Nurullah AYDIN / Londraposta
NEYİN MÜCADELESİ BU?
Hukuk kuralları, ahlak kuralları, inandıkları din kuralları onlar için anlamsız. Her gün kimlik değiştiriyorlar. Bir gün söylediklerini ertesi gün yalanlayabiliyorlar. Ve köleleşmiş beyinler her iki durumda alkışlıyor.
Takiyye, kumpas revaçta. Kime kardeş, dost diyorlarsa, yakınlaşıyorlarsa kısa sürede tersine dönüyorlar, ihanet ediyorlar, Yok edilmesine zemin hazırlıyorlar.
Türkiye’de ne oluyor? 80 yıldır kin ve öfke içinde olan, kimliksizler, kişiliksizler, Araplar, Ermeni, Rum dönmeleri İslamcı kimlikleri ile gücü ellerine geçirmesi ile her zaman olduğundan biraz daha farklı, kapsamlı, girift mücadeleyi ajanları ile sürdürüyor.
Neyin mücadelesi bu? Türkiye cumhuriyeti’nin kuruluş dönemini tartışıyorlar. Devlet, millet düşmanı hainleri, kahraman ilan ediyorlar. Devletin kurtuluş savaşını yok sayıp fitne çıkarmaya zemin hazırlıyorlar.
Çok yönlü asimetrik psikolojik savaşın tüm unsurlarını kullanmış oluyorlar.
Sinsice planlanan ve uygulamaya konulan operasyonları, mankurtlaşmış beyinler tersine algılıyor. Bazılarına göre ise onlara direnmek olanaksız. Devşirme eğitimi bu algıyı emrediyor!
Düne kadar; Sabetayistler, siyonistler ülkeyi yönetiyor diye bağırıyorlardı.
Bugün; Arap, Ermeni ve Rum dönmeleri, liboş, dönek solcu ve cemaatçi, tarikatçı kimliği altında devleti ele geçirmiş, Türk Milleti’nin birlik ve beraberliğini bozuyor.
Bir devşirme gidiyor bir diğeri yerini dolduruyor.
Yüzde seksenyedilik Türkler ise seyrediyor!
Türk düşmanı soysuzlar; tarih boyunca hep aynı oyunu uygulamıştır.
Türkleri; doğal müttefiki olan, etle tırnak gibi olduğu halklardan birer birer kopartmak! Şimdilerde ise ülkeyi yönetenlere övgü düzüyorlar. Peki ama neden?’
1922 yılında; içteki dönmeler sevinçle işgalcilere kucak açarken çözüm olarak Amerikan mandası, İngiliz idaresi istiyorlardı.
2016 yılında; ne ilginç şimdi de, hayalleriyle yaşayanlar, yıllar sonra liboş, dönek solcu ve dinci işbirliği ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, kıskaç altına aldılar. Çaresiz aydınlara, umutsuzluk operasyonu yaptılar, yapıyorlar. Birileri had safhada çok ama çok seviniyor. …
İleri Demokrasi projesi ile Avrupa Birliği uyum yasaları ile uygula diyorlardı. Yani; çözüm olarak önerilen, devleti kimliksizleştir, kendini parçala diyorlar!
AB ve ABD Yeni bir Anayasa istiyordu ya şimdi. Peki ama neden?
Siyasi partiler içindeki milli unsurlar tasfiye ediliyor. İktidar da muhalefet de Brüksel ve Washington’a bakıyordu. Şimdi Moskova ve Pekin gündemde.
Ümmet dediler İslam birliği dediler. Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte İslamcı terör örgütlerini eğittiler, ülkelerde iktidar savaşı başlattılar, yaktılar yıktılar ancak başarılı olamadılar. Yakılıp yıkılan kentleriyle binlerce katledilen insanlarıyla iç savaşlar sürüyor.
Hiç bir İslam ülkesinde İslamcı terör örgütleri dışında itibarları güvenirlikleri kalmadı.
ABD, AB ve NATO’ya bağlı aydınlar, gazeteciler, işadamları, akademisyenler ve nihayet bir iktidar ve muhalefet, şaşkın durumdalar.
Yani ABD ve AB; yüzlerce yıllık deneyimi ile uyguladığı yüzlerce proje ile başaramadığını şimdilerde başaracağına inanıyor. Çünkü ilk defa Türk Milleti’nin ana unsurlarını zihnen devşirmenin rahatlığı içinde. Endişesi ise; Türk Milleti’nin feraseti! Yani engin sağduyusu!
Batı; aydınları, akademisyenleri gazetecisi, siyasetçisi, cemaatçisi devşirilen Türk Milleti’nin, kurgulanan bu düzeneğe gelmeyeceği endişesini yaşıyor.
Görülen o ki; Türk Milleti’nin direnç gücü hem batıyı hem kabesi Batı olanları korkutuyor. O nedenle de ülkeyi yönetenlere, Türk Milletini küçük azınlık topluluklarla aynı orandaymış gibi tanımlama getirtiyor.
Proje; Türk Milleti’nin devletin’den kopartılması, azınlıkların çoğunluğu yönetmesini sağlayan devlet yapılanmasını sağlamak. Ulus devlet ve üniter yapıyı tersyüz etmek. Türk milleti’ne ait ne varsa anayasadan yasalardan çıkartmak, Türk Milleti’nin tarihi kimliğini unutturmak, Arap tarihini İslam tarihi gibi, Avrupa tarihi kültürü ve değerlerini çağdaş değerler ve kültürmüş gibi benimsetmek! Türk yurdunu kimliksizleştirerek yığınların ülkesi haline getirmek!
Türk Milleti’ne güvenmeyen ve aşağılayanlar ya onu hiç tanımayanlardır ya da bu söylemin yıkıcı gücünden faydalananlardır.
Sıkıştırılmaya, sarsılmaya devam eden Türk Milleti, tüm unsurlarıyla biraraya gelerek, vatanı vatan olmaktan çıkarmak isteyenleri, kendi milletini kimliksizleştirenleri bilmelidir.
Durum, geçen yüzyıl başından daha kötü değildir.
Bu millet; dün neydiyse bugün de O’dur yarın da O olacaktır.
Türk Milleti’nin temel karakteristliği; bağımsızlık tutkusu ve onu sağlayan tarihi birikimi ve kültür değerleri ve bunları sarsılmaz bir iradeyle savunacak donanımlı yiğitleridir.
Günün Sözü: Karamsarlık ve umutsuzluk, zayıf insanlarda olur, idealleri olan insanda yoktur.
NURULLAH AYDIN