenliği ve çıkarları için destekliyorsa, işbirliği yapması gereken yapı; Beşar Esad yönetimi olmalıydı. Ayrıca, eğri oturalım doğru konuşalım;ABD, PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG güçlerini destekliyor. Çünkü ABD; Ortadoğu’da kurmaya çalıştığı Kürt Devleti’nin Suriye parçasını inşa ettiriyor. PYD/YPG, bunun ana alt yüklenicisi.
Bu nedenle ABD; TSK’nın, alt yüklenicisine karşı operasyon yapmasını istemiyor. Sadece IŞID’e yönelik, mahdut hedefli operasyonlarla yetinilmesini istiyor. Bu gerçekleri yok sayarak yapılacak planlar, bunlara yönelik şimdiki gibi yanlış işbirlikleri ve ittifakların; hüsranla, hatta felaketle sonuçlanacağını görmek için kahin olmaya gerek yok!
BİR KOYAR, BEŞ ALIRIZ
AKP’nin “Siyasal İslamcı” ideolojisinin “Yeni Osmanlıcı” hayalinin ve mezhepsel bakış açısının yanlış politikaları Suriye’de duvara toslamamıza neden oldu. Korkarım, bu gidişle çok ağır bedeller ödeyeceğiz. Gerçekten; “Bir koyar, beş alırız” hayaline kapıldılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağına binme ayrıcalığına sahip bir gazeteciye, Suriye konusundaki endişelerimi ve felakete gidiş sürecini anlattığımda; “Amiralim merak etme, Erdoğan ülkemizi büyütecek. Irak’tan da, Suriye’den de parça alacağız” diye anlattı bana. Bilmiyorum, yoksa uçakta konuşulanları mı anlattı bana!
“Başlangıçta yapılan stratejik hatalar, taktik başarılar ile asla düzeltilemez.”Türkiye’nin; Mart 2011’de başlatılan,Suriye’nin toprak bütünlüğüne kasteden, bu ülkeyi etnik ve mezhepsel olarak daha küçük siyasi kimliklere bölmeye çalışan emperyalizmin vekalet savaşına destek vermesi, stratejik çapta bir hataydı. Şimdi; “Fırat Kalkanı” gibi taktik girişimlerle, bu stratejik hatayı düzeltmek mümkün gözükmemektedir. Hele hele yanlış adamlar ve ittifaklarla, imkansızdır.
TÜRKİYE’YE MÜDAHALE HAZIRLIĞI VAR!
Ayrıca; çok zemin kaybedilmiş ve köprülerin altından çok sular akmıştır. Suriye’nin, artık eski Suriye olmayacağını herkes anlamıştır. Buna; Rusya, İran ve Beşar Esad da dahildir. Eğer başarılabilir ve akan kan kısmen durdurulabilirse; Suriye’de gözüken çözüm, federaldir. Bu federal yapıda, PYD/YPG’nin de oyuncu olacağı açıktır. İşte bu nedenle; Rusya ve İran da tam destek vermiyor!
Türkiye; dünya kamuoyunda devamlı ötekileştiriliyor ve “Diktatörlükle yönetilen ülke” olarak takdim ediliyor. 15 Temmuz Darbe Girişimi; Hitler’in arkasında olduğu “Reichstag Yangını” darbesine benzetiliyor. Türkiye; bir hafta NATO’dan, bir hafta Rusya’dan yana tavır takınan, ikiyüzlü bir siyaset uygulamakla suçlanıyor. Ülkemize Ortadoğulu hariç, turist gelmiyor. Ekonomimiz, hızla çöküş yolunda ilerliyor.
Evet, şimdi hedefte Türkiye var! Yoğun terör saldırıları, etnik görünümlü kalkışma ve Türkiye’ye; Miloşeviç’li Yugoslavya’ya yapılanın benzeri olan bir operasyonun hazırlığı var. Bir taraftan, tarihte hiç olmadığı kadar birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var; diğer taraftansa, ideolojik ve hayalci olmayan, ikircikli ve ikiyüzlü davranmayan, karşılıklı güvene ve çıkara dayanan bir dış politikanın uygulanmasına…
Türker Ertürk
Odatv.com