Darbe bahanesiyle TBMM’yi tamamen devre dışı bırakarak ülkeyi KHK’lerle yöneten AKP’nin, AYM’de iptali görüşülmekte olan bir tasarıyı da ‘el altından’ yasalaştırdığı ortaya çıktı
NURCAN GÖKDEMİR / birgün
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Meclis’i tamamen devre dışı bıra karak Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ülkeyi yöneten AKP’nin sabıkalı yasama anlayışına ilişkin bir yeni örnek daha orta çıktı. Anayasa Mahkemesi’nde iptal başvurusu üzerine inceleme ye alınan yasadaki bir maddenin, Anayasa ve TBMM İçtüzüğü’ne aykırı bir şekilde doğrudan Genel Kurul gündemine getirilerek yasalaştırıldığı anlaşıldı.
Yeni bir yasama garabeti
Anayasa Mahkemesi, dört idare mahkemesinin, Yükseköğretim Kanunu’na eklenen Geçici Madde 70 ile tıp fakülteleri ile GATA’da görev yapan öğretim üyelerinden, muayenehanesi olanlar veya özel sağlık kuruluşlarında çalışanlara üniversite ödeneği ile ek ödeme verilmemesi nedeniyle yaptığı iptal başvurularını karara bağladı. Mahkeme, ödeme yapılmaması uygulamasını Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle oybirliği ile iptal ederken, madde hükmünün GATA öğretim üyeleri hakkında da uygulanmasına ilişkin fıkranın iptali istemini oyçokluğu ile reddedildi.
Karara katılmayan üyeler Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli’nin yazdığı karşı oy yazısında AKP döneminde yaşanan yasama garabetlerinden yeni bir örnek yer aldı. Parlamento çoğunluğuna dayanarak, dayatmacı bir anlayışla muhalefetin taleplerini dikkate almayarak yasa çıkartmakla eleştirilen AKP’nin bunun da ötesine geçtiği anlaşıldı.
Yazıda, Türkiye Sağlık Enstitüsü Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile AKP’lilerin imzasını taşıyan aynı yöndeki teklifin 19 Kasım 2014’de yasalaştığı anımsatıldı.
‘Metne eklenmiş’
Üyeler, kanunun 32’nci maddesi ile Yükseköğretim Kanunu’na eklenen Geçici Madde 70’in tasarı, teklif ya da komisyonda kabul edilen metinlerde yer almadığı ve iptal istemine konu kuralların da yer aldığı bu düzenlemenin TBMM Genel Kurulu’nda yapılan görüşme esnasında verilen bir ‘önerge’ ile metne eklendiğinin anlaşıldığını bildirdi.
‘İlk değil’
Anayasa’nın “Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir” yazılı 88’inci maddesini anımsatan üyeler, bu nedenle görüşülen bir tasarı ve
teklifin konusu olmayan ‘başka’ kanunlarda ek ve değişiklik getiren ‘yeni bir kanun teklifi niteliğindeki’ değişikliklerin ‘Genel Kurul’ tarafından da yapılamayacağının açık olduğunu belirtti.
Özgüldür ve Kaleli, yazılarında şu tespitlerde bulundu:
“İçtüzüğün 35. maddesinin yukarıdaki açık metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, komisyonların kendilerine havale edilen kanun tasarı ve tekliflerini görüşme yetkileri sınırlandırılmış olup, komisyonların İçtüzüğün 92’nci maddesindeki özel durum dışında (genel veya özel af ilanını içeren kanun tasarı ve teklifleri) kanun teklif etme yetkileri yoktur. Keza Genel Kurul’un da bu yönde bir yetkisi bulunmamaktadır. Yukarıda belirtilen ve iptali istenen kurallar tasarı ve teklif metinlerinde yer almadığı halde, TBMM Genel Kurulu’nda verilen bir önergenin benimsenmesi suretiyle kanunlaştırıldığından; bu durum Anayasa’nın 88. maddesinin birinci fıkrasına açıkça aykırı düşmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 25.12.2008 tarihli iptal davası başvurusunun içeriğinden de bu şekildeki bir uygulamanın TBMM Başkanlığınca saptandığı ve ilgi li komisyona kabul edilen tasarı metninin iade edilmesine karşılık, ilgili komisyonca iade edilen tasarı metninin yeniden bir üst yazı ile Genel Kurulun onayına sunmak üzere TBMM Başkanlığına geri gönderildiği ve akabinde yasalaştı ğı anlaşılmaktadır.”