Aydınlık gazetesi yazarı Rafet Ballı, “Şanghay’da üç generalin ‘ısınma’ turları” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısında, Şanghay’da ikinci günlerinin olduğunu, İlker Başbuğ, Bilgin Balanlı ve Kadir Sağdıç’ın da orada olduğunu hatırlattı.
Yazısında İlker Başbuğ’dan bir çağrı olduğunu ifade eden Ballı, o çağrının “Türkiye, Suriyedevletiyle bir an önce ilişki kurmalı.”olduğunu ifade etti.
Rafet Ballı’nın yazısı şu şekilde:
Sanghay’da ikinci günümüz. Üç generalimiz burada ya: İlker Başbuğ, Bilgin Balanlı ve Kadir Sağdıç. Bugün iki buluşmaya katıldık. Önce: Davet sahibi Şanghay Üniversitesi’nin temsilcileriyle.
Öğleden sonra da medyayla.
Bir çeşit “ısınma turları” diyebiliriz.
Asıl “sunum” ve görüşmeler bugünden itibaren.
***
Malum: Askerlik özel bir meslek.
Emeklilik farketmiyor. Rütbeler aynen geçerli.
Doğal olarak: Daha çok İlker Başbuğ söz aldı.
Balanlı ve Sağdıç da tamamlayıcı oldular.
***
Başbuğ, ziyaret boyunca konuşacaklarının çerçevesini çizdi.
Ortadoğu ve Türkiye. Geçmişi, bugünü ve geleceği.
Devrimci Atatürk.
Ve Türkiye-Çin ilişkileri.
Bu arada Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) bakışları.
***
Çin tarafının önceliği belliydi: Ekonomide ve terörizme karşı mücadelede işbirliği.
Medyanın öne çıkardığı üç konu:
15 Temmuz darbe girişimi.
Şanghay İşbirliği Örgütü.
Ve uzun menzilli füze ihalesi.
***
(Hatırlatalım: Uuzun menzilli füze alım ihalemiz uzun bir hikaye.
En uygun teklifi Çin yapmıştı.
Anlaşma bitmişti neredeyse.
Önemlisi: Ortak üretim yapabilecektik.
2015 Kasımında Antalya’da G 20 zirvesi yapıldı.
Çin Devlet Başkanı Şi Jinping bu yüzde Türkiye’ye geldi.
Beklenti: Beştepe’de İmza töreni yapılacak.
Fakat: Erdoğan-Obama buluşmasında birşeyler döndü.
İki liderin görüşmesi bitti. Dakikalar sonra ihalenin iptal edildiğini duyduk.
Çin tarafındaki ruh hali: Hayal kırıklığı. Güvensizlik. Sanırım biraz da öfke.
Sonradan Erdoğan cenahıyla görüşmemden bir not:
“Enerji Bakanı Berat Albayrak Çin’e gitti. Tamirat için.”
Sonuç: AKP liderliği füze ihalesini güncelleme niyetinde.)
***
Üç generalimizin genel duruşlarıyla devam edelim.
Bir: Sorumluydular.
Sanki hâlâ görevdeymiş gibi.
Öncelikleri: Türkiye’nin milli çıkarları.
Devlet terbiyesi bu olsa gerek.
***
Türkiye’nin iç meselelerini tartışmaya duvar çektiler.
Başbuğ Paşa: Medyanın üst üste üç sorusunu geri çevirdi.
“Biz partiler üstüyüz.”
“Yurt dışındayken partilere destek açıklamayız. Eleştiride bulunmayız.”
***
İki: Açık sözlüydüler.
NATO’yu ve Avrupa Birliği’ni konuşurken de.
Şanghay İşbirliği Örgütü’nü değerlendirirken de.
***
Birkaç örnek vereyim.
Avrupa Birliği: “Evet: Tam üye yapmayacaklar. Türk halkı da inanmıyor zaten.”
“Fakat: İhracatımızın yüzde 50’si AB’ye. Vazgeçemeyiz.”
“ŞİÖ’nün ihracatımızdaki payı ise yüzde 5.”
Başbuğ Paşa’nın ısrarla öne çıkardığı konu: Türkiye-Çin arasındaki ticaret dengesizliği.
Dikkat çektiği tablo: Çin’den ithalatımız 24 milyar dolar. İhracatımız ise sadece 2.5 milyar dolar.
Talebi: Çin Türkiye’den daha fazla alım yapması.
Dikkatimi çekti: Paşalar, askerlikten çok “ekonomi” konuştular.
***
NATO: “Evet, Türkiye terörle mücadelede yalnız bırakılmıştır.”
“ABD ile PKK/PYD konusunda ciddi sorunları var.”
Fakat: Kopmayı önermiyorlar.
***
Şanghay İşbirliği Örgütü:
Dediklerinin özeti: Evet önemli birlik. Giderek güçleniyor. Üye sayısı artıyor.
Fakat: Üye ülkeler arasında ciddi sınır sorunları var.
Türkiye ne yapmalı: İlişkilerini sonuna kadar geliştirmeli.
***
Verilen arada, biraz ayrıntıyı konuştum.
Dikkat çektiğim konu:
Bir: ABD ve AB, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü bozmak istiyor.
İki: Yunanistan’la Ege’de ciddi sınır sorunlarımız var.
***
Yunanistan faktörüne dikkat çektiler.
Dedikleri: Gümrük Birliğinden çekildik diyelim.
O zaman Doğu Akdeniz ve Ege’de durum aleyhimize döner.
Çin, kiminle işbirliğini geliştirir? Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimiyle.
***
Daha çok da NATO’dan çıkmanın muhtemel sonuçlarına vurgu yaptılar.
“Yunanistan NATO’yu arkasına alır. Kara sularını bir anda 12 mile çıkarır.”
“Ege’de denge bütünüyle aleyhimize döner.”
Not: Tartışılsın, düşünülsün diye kaydediyorum.
***
3 Paşa’nın dün söylediklerinin özeti.
Bir: Türkiye’nin ŞİÖ ile kurumsal işbirliğine evet. Olabildiği kadar yükseltilmeli.
Fakat: NATO ve AB ile kopma pahasına değil.
İki: Türkiye ulusal güvenliğini kimseye ipotek edemez. NATO’ya da, ŞİÖ’ye de.
Özetin özeti: Türkiye dış ilişkilerini kesinlikle çeşitlendirmeli.
Dünya kuvvetlerini dengeleyecek ağırlıklar oluşturmalı.
Son bir not: İlker Başbuğ’dan bir çağrı.
“Türkiye, Suriye devletiyle bir an önce ilişki kurmalı.”
Devam edeceğim…
ulusalkanal.com.tr