anadoluverumelimedya.com

Eski Aydınlık yazarından Perinçek’e eleştiri

Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek’in, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin, AKP iktidarının önündeki “tuzak” olduğunu öne sürmesi üzerine eski Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller’den yanıt geldi.

Reklam alanı

Doğu Perinçek, Aydınlık gazetesindeki yazısında, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi, İkinci İstiklâl Savaşının önündeki tuzaktır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, aynı zamanda AKP iktidarının önündeki tuzaktır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimiyle, AKP bir tuzağa ilerlemektedir, daha doğrusu tuzağın içine itilmektedir” demişti.

Aydınlık gazetesi eski yazarı Mehmet Ali Güller, kişisel internet sitesi üzerinden bir yazı kaleme alarak Perinçek’in bu yazısını eleştirdi. Mehmet Ali Güller, “Başkanlık dayatmasını ‘AKP’ye tuzak’ diye değerlendirmek gerçekçi değildir. Gerçek, AKP’nin başkanlık dayatmasıyla Türkiye’ye tuzak kurduğudur!” diye yazdı.

İşte Mehmet Ali Güller’in o yazısı:

Başkanlık girişiminin nasıl engelleneceği, en yakıcı sorun olarak hepimizin önünde duruyor. Ne yapacağız? Nasıl yapacağız? Kimlerle yapacağız?

Önce şu beş saptamayı yapalım:

1) Başkanlık, yasama, yürütme ve yargı erklerini tek adamda toplamaktadır.

2) AKP’nin 2017 anayasası, 1876 tarihli Kanuni Esasi’den daha geridir. Zira 141 yıl önceki anayasada başbakan (sadrazam) vardır, güçlü meclis vardır ve padişah sadece icracıdır! Ancak 2017 anayasasında başbakan yoktur, güçlü meclis yoktur ve başkan sadece icracı (yürütmeci) değil, fiilen yasamanın ve atamaları nedeniyle yargının başıdır.

3) Başkanlık sadece bir hükümet sistemi değişikliği değil, hukuk devleti ve demokrasi gibi en temel değerleri fiilen ortadan kaldırdığı için sonuçta bir rejim değişikliğidir. Rejim değişikliği olduğu da, kimi AKP yetkililerinin anayasa değişiklik paketinin meclisten maddelerinin geçmesini “güle güle Cumhuriyet” diyerek kutlamasından bile bellidir.

4) Başkanlık sistemi, Erdoğan’ın “özel ajandasının” hep en başındaydı. Ancak bunun Türkiye’nin gündemine getirilebilmesi için itiraz edecek kuvvetlerin önce tırpanlanması gerekti. FETÖ’yle birlikte Ergenekon kumpasları kurulması, FETÖ’yle birlikte ulusalcılığın altedilmeye çalışılması, Açılımlar bir yönüyle bunun içindi…

5) Ancak 150 yıllık parlamenter sistem geçmişi olan köklü Türk devletinin rejimini değiştirmek yine de öyle kolay değildi. O nedenle birkaç kez rafa kaldırılmak zorunda kalan başkanlık girişimi son olarak terörle mücadele sürecinde Türkiye’ye dayatıldı. Zira Saraya göre “milli seferberlik” koşullarında Türk milletini “ikna” etmek daha kolay olacaktı. “Lozan hezimettir”, “Misakı Milli’ye göre alınmayan yerler var” gibi çıkışlarla Türk milleti “başkanın” siyasi hedeflerinin arkasına takılacak ve Suriye’de fetih arayışlarıyla başkanlık yolu açılacaktı! Dahası “ya başkanlık ya bölünme” diyerek ayrıca Türk milleti sıtmaya razı edilecekti! Diğer yandan OHAL koşulları da muhalefetin eylemlerine set çekerek süreci iyice rahatlatacaktı!

İşte başkanlık bu içerik ve hedeflerle Saray ve AKP tarafından Türkiye’ye dayatıldı. Dolayısıyla başkanlık dayatmasını “AKP’ye tuzak” diye değerlendirmek gerçekçi değildir. Gerçek, AKP’nin başkanlık dayatmasıyla Türkiye’ye tuzak kurduğudur!

TUZAK NASIL VE KİMLERLE BOZULUR?

MHP desteğiyle başkanlık maddeleri tek tek TBMM’den geçmektedir. HDP “hayır” yerine “boykot” diyerek eski müzakere ortağına karşı elinde bir pazarlık kartı bulundurmaya çalışmaktadır. CHP’nin ise salt TBMM’den yürüttüğü muhalefet, başkanlık girişimini engellemeye yetmemektedir.

Peki o zaman ne yapmalı?

Saray ve AKP’nin başkanlık dayatması, “şirin demokrasi” ile engellenemez: Muhalefetin Saray’a “başkanlığı geri çek” ricası, gazete manşetleri, TV programları, basın açıklamaları, TBMM kürsüsünden karşı konuşmalar başkanlığı engellemez.

Cumhuriyet lafla değil, eylemle korunur!

Tek yol var: Türkiye’nin tüm muhalefeti Atatürk’te birleşerek ve Cumhuriyet şemsiyesi altında yan yana gelerek büyük mitingler düzenlemeli ve kamuoyuna, gerçekte de öyle olduğu gibi, ibrenin “hayır”da olduğunu göstermelidir. (Bunun hızlı yapılabilmesi, TBMM’deki son oylamayı bile etkiler!)

CHP, VP, MHP tabanı, ÖDP, KP, HKP gibi partiler; DİSK, Türk-İş gibi sendikalar; TMMOB, Barolar, Tabipler Birliği gibi meslek kuruluşları; ADD, ÇYDD, CKD gibi demokratik kitle örgütleri; TGB, Fikir Kulüpleri gibi öğrenci örgütleri; aydınlar, sanatçılar, oyuncular, yazarlar, çizerler, gazeteciler; kısacası Cumhuriyet’e su ve ekmek kadar ihtiyaç duyan tüm kesimler, kimi ayrılıkları kenarda tutarak Cumhuriyet şemsiyesi altında toplanmalıdır.

Sarayın ve AKP’nin Türkiye’ye başkanlık tuzağı ancak böyle engellenir!

Odatv.com

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.