Anayasa Komisyonu’nda konuşan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP’li vekillere seslenerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin adını değiştirmek için çalışma yapıyorsunuz. Kafanızda dört ayrı isim var” dedi. MHP tabanına da seslenen Yarkadaş, “Cumhurbaşkanı’na federasyon ilan etme yetkisi verilmek isteniyor” ifadesini kullandı. Basın özgürlüğünün yok edildiğini vurgulayan CHP’li vekil, ilçe belediyelerinin kapatılmak istendiğini de dile getirdi.
‘BUNUN ADI PATRONLU BAŞKANLIKTIR’
Anayasa Komisyonu dün gece de geç saatlere kadar çalışmalarını sürdürdü. Komisyonda söz alan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, ”AKP’nin Saray’ın talimatıyla ortaya koyduğu anayasa taslağı bir anayasadan çok kişiye özel bir rejimin düzenlenmesi ve Latin Amerika diktatörlüklerinde (patronlu başkanlık) olarak adlandırılan rejimin Türkiye’ye yerleştirilme gayretinden başka bir şey değildir” dedi.
‘TEK BİR HEDEFİNİZ VAR’
Anayasa taslağı üzerine söylenecek çok şeyin olduğunu belirten Yarkadaş, “AKP’ye Saray tarafından dayatılan bu taslağın tek bir hedefi var: Yargılanamayacakları bir düzen kurmanın peşindeler” ifadesini kullandı.
HSYK’nın ortadan kaldırılarak yerine HSK’nın konumlandırılmak istendiğini belirten Yarkadaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanı bu yeni kurulun üyelerini seçecek.. Maddelerin içine sos olarak, Meclis’in de üye atayacağı yazılmış… Hâkimleri ve savcıları tamamen denetim altına alarak, yeni bir 17-25 Aralık vakası daha yaşamanın önünü kesmek istiyorlar. Bu ve bunun beraberinde getirdiği korkular bugünkü anayasa taslağını ortaya çıkarmıştır. Böylece, tek adam rejimi ya da kişiye özel bir rejim olarak düzenlenen bu anayasa taslağı önümüze getirilmiştir.”
‘AKP’LİLER FARKINA VARMADAN İTİRAF EDİYOR’
Konuşmasının devamında AKP’lilere seslenen Yarkadaş, vekillere bir de soru yöneltti. Yarkadaş, şöyle konuştu:
“Burada günlerdir (Cumhurbaşkanlığı Sistemi) adı verilen sistemin ne kadar önemli ve gerekli olduğu anlatılıyor. Hatta bunun ne kadar önemli ve gerekli olduğunu anlatan AKP’li milletvekilleri “Efendim, Cumhurbaşkanı ve Başbakan aynı dönemde görevde kalırsa bu, ülke için zaman kaybıdır.” diyor ve verdikleri örneklerle aslında AKP iktidarının son on dört yılda Türkiye’ye ne kadar çok şey kaybettirdiğini de itiraf etmiş oluyorlar.
Şimdi ben tek bir soru sormak istiyorum: On dört yıl içinde ne istediniz de yapamadınız, size ne engel oldu? Bundan sonra bu yetkiyi alırsanız yapamadıklarınızı yapacağınızı nereden bileceğiz? Siz on dört yıldır Türkiye’yi aslında yönetemediğinizi bir anlamda buradaki çalışmalarda itiraf ediyorsunuz. Anayasa taslağını savunurken arkadaşlarımızın kanıtlarıyla, belgeleriyle gösterdiği üzere Suriye Anayasası’nın başka bir versiyonunu getiriyorsunuz.
‘ERDOĞAN İPLERİ TUTMAK İSTİYOR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin 14’üncü yılında artık bir düşüş eğrisine girdiğini ve bundan sonra bu düşüş eğrisinin devam edeceğini gördüğü için iktidar partisinin iplerini tamamen elinde tutmak istiyor. Bu yüzden (Partili Cumhurbaşkanlığı) adı verilen bir hilkat garibesini ortaya koyuyor.”
CHP’li vekil, konuşmasında “AKP’nin bilinçaltında cumhuriyetle hesaplaşmak, cumhuriyetin kurumlarını ve değerlerini ortadan kaldırmak olduğunu biliyoruz; bunu son on dört yılda ortaya koyduğunuz icraatlar ve uygulamalar zaten gösteriyor” ifadesini de kullandı. Yarkadaş, sözlerine örnek olarak ise AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’nun konuşmasını gösterdi. Yarkadaş şöyle devam etti:
”Bu söylediğime itiraz ederseniz, çok değil, daha yirmi dakika önce HABERTÜRK televizyonunda konuşan Burhan Kuzu’nun sözlerini gösterebilirim… Bakın, Burhan Kuzu ne diyor: (Bir memlekette cumhuriyet varsa parlamenter sistem işlemez.) Bu sözden daha açık ve net bu anayasa taslağının anlamını ortaya koyan başka bir şey yoktur.
Burhan Kuzu durmuyor, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’ni ilgilendiren bir söz daha söylüyor: (Cumhurbaşkanlığı sistemi kabul edildikten sonra dar ya da daraltılmış bölge seçimine de geçeceğiz) diyor. Tabii, bununla sınırlı kalmayacağını, AKP iktidarının ve sarayın bitmek, tükenmek bilmeyen hırsını, tek adam rejimini hayatın her alanında inşa etmek istediğini yapılan çalışmalardan da biliyoruz.”
‘İLÇE BELEDİYELERİNİ KAPATMAK İSTİYORSUNUZ’
Yarkadaş, anayasa taslağının referanduma gitmesi halinde halk tarafından kesinlikle reddedileceğini de belirtti. CHP’li vekil, buna rağmen AKP’nin gizli bir gündeminin olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin idari yapısını baştan sona değiştirmeyi hedefliyorsunuz… Örneğin, bu anayasa halkın oylarıyla geçerse; bundan sonra atmak istediğiniz adımın ilçe belediyelerini kapatmak, ilçe belediyelerini birer şube müdürlüğüne çevirmek ve böylece tüm illeri bir ya da birkaç belediye başkanıyla yönetmek istediğinizin de farkındayız. Çünkü İçişleri Bakanlığı’nda yapılan bu çalışma (seçilmiş valiler) yöntemiyle bir anlamda federasyonun ayağını da oluşturacaktır.”
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE ALTERNATİF İSİM ARIYORSUNUZ’
Konuşmasında MHP tabanına seslendiğini de belirten Yarkadaş, “Söylediklerimi özellikle MHP’lilerin dinlemesini istiyorum” dedi. Yarkadaş, daha sonra ise Türkiye’nin adının değiştirilmesine ilişkin bazı düşüncelerin olduğunu belirtti. Yarkadaş, AKP’lilere şu soruyu sordu:
“Acaba (Cumhurbaşkanlığı Sistemi) denilen, özünde tek adam rejimine dayalı, patronlu başkanlık sistemini bize dayatan, Latin Amerika diktatörlüklerinin kötü bir kopyası olan bu sistem hayata geçirilirse Türkiye Cumhuriyeti devletinin adını (Yeni Türkiye Devleti), (Türkiye Cumhurbaşkanlığı), (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı” ya da (Yeni Türkiye Cumhuriyeti) olarak değiştirmeyi düşünüyor musunuz? Kafanızın arkasında böyle bir plan var mı? AKP’nin bazı çalışma noktalarında bunların yapıldığını, buna ilişkin bazı adımların atılmak istendiğini ancak referandumdan dolayı buna şimdilik ara verildiğini biliyorum.”
SANSÜRLÜ TARTIŞMA
Türkiye’nin OHAL rejiminde bir anayasa tartışması içine sürüklendiğini belirten Yarkadaş, anayasaların ancak toplumsal mutatabakatlarla yapılabileceğini belirtti. CHP’li vekil, ”Anayasa yapım süreçlerinde herkesin kendisini ifade edebileceği, özgürce ifade edebileceği ortamlar yaratılır. Biz olağanüstü hâl rejiminde Türkiye’nin gelecek yüz yılına damga vuracak bir anayasayı tartışıyoruz ve nasıl tartışıyoruz? Tüm televizyon kameralarının dışarıya atıldığı, halkın burada ne konuşulduğunu bilmediği bir dönemden geçiyoruz” dedi.
Yarkadaş şöyle konuştu:
“Millî irade, millî irade” diye on dört yıldır ensemizde boza pişirenlerin, televizyon kameralarından korktuğunu burada bir kez daha görüyoruz. Sadece burada mı korkuyorsunuz? Hayır. Hayatın her alanında korkuyorsunuz. Buraya sokmadığınız kameramanları, gazetecileri dışarıda da tutukluyorsunuz. Bakın, çok basit, hiç uzaklara gitmeye gerek yok. Sayın Başkan, son yedi günde Türkiye’de yaşananlara bir bakalım: Dün 5 gazeteci gözaltına alındı. Cumhuriyet gazetesinin kantincisi polisin iddiasına dayalı olarak tutuklandı.
YOL TV televizyonu kapatıldı. Aydın Engin, iki kez Kadıköy’ün ortasında açıkça ölümle tehdit edildi. Hüsnü Mahalli yaptığı bir yorumdan dolayı cezaevine atıldı; kendisi 4 ağır hastalık geçiriyor, günde 11 ilaç, 3 tane de serum alıyor.
DARBE DÖNEMİ UYGULAMALARI
Dün 400 sinemacıya, sadece ve sadece attıkları bir imzadan dolayı, soruşturma açıldı. İçişleri Bakanlığı 10 binin üzerinde yurttaşın “tweet”lerinin takibe alındığını ve bu “tweet”lerden dolayı haklarında soruşturma başlatıldığını söylüyor. Darbe dönemlerinde yapılan toplu tutuklamalar, kendisine “Demokratım.” diyen bir iktidar tarafından tüm hızıyla gerçekleştiriliyor.”
Yarkadaş, gözaltına alınan Gazeteci Metin Yoksu’nun evinde yaşananları da anlattı. Yarkadaş’ın sözleri AKP’liler tarafından tepkiyle karşılandı. Yarkadaş ise konuşmasında şunları vurguladı:
“Dün gözaltına alınan bir gazeteci arkadaşımızın annesi sabah saatlerinde evine gelen polis tarafından, namaz kılarken seccadesinin üzerinde darbediliyor… Metin Yoksu’nun annesidir bu kişi.”
‘NAMAZ KILAN KADINA YALANCI DİYORSUNUZ’
Yarkadaş’ın sözleri üzerine AKP milletvekilleri “Böyle bir şey olmaz, yalan bu” deyince, CHP’li vekil, ”Yarın avukatlarıyla görüşme izni verin, yalansa -ben burada açıkça söylüyorum- gazetecilikten de istifa edeceğim, milletvekilliğini de hemen bırakacağım. Namaz kılan bir kadının yalan söylediğini iddia etmenizi de kınıyorum. Rahatlıkla yalan konuşan sizsiniz…” tepkisini gösterdi.
Yarkadaş, “Hangi kadın, namaz kılan, seccade üstünden kalkan bir kadın (Polis beni darbetti)” diye yalan söyler? Yalan söyler de eline ne geçer? Yapmayın bunu” deyince AKP’liler yine seslerini yükseltti. Yarkadaş ise ”Sizin yarattığınız tablo budur” yanıtını verdi.
Tartışmanın büyümesi üzerine CHP’li Yarkadaş, sözlerine şöyle devam etti:
”Sayın Başkan; Sayın Mustafa Şentop, Gazeteci Metin Yoksu’nun annesi sabah namaz kılarken evine gelen polisler tarafından seccadesini toplarken kendisini darbettiğini söylüyor. Bu kadar açıkça söylüyorum, isim veriyorum. Siz bunları duymak istemeyebilirsiniz, buraya kamera sokmadığınız için gazeteci arkadaşlarımız bunları yazmayabilir ama şu bilinsin ki: Bu bir gerçek ve ben size isimleriyle veriyorum.”
‘CUMHURİYETİ SANDIKTA YOK ETTİRMEYİZ’
Konuşmasının son bölümünü “Yarattığınız tablo sadece bununla sınırlı değil” diye sürdüren Yarkadaş, şöyle devam etti:
”Şu an, 147 gazeteci sizin iktidarınız döneminde cezaevinde tutuluyor. Sadece 15 Temmuz alçak darbe girişiminin ardından işsiz kalan gazeteci arkadaşlarımızın sayısı 3 bin… 800 basın kartı iptal edilmiş durumda.
Siz, düşünceyi ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, hiç kimsenin kendisini özgürce ifade edemediği, “Anayasaya hayır!” diyenlerin açıkça tehdit edildiği, “Anayasaya hayır!” dediği bilinen Cumhuriyet Gazetesi’nin kapatılmayla karşı karşıya kaldığı bir dönemdeyiz… Ve buna rağmen, bizim, bu tek adam diktatöryasına onay vermemizi, izin vermemizi istiyorsunuz. Arkadaşlar, biz cumhuriyeti sandıkta kazanmadık. Cumhuriyeti sandıkta kazanmadığımız için sandıkta da yok ettirmeyiz. Son sözüm de budur.”
gerçekgündem