İsmet Özçelik / Aydınlık
AKP’de bir şeyler oluyor. Taban tepkisi artıyor.
Hemen belirtelim. Tepkinin FETÖ ile ilgisi yok!
FETÖ ve PKK ile mücadeleye destek tam. Hatta bu konuda yavaş davranılmasına, FETÖ’nün siyasi ayağının üstüne gidilmemesine tepki var. Kamudaki üst düzey FETÖ’cülerin hâlâ yerlerinde oturmasına itiraz büyük.
FETÖ’ye gerekli hassasiyeti göstermeyen merkez yöneticilerine, il ve ilçe başkanlarına sitem çok. Bu işi “gelir kapısı” olarak görenlere öfke yüksek.
Tabanda, “FETÖ ile mücadelede Cumhurbaşkanı yalnız kalıyor” sesleri giderek daha gür çıkıyor.
EKONOMİK KRİZ
Şu anda ekonomi konuşuluyor. Eli taşın altında olanların homurtusu duyuluyor. Rusya krizi nedeniyle AKP’ye oy veren çiftçiler ve turizmciler tepkiliydi. Bunlara yenileri eklendi. Krizin büyümesiyle birlikte dalga dalga yayılıyor.
AKP’ye maddi manevi destek veren işadamlarıyla sohbet ediyorum, hepsi gergin. Çoğunu 2002 yılından beri tanırım. Hiç böyle açık konuşmamışlardı. Krizin “can acıttığı”açık.
Söyledikleri özetle şöyle:
NE İSTEDİ DE YAPAMIYOR?
“Türkiye’nin istikrara ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı’na nasıl bir rapor verildiğini bilemiyoruz, ama kriz tahminlerden büyük. Öyle teğet meğet de geçmiyor. Başkanlık tartışması fantezi. Erdoğan ne istedi de yapamıyor?”
“Fabrikalar, çarşılar, tarlalar, … yanıyor. Sanayici önünü göremiyor. Esnaf borç batağında. İşçi, memur, emeklinin halini en iyi biz biliriz. Malımızı alacak paraları yok.”
“İktidar işi gücü bıraktı. Varsa yoksa ‘başkanlık’. İşadamı için de siyasetçi için de iktidar için de durum aynıdır. Aşırı hırs felakete götürür.”
***
PARTİMİ TANIYAMIYORUM
AKP’nin üst yönetimi ile rahatça görüşebilen, Saray’a ulaşabilen, bugüne kadar AKP’ye desteğini esirgememiş, “ne istedilerse vermiş”İstanbullu bir işadamı çok kızgındı. Rusya krizinden çok etkilenmiş. Söze AKP’li olduğunu ifade ederek başladı. Ekonomide yaşananlardan tedirgindi.
“İş dünyası AKP’ye destek veriyordu. Şu anda destek hızla azalıyor. Rusya krizini izah etmek zor. Suriye krizinin yan etkileri Suriye ile ticaretten çok fazla. Müteahhit arkadaşlar Libya politikamızı hiç anlamadı. Dolar, Euro aldı başını gidiyor. Hükümet cinsel tacizcilerin affıyla uğraşıyor… Partimi tanıyamıyorum” dedi.
PUSUYA YATANLAR
Bu duruma ellerini ovuşturanlar da var. Özellikle “İngiliz istihbaratına yakın ekip” faaliyetlerini arttırdı. Son dönemde sık sık bir araya geliyorlar.
Sadece dedikodu yapmıyorlar. Önümüzdeki döneme ilişkin planlamalar yapıyorlar. Basına sızan toplantılar değil, sızmayanlar önemli.
“Erdoğan’ı yalnızlaştırma” taktiği izliyorlar. “Bensiz hesap yapmayın” diye çift taraflı oynayanlar bulunduğu konuşuluyor. Uluslararası istihbarat desteği aldıkları için birçok konuya da vakıflar.
Ama belli ki Erdoğan da boş durmuyor. Tetikte ve her şeyden haberdar olduğu vurgulanıyor.
CAMDAN KONUŞMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan için eskiden, “Camdan konuşunca düzgün konuşuyor, ama cam dışına çıkınca ortalık dağılıyor” denirdi. Şimdi “Camdan konuşunca kötü, camı bırakınca daha sağlıklı şeyler söylüyor” deniliyor.
Bunları söyleyenlerin sayısı son günlerde artmaya başladı.
İlk başta tam anlamamıştım. Bir tanıdığım, “Cam konuşmalarını danışmanlar yazıyor” diye uyardı.
Uçak sohbetleriyle, kürsü konuşmalarını karşılaştırınca hak verdim.
İlginç!