Economist dergisi, yayınlanan yeni sayısında Türkiye’yle ilgili eleştiri, itham ve suçlamalarla dolu üç makale birden yayınladı. Makalenin birinde “Türkiye’nin yaşam destek ünitesine bağlı” olduğu iddia edildi.
“Siz Trump’ı izlerken Türkiye muhalifleri tutukluyor” başlıklı makalede, HDP’li milletvekillerinin tutuklanması anlatıldı:
“Muğlak terörizm suçlamalarıyla tutuklanan HDP’li milletvekilleri bir polis karakoluna götürüldü. Şafak sökerken karakolun dışında patlatılan bir bombalı araç çoğu sivil 11 kişiyi öldürdü. Saldırıyı PKK üstlendi. Milletvekili Ziya Pir ve arkadaşları, desteklemekle suçlandıkları grubun saldırısından kıl payı kurtulmuştu.
“15 Temmuz darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından emredilen ve kartopu gibi büyüyen temizlik operasyonlarında son kurban HDP oldu. 15 Temmuz’dan beri 36 binden fazla kişi tutuklandı, çoğu kamu çalışanı 100 binden fazla kişi işlerinden oldu.
“Eş Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da dahil olduğu 10 HDP milletvekili tutuklandı. HDP buna meclisi boykot ederek yanıt verdi.
“Erdoğan’ı onun söyleminden ve yazın gerçekleşen şiddet olaylarından etkilenen milliyetçi ve İslamcıların koalisyonu destekliyor. Onun için bu, “milli irade” demek.
“HDP liderlerini ve 100’den fazla gazeteciyi hapse atan hükümet, gözünü ana muhalefet partisi CHP’ye dikti. Kürt vekillerin tutuklanmasını protesto eden ve destekçilerini “demokratik yollarla direnmeye” davet eden partinin tüm vekilleri hakkında Erdoğan suç duyurusunda bulundu.
ÖZGÜR VE ADİL OYLAMA NEREDEYSE İMKANSIZ
“AKP içindeki ılımları da korkutacak şekilde Erdoğan yine idamı geri getirmeyi düşünüyor. Bir milliyetçi parti idamı getirmek istiyor. Analistler Erdoğan’ın milliyetçi partinin bu isteğini yerine getirmesi karşılığında başkanlık rejimine destek almasından korkuyor.
“2017’nin ilk yarısında gerçekleşmesi beklenen referandumda Türkler sözünü söyleyecek. Ama ana akım medyanın sindirildiği, Kürt siyasetçilerin tutuklandığı ve muhalifliğin ihanet olarak değerlendirildiği bir dönemde özgür ve adil bir oylamanın gerçekleşmesi neredeyse imkansız. Ocak ayında yenilenmesi beklenen olağanüstü hal altında gerçekleşecek referandumun bir taç giyme törenine dönüşme ihtimali var.
MODEL FRANSA DEĞİL, SİYASAL İSLAM SOSLU KAZAKİSTAN
“Erdoğan’ın destekçileri başkanlık rejimi için Fransa ve Amerika’yı örnek gösterse de Kazakistan ve Rusya’daki modellerin siyasal İslam sosuyla servis edilmesi daha olası.
“Ali Bayramoğlu’na göre Erdoğan tüm muhalefeti temizlemek isteyebilir. Ama İslamcı ve milliyetçilerin desteğine rağmen bu kolay olmayacak. Türkiye’ninki kadar kutuplaşmış ve çok parçalı bir toplumda, dikta yönetimine geçmek toplumsal huzursuzluğa yol açabilir.
“Eğer toplumsal huzursuzluk ihtimali Erdoğan’ın uykularını kaçırmıyorsa, ekonominin durumu kaçırabilir. Türk Lirası dolara karşı son 30 yılın en düşük seviyesinde ve hükümet büyüme tahminlerini azalttı.
TÜRKİYE YAŞAM DESTEK ÜNİTESİNE BAĞLI
“Doğusundaki otokratik yönetimlerin aksine Türkiye büyümek için petrol ve doğalgaza değil kredilere bağımlı. Bir ekonomiste göre daha fazla baskı ve istikrarsızlık bu yüzden sürdürülebilir değil.
“Ama hükümetler her zaman ekonomik olarak sürdürülebilir şeyler yapmazlar.
“Türkiye şu an yaşam destek ünitesine bağlı. Fiş, Erdoğan’ın elinde.”
Türkiye ile ilgili diğer makalede ise Kaya Genç ve Ece Temelkuran’ın yeni kitapları tanıtıldı. “Fay hatları üzerinde fay hatları” başlıklı makalede iki yazarın da kitaplarında Türkiye’nin geçmişini, Erdoğan’ın baskısı altında yaşanan günümüze nasıl bağladığı anlatıldı.
Son makale ise Rakka operasyonuyla ilgiliydi. Musul’un yakında IŞİD’den alınmasının kesin olduğu, fakat Rakka için aynı şeyin geçerli olmadığına dikkat çekilen makalede şu ifadeler yer aldı:
“Amerika YPG’yi sahadaki en güvenilir güç olarak görse de NATO üyesi Türkiye onları PKK ile ilişkili görüyor. Amerika Türkiye’nin isteği üzerine YPG’ye ağır silahlar vermemeyi gönülsüzce kabul etti.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rakka’yı özgürleştirenin YPG değil Türkiye olacağını iddia ediyor.
“Amerikalılar buna ikna olmuş değil. Türkiye’yi Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kente ilerlemesini sabote etmemeye ikna edebilmeyi umuyorlar.
İKİSİNİN DE ESAS AMACI RAKKA DEĞİL
“Düşünce kuruluşu Washington Institute’dan Fabrice Balanche, Türkiye’nin planının Suriye’deki Kürtlerin kontrolünde bulunan Tel Abyad üzerinden Rakka’ya ilerlemek olduğunu söylüyor.
“Türkiye bir şekilde dahil olmamaya ikna edilse bile SDG içinde yeterince Arap olmaması, Arap ağırlıklı Rakka kentini almak için bir sorun. Ama Balanche’a göre ne Türkiye’nin ne de SDG’nin esas amacı Rakka’yı almak. İkisi de birbiriyle savaşmaya daha eğimli.” (bbctürkçe)
siyasetcafe