Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Rönesans, reform..
Tarih dersinde okuduk hepsini. Avrupa’nın aydınlanma çağını. Medeniyetin nasıl öncüsü olduğunu.
Savaşlar, şunlar, bunlar.. Medeni Avrupa.. Medeni Batı.
Çok güzel.
Şu Ermeni meselesi.
Önce İsviçre, şu medeni İsviçre, çıktı, dedi ki: “Ermeni soykırımı olmadı demek yasaktır, böyle diyen cezalandırılır”
Avrupa’da okula giden soydaşlarımızın çocukları okullarında sıkıntı yaşadılar. “Yoktur” dediler. Hem aileleri, hem de kendileri baskı altına alındı.
Doğu Perinçek gitti, “Yoktur” dedi, ceza aldı, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürdü. Mahkeme karar verdi. Dedi ki “olmuştur, ya da olmamıştır, ayrı konu, ama, bir konuda fikrini söylediği için kimseyi cezalandıramazsınız, bu bir insan hakları ihlalidir”.
Ülkemizde mantık her ne kadar fena halde bulandırılmışsa da, bir şey vardır, ya da yoktur demenin cezalandırılmasının mantığı olmadığını her vatandaş, hangi konumda olursa olsun, bilir.
Ülkemizde diktatörlük olduğu dış basın tarafından sıkça dile getiriliyor. “Ben dedim oldu” tarzı yaklaşımların örneklerini sürekli okuyoruz, görüyoruz. Ancak “bir şey olmuştur, ya da olmamıştır demek yasaktır” diyecek kadar gayri medeni olmadık.
Bizi her açıdan kritik eden, barbar olduğumuzu söyleyen Batı, bu davranışları ve aldığı kararlarla, ne kadar ideal toplum ölçülerinden uzak olduğunu hepimize ispatlıyor.
Söz konusu Osmanlı olduğuna göre, yüzyıllar süren Osmanlı idaresinde kimsenin diline, dinine karışmamış bir anlayış, (ki Avrupa ülkelerinin emperyalist yaklaşımları sonucu, işgal ettikleri ülkelerin insanları resmi dil olarak ülkelerinde artık o dilleri konuşmaktalar), nasıl olur da “bu insanların soyunu kurutalım biz” demiş olsunlar.
Bizi kendileri gibi zannedip, kendi ölçüleri ile cezalandırmaya çalışıyorlar.
Hakları olmayan konularda, hukukun izin vermediği kararları almaları, bize o ülkelerin ne kadar ilerlememiş olduğunu, ne küçük adamlardan oluştuğunu gösteriyor.
Biz zannediyoruz ki, Avrupa medenidir, biz ise hukuk tanımaz, mantıksız kişileriz.
Özümüzü özümsememizde fayda var: Biz Türkler, insanız, merhametliyiz, hak biliriz. Aramıza karışmış olan Arap sevdalıları, pusulasını, yönünü kaybetmiş olanların sesi yüksek çıkıyor olabilir. Ama özetle bizi kritik eden Batı, her attığı adımda, medeniyetten ne kadar uzak olduğunu bize gösteriyor. Olay bu.
O ülkelerde ön planda gözükmüyor ama, bir ülkede hukuk yanlı işliyorsa (İsviçre, Fransa, ve diğer ülke Ermeni Soykırım kararları), o ülkelerin vatandaşları da kendi ülkelerini sorgular. Bu önce bilinçaltında başlar, sonra çeşitli şekillerde ön plana çıkar.
Bu nedenle diyoruz ki, o kadar pervasızca parlamentolarında aldıkları kararlar, rüzgarı, hiç beklemedikleri bir anda, kendi ülkelerinde bu hükümetlerin aleyhine çevirmesin…
Bizi neyle suçluyorlarsa, aynı şeyi kendilerinin yaptığını önyargı ve hırsları yüzünden görmüyor olabilirler, ama emin olsunlar, görenler de çok… Kendi ülkelerinde.
Biz kendimizi düzeltelim, ama “medeniyet denen tek dişi kalmış canavar” cephesinde de yeni bir şey olmadığını net olarak görelim, gördüğümüzü de ifade edelim.
