Bülent Esinoğlu / ulusalkanal
Irak ve Musul konusunun, yeniden gündem yaptığını görüyoruz. Buna benzer bir durumun, 2010 yılı sonu, 2011 yılının başında, Suriye ve Halep konusunda cereyan etmişti.
Üç ay içinde, Emevi Camiinde namaz kılacaktık.
Aynı davranış ve söylemlerin, Irak ve Musul için de, Lozan olarak kendini gösterdiğine şahit oluyoruz.
Herkes durup dururken, neden Lozan ortaya atıldı, diye Lozan üzerinden, Lozan savunması yapıyordu.
Erdoğan’ın ABD ziyaretinden sonra, şöyle konular gündeme sürüldü.
ABD yetkililerinin de dillendirdiği; “Musul ve Rakka’da birlikte hareket edelim. Musul’u Türkiye’nin himayesine bırakalım. Türkiye de, Suriye’nin kuzeyinde PYD’yi kabul etsin.” Yani Kürdistan kurulsun. Demek istiyorlar.
Amerika’nın bu stratejisinin oluşmakta olan bölge birlikteliğini dağıtmaya yönelik olduğu kesindir. Rusya, İran ve Suriye’yi de içine olan bölge birlikteliği ihtimali, Amerika’yı şiddetle irrite etti. Ve orta doğudaki tüm planlarını bozacağını anladı.
Rusya, Türkiye ve İran’ın birbirlerine olan mesafeleri daraldıkça; Amerika bölge ülkelerini birbirine düşürecek konuları öne çıkarmaya başladı.
Eğer bizim Musul ve Telefar’da çıkarlarımız varsa ki var. Bunun yolu, Suriye’de olduğu gibi, Irak’a da, Irak resmi devletinin oluru olmadan, Musul’daki IŞİD’ı temizleyeceğim diye ortaya çıkmak; bölge ülkelerinin oluşmaya başlayan birlikteliğini baltalamak ve ABD ile birlikte hareket etme sonucunu doğurur.
Amerika’nın, bölge de, bir Kürdistan kurma kararı; tüm planlarının esasını teşkil etmektedir. Musul’a giderken Diyarbakır’dan olma riskini içinde taşır.
Bölgeden Amerika’yı çıkarmanın tek yolu; Rusya’yı da, yanlarına alarak, bölge ülkelerinin birlik olmasıdır.
Bölge ülkelerinin birlikteliğini bozan tüm girişimler, Amerika’nın işine yarar.
Bizim için en hassas durum; Musul’u alacağım derken, Kürdistan kurulmasının yolunu açmaktır. Amerika, Kürdistan almadan Musul vermez.
İç cephede, PKK, FETO terör örgütleri ile başımız sıkıntıdayken, Musul meselesinden kaynaklanan bir milyon kişinin daha Türkiye’ye gelmesi, katlanılacak bir durum değildir.
Musul meselesi, Rusya ile gelişen stratejik ortaklık çalışmalarını da olumsuz etkileyecektir.
Kaldı ki, Telefar’dan yapılan açıklamalar da, Türkiye’nin müdahalesine karşı yöndedir. Zaten Irak Meclisinde, kararlar alınırken, Türkler ve Sünniler de, Türkiye’nin Başika’dan çıkması yönünde oy kullandılar.
Lozan hezimettir, Musul ganimettir diye yola çıkmak, tıpkı Suriye’de, Suriye devletine karşı çıkmakta başımıza gelenlerin tekrarından başka bir şey olmaz.
