Sözcü
Manisa’da Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından ‘Türkiye nereye gidiyor’ isimli panel düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi Lale Salonu’ndaki panele konuşmacı olarak Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu katıldı. Feyzioğlu, panel öncesinde meclise getirilmesi için imza toplanan yeni anayasa ve partili cumhurbaşkanlığı ile ilgili soruları cevapladı.
Feyzioğlu, partili cumhurbaşkanlığını hakkında “Bu sistemle apartman bile yönetilmez” dedi. Bazı soruların netleştirilmediğini dile getiren Feyzioğlu, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ihlal edilip edilmeyeceği endişesi taşıdıklarını söyledi.
Feyzioğlu, “Partili Cumhurbaşkanı partili yönetim kadrosunda olacak mı, yoksa sadece parti üyesi mi olacak Bu bir soru işaretidir. Cumhurbaşkanı tarafının ve iktidar partisinin ‘tabi ki genel başkan olmalıdır’ şeklinde bir yaklaşımı var. Bu noktada kuvvetler ayrılığını düşünmemiz lazım. Biz Barolar Birliği olarak hukuk penceresinden baktığımızda, hangi hükümet sistemini getirirsek getirelim, kuvvetler ayrılığının çok güçlü bir şekilde olması lazım. Şimdi yargının nasıl bağımsız, hesap verebilir olduğunu anayasa taslağında görmeden konuştuğumuz her şey boş. Yasamanın cumhurbaşkanını, hükümeti nasıl denetleyebileceğini görmeden konuştuğumuz her şey boş. Ancak açık seçik bir şey var. Bu siyasi partiler kanunuyla partili cumhurbaşkanı derseniz meclisin başkanı denetleme ihtimali olmaz. Hatta daha ilerisini söyleyeyim. Bu sistemle apartman yönetemezsiniz. Siz apartman yönetici ile deneticiyi aynı kişi yapıyor musunuz Ya da apartman yöneticisi seçip, yöneticiye de deneticiyi sen seç dediğinizi duydunuz mu Bugün siyasi partiler kanunu neye izin veriyor Milletvekili adaylarının tamamını parti genel başkanını da içinde bulunduğu MYK’nın seçmesine izin veriyor. Önseçimi yüzde yüz ve zorunlu kılan bir siyasi partiler kanunumuz var mı Yok. Partili cumhurbaşkanı, parti genel başkanı da olursa yasama organını kendisi belirleyecek” dedi.
DİKTATÖRLÜK MÜ DEMOKRASİ Mİ”
Parlamentonun cumhurbaşkanını denetleyemediği yerde sadece diktatörlük olacağını savunan Feyzioğlu, “Cumhurbaşkanının eline öyle bir sopa veriyorsunuz ki, sen beni denetlemeye kalkarsan, ben senin seçimini yenilerim. Ha bir daha da o milletvekillerini yazmam diyorsunuz. Partisi eğer cumhurbaşkanını denetlemeye kalkarsa ‘Ben seni bir daha genel seçimde yazmam’ diyorsunuz. Böyle bir denetim olabilir mi Bütün meselemiz kuvvetler ayrılığıdır. Kuvvetler ayrılığını sağlayan başkanlık sistemine millet karar versin. Ama ne olur millete her şeyi doğru anlatalım. Diktatörlük mü yoksa demokrasi mi diye soruyoruz. Gerçek soru bu. Diktatörlük mü istiyorsun yoksa demokrasi mi Parlamentonun cumhurbaşkanını denetleyemediği, yargının cumhurbaşkanını ve hükümeti denetleyemediği bir yerde sadece diktatörlük olur” diye konuştu.
“FETÖ DEVLETE SIZMAMIŞ, DEVLET FETÖ’YE BİR MİKTAR SIZMIŞ”
Yargıtay’daki FETÖ operasyonlarının sorulması üzerine Feyzioğlu, “Aslında doğru soru devlet bunun içine ne kadar sızmış Yani FETÖ devlete sızmamış da devlet bir miktar bu örgütün içine sızmış. Kontenjanlara bakıyorsunuz, itirafları okuyorsunuz resmen evin girişinde hoca efendi ‘140’dan aşağı asla olmaz’ demiş. Bunlar Yargıtay’daki dağılıma karar vermişler. Hoca efendileri oradan ‘140 aşağısını kabul etmeyin’ diyor, bunlar ‘en fazla 80 veririz’ diyor. Kimin nesini veriyorsunuz Bir insanın özgürlüğünü, hayatını, malını, mülkünü emanet ettiğiniz hakimlerin tayin edilmesinden bahsediyorsunuz. 120’de bağladıkları anlaşılıyor. Pazarlık konusu yapılan bu milletin namusudur, şerefidir, itibarıdır, geleceğidir. Bunun pazarlığı bir evin arka odasında yapılmış. Rezalettir bu. Devletin içine ne kadar sızdığını benden daha çok siyasi iktidarın bilmesi çok normal. Yargının içine kaç kişi sızdırdıklarını bilmeleri normal. Bu bir sızma değil, ‘buyurun geçin şu koltuklar sizin, bu koltuklar bizim olsun’ demektir” dedi.
“TEPEMİZE BOMBALAR YAĞDIRAN CANİLERİN SİYASİ AYAĞINI GÖRMEK İSTİYORUZ”
Örgütün her yere sızdığını ancak siyasi ayağının ortaya çıkarılmadığını vurgulayan Feyzioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın darbeleri araştırma komisyonu tarafından dinlenmesi gerektiğini söyledi. Feyzioğlu, “FETÖ denilen yapı her yere sızmış. Üniversiteyi ele geçirmiş, Danıştay’ı ele geçirmiş, yargıyı ele geçirmiş. Fakat iş siyasete geldiğinde ‘yok o bizim işimiz değil, biz siyasi particiliğe karışmayalım mı demiş.’ Kimse bizim aklımızla alay etmesin. Biz tepemize bombalar yağdıran bu canilerin siyaset ayağını görmek öğrenmek istiyoruz. Bir daha olmasın diye bazı soruların cevaplanması lazım. Saat kaçta haber aldınız, haber aldıktan sonra ne yaptınız Bunu MİT Müsteşarına, Genel Kurmay Başkanına soracaksınız. Allah için 30 sene önceki darbeleri araştırdılar, 30 sene önceki Dışişleri bakanını çağırdılar. Geldi adamcağız, komünizmden falan bahsetti. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin en kilit bilgilere sahip olan iki ismi meclis araştırma komisyonu davet etmedi. Bu alay etmektir. Aklımızla dalga geçmektir. Derhal bu iki ismin komisyonun tüm üyelerinin oybirliği ile meclise davet edilmesi lazımdır” diye konuştu.
Feyzioğlu açıklamasının ardından panele katılacağı salona girdi ve vatandaşlarla tek tek tokalaştı. Salonda arka sıralara oturan ve selfie çektiren Feyzioğlu, konuşma zamanına kadar arka sıralarda oturdu. Daha sonrasında da Feyzioğlu, panelde konuştu.
DHA