Çetin Ünsalan / Ulusalkanal
Yeni yıl otoyol ve köprülerin zam haberiyle başladı. Herkes yüzde 48 ile yüzde 15 arasında değişen zam oranlarını konuşurken, bir detayın üzerinde nedense kimse durmadı. İstanbul’un iki yakasını bağlayan köprülerin üçüne farklı oranlarda zam geldi.
Aslında zam oranlarının hangisinin daha az olduğunu konuşacak noktaya geldiysek, bu bile başlı başına bir dram ya neyse. Ülkede asgari ücrete yapılan zam 104 TL, resmi değerleme oranı artışı yüzde 3,83, tutar ya da tutmaz enflasyon hedefi yüzde 7 ama parasını vererek kullandığımız, yine vergilerimizle yapılan otoyol ile köprülerde artış yüzde 15 ile yüzde 48 arasında değişiyor.
Bu çelişkilerin hepsi bir yana buradaki Ali Cengiz oyunu daha dramatik ve insan zekâsıyla alay eder cinsten. Bu vesile ile 3. köprünün fiyatını makul karşılanır hale getirdiler. Peki bunu geçiş ücretini düşürerek mi yaptılar? Hayır… Diğer ikisinin fiyatını fahiş oranda arttırdılar.
Hatırlanacağı üzere ilk açıldığında da ikinci köprüden geçmenin cezası, üçüncüyü kullanmaktan daha ucuz kalıp, kamyoncular bu yola başvurunca, ikinciden geçişin ceza miktarını arttırarak çözüm bulmuşlardı.
Şimdi hiç kimse kalkıp bana vergi lazım cinsinden savunmalara geçmesin. Türkiye’de vergi gelirlerinin yüzde 80’ini dünyanın en ahlâksız vergisi olan dolaylı vergi gelirleri oluştururken, vergi toplayamadığını söyleyen doğruyu konuşmuyordur.
Yine kimse bu ekonomi yönetiminin hesap kitap bildiğini iddia etmesin. Çünkü sonra apar topar vazgeçtikleri, ama önümüzdeki günlerde yine karşımıza çıkacak olan otoyol ve köprülerin özelleştirilmesi aşamasında bilmediklerine şahit olduk.
Resmi rakamlara göre o ana kadar 42 milyar dolarlık özelleştirme yapıp, yani mal mülk satıp, 40 milyar dolarını otoyol ve köprülere yatırıp, sonra da bunu 5,7 milyar dolara satmaya kalktılar. Neyse ki rezalet ayyuka çıkınca, hatta borç alsak aynı şartlarda kasaya 8,5 milyar dolar gireceği anlaşılınca şimdilik bundan vazgeçtiler.
Ama bugün için vazgeçmiş olmaları, hesap bilmedikleri gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Bunları söylediğinizde, anlattığınızda da, anlatan, yazan çizen herkesin kendilerine düşman olduğunu düşünen bir ruh hali içinde yaşıyorlar.
Oysa bakın Osmangazi Köprüsü’nden geçiş ücreti azalınca, tercih edenlerin sayısı arttı. İzmir’deki Küresel Isınma Kurultayı’na dernek olarak giderken o yolu kullandık. Tek başımıza geçtiğimiz köprüden, fahiş ücret öderken, para bozdurma sıkıntısı yaşadığımız 4-5 dakika boyunca arkamıza tek bir aracın gelmemiş olması zaten şahitliğimizle ispattır.
Fakat işletmeci için değişen bir şey yok. Kullan kullanma parasını alıyor. Nitekim aynı durum üçüncü köprü için de geçerli. Fakat bu köprü pahalı kalırsa ne olur? O bölgeler rant yapmaz. Yine mesela birinci ihale ile ikinci ihale arasında kime borçlandığımızı bilemediğimiz 2 milyar dolarlık kamulaştırma ve sahipleri zarar eder.
İşte bu ekonomi yönetimi bunu anlamıyor. Köprüler ya da yollar değil eleştirilen. Uygulaması, hukuk tanımaz inşası ve arkasından engellenemeyen rant vahşeti… Ama bugüne kadar ya adını tartışmanızı sağladılar ya da nasıl olacağını… Sorun daha temelde. İş yapmayınca da aradaki fiyat farkını zam oranlarıyla düzeltip, hiçbirini kullanamaz ya da kullandıkça fakirleştirecek hale getirdiler. Konuyu böylece kapatmayı düşünüyorlar.
Kapanır muhterem, bu konu da kapanır. Sen 7 TL olan geçiş ücretine takılıp, iki köprü ile üçüncü arasındaki farkın kapatılıp, talebi yönlendirme oyununu görmedikçe kapanır.
görsel: ahaber