Menderes’te maden şirketinin kimyasal ve ağır metal attıkları Efemçukuru havzasını tehdit ediyor. Köylüler “Son nefesimize kadar direniriz” diyor
İzmir Menderes’te maden şirketinin çevreye yaydığı kimyasal ve ağır metal attıkları, Efemçukuru havzasını tehdit ediyor. Efemçukuru köylüleri, “Son nefesimize kadar direniriz” sözleriyle tepkilerini dile getiriyor.
İzmir’in Menderes ilçesi Efemçukuru köyünde faaliyet yürüten TÜPRAG Altın Maden Şirketi, bu hızla devam ederse birkaç yıla kalmaz Efemçukuru havzasını tamamen kurutacak. Maden şirketinin çalışmaları yüzünden binlerce ağaç kesilirken, madenden etrafa yayılan ağır metaller de ağaçların kurumasına neden oluyor. Maden şirketinin kimyasal ve ağır metal atıkları ise havzayı doldurmuş durumda.
Kimyasal ve metal attıklardan oluşan dağlardan akarsulara ve içme sularına karışan ağır metaller ekolojiyi yok ettiği gibi Efemçukuru içme suyu havzasını da kirlettiği için İZSU’ya ait olan içme suyu işletmesi kapatıldı. Bir kaç yıl öncesine kadar da İzmir için içme suyu kaynağı olan köye, altın madenin açılmasıyla beraber su kaynakları kirlendiği için su dışarıdan taşınıyor. Bunun yanı sıra maden koruma bandı olmayan işletme çalışmalarına devam ediyor.
DANIŞTAY İTİRAZI KABUL ETTİ
Köyde bulunan herkesin arsasını satın alarak maden şantiyesini geliştirmek isteyen şirkete karşı yıllardır süren direnişin sembol isimlerinden, ‘Yalnız Efe’ olarak tanınan Ahmet Karaçam, maden şirketinin tüm baskılarına rağmen arsasını satmamakta ısrar edeceğini belirtti. Arsası daha önce Bakanlar Kurulu’nun acele kamulaştırma kararı ile maden şirketine devredilen Karaçam’ın Danıştay’a yaptığı itiraz sonucu 30 Ağustos 2016’da alınan kararla arsalarının mülkiyetini tekrar geri aldı. Arsanın tekrar Karaçam’a iade edilmesine rağmen maden şirketi koruma bandı olmadan çalışmaya devam ediyor.
‘BİLİRKİŞİ AKSİNİ SÖYLÜYOR’
Maden şirketinin denetlenmediğini ifade eden Ahmet Karaçam’ın Avukatı Arif Ali Cangı, “Burayı İZSU denetlemeli, ancak İZSU madenden içeri dahi alınmıyor. Sadece belirli denetleme firmaları var ve bunlarda bağımsız değil. İnceleme ve denetlemenin güvenilmez olduğunu mahkeme heyetinin oluşturduğu bilirkişileri rapor sonuçlarından görüyoruz. Bilirkişiler inceleme yapanların tam aksini ifade ediyor. Bilirkişilerin yığınaktan, kırma ünitesinden ve sudan örnek alarak vardığı sonuçta ‘Efemçukuru köyü ve havzası ağır metalleri dünya ortalamasının üzerinde’ olduğunu belirtiliyor. Bu şu anlama geliyor havza ağır metallerle kirlendiği için burayı tamamen kapatmak zorunda kalacaklar” diye konuştu.
‘SON NEFESİME KADAR DİRENECEĞİM’
Bağı ve arsalarını atalarından aldığı gibi torunlarına devir edeceğini vurgulayan Ahmet Karaçam ise, “Dedemin, babamın yani tüm hayatımın tanığıdır bu ağaçlar. Bu köyde doğdum, çocuklarım da bu köyde doğdu. Altın madeni geldiği günden bu yana buraları mahvetti. Ağaçları kesiyor, bağları kurutuyor. Bu yaptıkları insanlığa sığmaz. Ben son nefesime kadar direneceğim” dedi.
kuzeyormanları