anadoluverumelimedya.com

Bu tür kararlar masa başında alınmaz beyler

15 Temmuz pek çok açıdan bir milat oldu.O kanlı kalkışmayı Odatv okuyucuları bilir ki aylarca önceden yazdığımız yazılarla deşifre etmeye çalıştık. Özellikle TSK bünyesinde çok güçlü olduklarını ifade ettik. Yazdığımız makalelerin yanı sıra özellikle TSK içindeki FETÖ yapılanmasının MR’nı çeken bir kitap yazdık: “Ağacın Kurdu.”

Reklam alanı

İçeriğinde özellikle Askeri Yargıtay’daki FETÖ yapılanmasıyla ilgili belge de koymak suretiyle dikkat çekmeye çalıştık.Uyumayın, savsaklamayın dedik. Sadece ben değil, başkaları da bu yapılanmaya dikkat çekti. Ama kimse kılını bile kımıldatmadı. Ve ülke 15 Temmuz günü uçurumun kıyısından döndü.

15 Temmuz sonrası olağanüstü hal ilan edildi. Devlet içinde yanlışlar olsa da, büyük bir temizlik başladı. Oran olarak en büyük ve sağlıklı temizlik kesinlikle askeri yargıda yapıldı. FETÖ mensubu olanlar hemen hemen hepsi biliniyordu ve çok büyük oranda temizlendiler.

15 Temmuz öncesi 468 olan askeri hâkimden 120’si şu an için tutukludur. An itibarıylasistemde sadece 124 askeri hâkim kalmıştır. Yani yaklaşık dörtte üçü FETÖ suçlamasıyla sistem dışına çıkarılmıştır.

TEK KELİMEYLE YAZIK!

Bu anlamda iddia ediyorum ki, bütün kurumların içinde FETÖ açısından en temiz kurum askeri yargı haline gelmiştir. Net olan durum budur. Ancak çeşitli gerekçeler ileri sürülmek suretiyle Anayasa’da düzenleme yapılarak kapatılmak istenen ilk kurumda maalesef askeri yargıdır. Duyuyoruz ki, bütün partiler bu hususta anlaşmışlar. Tek kelimeyle yazık!

İnsan böylesi bir olayı enine boyuna incelemez mi? Tarihi süreç, askeri yargının kurulma gerekçeleri, diğer ülkelerde durum nedir diye bir bakmaz mı?

Siz bakmadıysanız biz bir bakalım. Belki kararınızı yeniden gözden geçirirsiniz…

TÜRK ASKERİ YARGISININ TARİHİ SÜRECİ

Herkesin malumu, Osmanlı Devletinde düzenli ordu diyebileceğimiz teşekkül, Yeniçeri Ocağıdır. Yeniçeriler arasında disiplinin tesisi için bir kısım kurallar ve yasaklar ihdas edilmiş, bu çerçevede her yeniçeri ancak kendi birliğinde bizzat kendi ağası yani komutanı tarafından cezalandırılabilirdi (yargılama). Bu yargılama, ağanın diğer komutanlarla oluşturduğu bir divan vasıtasıyla olmaktaydı.

Yeniçeri sistemi kaldırıldıktan sonra askerlerin yargılanması için 1837 tarihli Kanunname-i Ceza-i Askeriye ile yedi kişiden oluşan Divan-ı Harpler kurulmuştur.Buralarda müdafi kabul edilmez, muhakeme gizli yapılırdı. Divan-ı Harp kararları beş kişiden oluşan Divan-ı Daimi tarafından incelenirdi.

1870 yılında sanığın rütbesine göre üyeleri değişen bir başkan ve dört üyeden oluşan yeni Divan-ı Harpler kuruldu.

1914 yılında kolordu komutanı yetkilerine sahip bir başkan ile üçü hukukçu altı üyeden oluşan Divan-ı Temyizi Askeri kuruldu. Bu mahkemeler adı üzerinde temyiz mahkemeleriydi. Divan-ı Temyiz, 1920’de kaldırıldı. TBMM kurulduktan sonra söz konusu temyiz mahkemesi yeniden kurulmuştur.

Cumhuriyet döneminde, askeri yargıyla ilgili askeri yargıyla ilgili ilk düzenlemeler 1631 sayılı Askeri Muhakeme Usulü Kanunu ile düzenlenmiştir.

Bu kapsamda hukukçu olmayan erbaş ve erlerin basit suçlarına bakan ve bir başkan ile iki üyeden oluşanAlay Askeri Mahkemeleri; erden binbaşıya kadar askerleri yargılayan tümen mahkemeleri;erden albaya yargılama yapan Kolordu ve Ordu mahkemeleri; erden mareşale Genelkurmay Askeri Mahkemesi ile 2 hukukçu ve 3 subaydan oluşan Askeri Temyiz Mahkemesi (Askeri Yargıtay) kurulmuştur.

1961 Anayasası ile askeri yargı Anayasal bir kurum haline getirilmiş, askeri mahkemelerin teşkilinde çoğunluk, ilk defa asker üyelerden hukukçu üyelere geçmiştir.

Günümüzdeki askeri sisteminin temelleri de1982 Anayasası ileatılmıştır.

Elbette sistemin tartışılır birçok yönü olabilir. Türkiye’deki hangi kurumun yoktur ki? Tartışılacak en önemli husus da herhalde AYİM’in yapısıdır. Bir dairede, başkanın dışında 4 üye bulunmakta olup bunlardan ikisi kurmay subaydır. Son döneme kadar gelen davalarda her daim idarenin yanında yer almışlardır. Son dönemde ise en azından büyük kısmı ile FETÖ mensubiyetlerinden dolayı idareden ziyade, örgütsel bir tavır içinde oldukları ortadadır. Konuyla ilgili son kitabımız olan “Ağacın Kurdu”nda bunu belgeleriyle sunduk.[1]

Ama bu Türkiye’nin bütün kurumlarında ortaya çıkan bir durumdur.Bu anlamda doğruluğu tartışmalı durumları, problem sahalarını tespit eder ve bunları düzeltirseniz, kurum işlevine devam eder.

Sözünü ettiğimiz kurum yani askeri yargı ile ilgili dünyanın büyük ordularını barındıran devletlerin uygulamaları nasıl, kısaca bir de onlara bakalım.

DİĞER ÜLKELERDEKİ ASKERİ YARGININ DURUMU

Bu bölümde ülkeleri tek tek ele almak yazıyı gereksizyere uzatacaktır. Burada sadece güçlü ordulara sahip ülkelerden bahsedeceğiz. İncelendiğinde görülecektir ki barış zamanı bütün büyük ordulara sahip ülkelerde (Almanya ve Fransa hariç) askeri mahkemelerinin bulunduğu, bunların teşkilinin kendilerine has yapılarına göre farklılıklar arz ettiği görülmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri; ABD ordusu askerleri, askeri bağlantısına bakılmaksızın, dünyanın herhangi bir yerinde, görevde veya görev dışında Askeri Ceza ve Muhakemeleri Usulü Kanununa(Uniform Code of Justice)bağlıdır.

Amerikalı askerler; bu kanunla, soygun, saldırı, tecavüz, cinayet gibi sivil hukukta da karşılığını bulan suçlarda bilegörevli olduğu takdirde(ülke içi de dâhil)askeri mahkemelerde yargılanmaktadır.

Örneğin şu an Amerika’da büyük bir kasırga beklentisi nedeniyle Florida’da çok sayıda asker görevlendirilmiş. Bu askerlerin orada işleyebileceği bütün suçlar askeri mahkemede görülecek.

İngiltere; Birinci derece askeri mahkemelerin temyiz incelemeleri Askeri Temyiz Mahkemesinde incelenmektedir. Askeri mahkemelerin bilindik yapılarının nispeten farklı yönü de, bu mahkemenin(Temyiz mahkemesinin)sivil hâkimlerden oluşmasıdır. Bu mahkeme kararlarına karşı da Yüksek Mahkeme’ye başvurma olanağı vardır.

İtalya; İtalya’da askeri mahkemeler bulunmakta, ancak burada görev yapan askeri hâkimler sivil personel olup kesinlikle üniforma giymemektedir.

Rusya Federasyonu;Burada da birinci derece askeri mahkemeler ve onların temyiz mahkemeleri bulunmakta, askerlerin bütün yargılamaları bu mahkemelerde yapılmakta,sadece temyiz incelemesinden sonra hukuk yolu bitmemekte, bir üst temyiz mahkemesi sivil Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesine temyiz müracaatı yapılmaktadır.

Çin Halk Cumhuriyeti, Güney ve Kuzey Kore, Brezilya, Kanada, Polonya, İrlanda,Romanya, Bulgaristan, İsrail hatta oldukça küçük orduları bulunan Lüksemburg ve İsviçre’de bile askeri yargı teşkilatı bulunmaktadır.

Göreceli büyük sayılabilecek orduya sahip iki ülkede ise barış zamanı askeri yargı teşkilatı yoktur. Ancak savaş zamanı askeri yargı bu ülkelerde de kurulmaktadır. Bu iki ülke Fransa ve Almanya’dır.

Bunlardan Fransa’da; Bir askerin işlediği suçlar genel yetkili yargı makamlarınca, sivil hâkimlerce kovuşturulmaktadır. Fakat askerlerin tam olarak genel mahkemelerce yargılandığını söylemek doğru değildir.

GENEL MAHKEMELERE BIRAKILMASI MİLLİ SIRLARIN İFŞASINA NEDEN OLABİLİR

Askerlerin işledikleri her türlü suçun, istisna olmaksızın genel mahkemelere bırakılmasının ciddi problemlere sebep olacağı, milli sırların ifşa olma riski taşıdığı ve askeri alanda uzmanlaşmaya gereksinim duyulması gibi gerekçelerle, askerlerin bu tür yargılamasını yapacak genel yetkili mahkemelerin yapısının özel olarak düzenlenmesi kabul edilmiş ve her istinaf mahkemesi yargı çevresinde askeri alanda uzmanlaşmış özel görevli mahkemelerin bu suçları yargılaması öngörülmüştür.

Buna göre oluşturulan özel görevli asliye ceza mahkemeleri, askeri alandaki suçları, askeri alandaki ağır suçları ise ağır özel görevli ağır ceza mahkemeleri yargılamakla görevlidir. Bu mahkemelerde görevli hâkimler askeri alanda uzman hâkimlerdir.Aslında Fransa’da amaç hâsıl olmuş, askeri yargı olmasa da askerlerin suçlarına bu konuda uzman özel yetkili bir nevi ihtisas mahkemesi durumunda olan mahkemeler bakmaktadır.

Orduları göreceli küçük olan Belçika, Hollanda, İskandinav ülkeleri ve Macaristan dışında kara Avrupası’nda askeri yargısı bulunmayan sadece Almanya vardır. Bunun en büyük sebebi 2. Dünya savaşından yenik çıkmasıdır. Uzun süre güçlü bir ordu kurmasına müsaade edilmemiş bir ülkedir Almanya. Almanya’da askeri mahkemelerin sadece savaş şartlarında kurulması düzenlenmiştir.

Ancak ülkenin iki ayrı bölgesinde, askeri disiplin suçlarına bakan bizdeki karşılığı disiplin mahkemeleri olaniki adet Askeri Disiplin ve Şikâyet Mahkemesi bulunmaktadır. Bu mahkemeler, her biri farklı yerlerde bulunan yedi daireden oluşmaktadır. Her dairede bir profesyonel hâkim başkan, iki asker de üye hâkim olarak yer almaktadır. Bunlar da adli dokunulmazlığa sahiptirler. Verdikleri kararlara karşı Yüksek İdari Mahkemesi bünyesinde askeri konularla ilgili iki daire bulunmakta, bu dairelerde üçü profesyonel hâkim ile hâkim olarak görev yapan iki asker bulunmaktadır.

ASKERİ YARGININ VARLIĞININ SEBEPLERİNİ İYİ ANLAMAK GEREKİR

Görüldüğü gibi sadece barış zamanında olmak kaydıyla, askeri yargı teşkilatının bulunmadığı Almanya’da bile en azından disiplin suçlarıyla ilgili disiplin mahkemeleri diyeceğimiz kurumlar bulunmaktadır.

Türkiye’nin durumu ise bu ülkelerle kıyaslanmaz bile. Şu an barış içerisinde gözüksek deen azından düşük yoğunluklu bir savaşın içerisinde olduğumuz aşikar. Bunu hiç göz ardı etmemeliyiz.

Bunun için askeri yargının varlığının sebeplerini iyi anlamak ve özümsemek gerekir. Bu konunun hukuk alanındaki uzmanlarından bir kaçının bu konuda ne dediğine kısaca bakalım;

Bu uzmanlardan Prof. SahirErman; “Ordu için disiplinin kurulması açısından askeri yargı bir zorunluluktur”; Prof. Seviğ de, “Ordu disiplin demektir. Orduda, oldukça farklı kültür ve mesleklere mensup insanlar bulunmakta olup, bu büyük kitleyi meydana getiren mekanizmanın disipline edilmesi için ayrı bir yargı sistemiyle desteklenmesi zorunludur”demişlerdir.

Orduda disiplinin sağlanması işin en temelidir ve elzemdir.İşlenen suçların, askerliğin özel şartlarını bilen, bu konuda uzmanlaşmış yargı mensuplarının yapacağı etkin ve süratli yargılamayla sonuca ulaştırılması büyük önem arz etmektedir. Bu, disiplinin tesisi için olmazsa olmazdır.

Sonuç olarak;

Güvenlik,insanlığın temel ihtiyaç maddelerinden sonra yaşamak için gereksinim duyduğu en önemli olgudur. Bunun için insanoğlu bir devlete ihtiyaç duymuştur. Devlet organizasyonun en önemli bölümünü, güvenlik teşkil eder.Devlet varlığının belki de biricik sebebi insanların güvenlik ihtiyacıdır. Bunusağlayacak olan en önemli kurum dagüçlü bir ordudur. Güçlü ordunun temeli de sarsılmaz bir disiplin anlayışından geçer.

Bu da, askerliğin özel durumlarına vakıf yargı mensuplarının, ortaya çıkan ve disiplini bozan her türlü suçta, adil ve hızlı bir şekilde yapacakları yargılama sonucu verecekleri kararlarla vücut bulmaktadır.Sivil suçlar nedeniyle zaten iş yükü çok ağır olan ve bu konuda uzmanlaşmamış genel mahkemelerde bunun sağlanmasının mümkün olmadığı ortadadır. Bu işleyiş ancak bu konuda uzmanlaşmış ve ülkenin çeşitli bölgelerinde konuşlanmış askeri mahkemelerle sağlanabilir.

Sivil yargı makamlarının askeri bir suçta karar verme süreçlerinde; askeri hizmetin gerekleri, askerliğin hiyerarşik yapısının diğer kurumlardan farklı özellikler arz etmesi, askerlerin farklı kural ve müeyyidelere bağlı olması hususlarının göz ardı edilmesi olasıdır.

DİSİPLİN BOZULABİLİR

Örneğin diğer astlarının yanında komutanına saldıran bir astın yaptığı o birlikte disiplini temelden sarsıcı bir davranıştır. O tür saldırıya uğrayan komutanın konumunu güçlendirmek için en azından saldırganın tutuklanması gerekir ki o komutan o kıtada güçlü bir biçimde komutanlık yapsın.

Böylesi bir saldırı olayında, hele de raporluk bir darp vs yoksa saldırganın alacağı ceza 6 aydan daha az olacağı için adli yargı makamlarınca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacaktır. Bu durum komutanın yanı sıra o kıtayı olumsuz etkileyecek, “Ne yapılsa bir şey olmuyor” düşüncesiyle başkaları da benzer davranışlarda bulanabilecek, o komutanın emirlerine uymayanlar artacak, disiplin alabildiğine bozulacaktır.

Verilecek cezanın da gecikmeksizin verilmesi gerekmektedir ki, o kıtada “Yapanın yanına kar kaldı” denilerek disiplin bozulmasın. Bu sürati mevcut iş yükü göz önüne alındığında sivil adli yargı sağlayabilir mi? Örneğin firar etmiş bir mükellef asker düşünelim. Askerlik süresi 12 ay. Siz bu süre içinde sivil yargıda onun davasını sonuçlandıramazsanız, bu diğerlerine kötü örnek oluşturacak, “Ben de firar edeyim nasıl olsa yaptırımı yok” düşüncesiyle firar olayları artacak bu da birliğin disiplinini, görev yapmasını olumsuz etkileyecektir.

Ayrıca askeri mahkemelerin bazı ülkelerde olduğu gibi savaş sırasında kurulması, askeri yargının tecrübe ve birikiminin kaybolmasına neden olacaktır.

Barış zamanında askeri yargının olmadığı ülkelere bakıldığında kolay kolay savaş içerisinde olmayan ülkelerdir. Ülkemiz öyle mi?Mesela barış içindeyiz diyebileniniz var mı? Bu nedenle o ülkeler bizim kıstasımız değildir.

Bakın ülke içinde,adına düşük yoğunluklu deseniz de zaman zaman sınırlarımızın dışında da seyreden, bir savaşın içindeyiz. Türkiye, Suriye’deki son gelişmelerle artık yoğunluğu da artan bir savaşın içine çekilmektedir. Son olaylarla disiplin zafiyetinin doruk yaptığı TSK’da,askeri yargının kaldırılmasıyla, iyice işin içinden çıkılamayacak bir durumun meydana gelmesi elzemdir.

Bakınız yıllardır Fetullah Gülen’in bir din adamı değil, devleti ele geçirmek isteyen bir örgüt lideri olduğunu söyledik, dinlemediniz.

Bunlar devletin diğer kurumlarına sızdığı gibi başta askeri yargı olmak üzere TSK’ya da sızdı. Sızmanın ötesinde kontrolü ele geçirdiler dedik, aldırmadınız. Sonra darbeye hazırlanıyorlar tedbir alın dedik, duymadınız.

Sonra 15 Temmuz oldu. Askeri yargı en iyi temizlenen kurum oldu. İktidar, muhalefet anlaştınız(Herhalde anlaştığınız ender konulardan biri) askeri yargıyı Anayasa değişikliğiyle kapatma kararı aldınız.

BU TÜR KARARLAR MASA BAŞINDA ALINMAZ BEYLER

Yine ifade edeyim ki, yanlış yapıyorsunuz. Bir tane ordumuz var. Disiplin yoksa ordu da yok demektir. Bu da FETÖ veya başka bir yapının değil, devlet aygıtının bir parçası olarak askeri yargının devamından geçer. Mevcut yapısında aksayan yönler elbette düzeltilmeli ama varlığını bir şekilde devam ettirmelidir.

Bu tür kararlar masa başında alınmaz beyler!

Dün yanlışları haykırdık. Haklı çıktık. Bugün de haykıralım; askeri yargıyı kapatmak TSK’nın disiplinini çok olumsuz etkileyecek, sonucu vahim durumlarla karşı karşıya kalınacaktır. Durumu bir daha değerlendirin derim. Bu konuda da haklı çıkacağımı biliyorum.

Her şey deneme yanılma yoluyla öğrenilmez. Yeterince araştırma yapmadan, tartışmadan, zücaciye dükkânına giren fil gibi, bunu kaldıralım, şunu kapatalım, ötekini taşıyalım diyerek doğruya ulaşmak mümkün değil!

Sıcak günlerin beklediği, savaşın kucağında dans eden Türkiye’nin askeri yargının kaldırılmasından çok daha önemli konularının olduğunu da unutmayın! Ne kadar hatalı olduğunu görüp birkaç yıl sonra yeniden ihdas edeceğiniz bir kurumu kapatmak için zamanınızı harcamayın!

Er ya da geç bugün olmasa da yarın elbette bu yanlıştan dönülecek. Ama bu şekilde deneme yanılma yoluyla bir sistem yıkılır mı? Sistem kurmanın maliyeti ağır olur.Benden söylemesi…

Mustafa Önsel

Odatv.com

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.