Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri ve ülkemizin büyük bir gazeteci hapishanesine dönüşmesini sadece Avrupalı basın yayın sivil toplum örgütleri değil Avrupalı medya organları da yakından takip ediyor. Ancak son dönemde bu ilgi sadece izleyişte kalmadı. Avrupa’daki Türkçe medyaya, “Sen beceremezsin kenara çekil. Almanya’daki Türk okura haber aktarmak gerekiyorsa bunu da biz sizden iyi yaparız” mesajı veren Avrupalı medya organları art arda Türkçe haber siteleri ile atağa kalktı.
WDR COSMO’DAN “SANSÜRSÜZ TÜRKİYE” ATAĞI
Bunlardan biri Alman devlet televizyon ve radyo kurumu bünyesindeki WDR ve işbirliği yaptığı Cosmo. “Sansürsüz Türkiye” projesi ile Türkçe-Almanca haber ve analiz sitesi ile Türkiye’deki gelişmelere ışık tutuyor.WDR COSMO, “Sansürsüz Türkiye“ projesini sayfasında şöyle tanımlıyor:
“Türkiye yakın tarihinde görülmemiş derecede kapsamlı siyasi ve toplumsal bir dönüşüm içinde. WDR, ‘Sansürsüz Türkiye’ ile ülke hakkında bağımsız ve tarafsız bilgilerin bir araya getirildiği bir platform sunuyor.
WDR COSMO ‘Sansürsüz Türkiye’ projesi ile hemen hemen tüm büyük medya kuruluşlarının hükümet yanlısı olduğu, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kontrol edildiği Türkiye’den bağımsız haberlerin yer aldığı bir platform sunuyor. Türkiye’de medya ve düşünce özgürlüğü ne durumda?
Gazeteler, TV ve radyo istasyonları ile internet siteleri kapatılıyor, muhabirler ve yazarlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Bu haberleri ana akım medyada izlemek hemen hemen imkansız. ‘Sansürsüz Türkiye’ projesi ile COSMO, WDR bünyesinde Türkiye’deki gelişmelere ışık tutan güncel haber, analiz, röportajlar ve yorumları derliyor. Türkiye ya da yurtdışında yaşayan, yaşamak zorunda kalan gazeteciler, akademisyenler ve aydınlar, bu platformda günlük yaşamlarını aktarıyor – Türkçe ve Almanca.”
Proje kapsamında analizleri ile yer alan gazetecileri ise Türk toplumu yakından tanıyor: Can Dündar, Hatice Kamer, Bülent Mumay, Gönül Kıvılcım, Kürşat Akyol.
“TAZ GAZETE”NİN DE ÇIKIŞ İDDİASI AYNI
Alman medyasının hazırlayıp, Türk okurun önüne sürdüğü bir diğer Türkçe haber sitesi ise taz.gazete.
Almanya’nın sol eğilimli gazetelerinden “taz” bünyesinde 19 Ocak 2017 tarihinde yani yarın yayınına Türkçe-Almanca start verecek. Bu “taz.gazete”nin de aynı iddia ile yola çıkması dikkat çekti: Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlalleri.
taz Panter Vakfı tarafından desteklenen ve Fatma Aydemir yönetimindeki 5 kişilik redaksiyonu ile taz.gazete projesi de çıkış sebebini “Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik saldırılar artarken, taz.gazete Türk yazarlara ve gazetecilere özgürce haber ve yorum yapabilecekleri bir platform sunuyor. Türkiye’deki otoriter rejim medyayı bir bir sustururken, taz.gazete haberleri, röportajları, analizleri ile Türkiye’deki ve Almanya’daki Türk gazetecilere bir alan sunuyor” şeklinde tanımlıyor.
taz.gazete’de Cumhuriyet, Diken, Birgün ve Bianet redaksiyonlarından Aydın Engin, Ece Temelkuran gibi isimler de analizler kaleme alacak.Rudi Dutschke Haus merkezli redaksiyonda Fatma Aydemir’in yanı sıra Ali Çelikkan, Canset İçpınar, Elisabeth Kimmerle, Ebru Taşdemir yer alıyor.
www.gazete.taz.de adresindeki taz gazete de 19 Ocak 2017 yani yarından itibaren yayının başlıyor.
Peki, Alman medyasında Türkçe haber sitesi operasyonuna Avrupa’daki Türk gazetecileri nasıl bakıyor?
AVRUPALI TÜRK GAZETECİLER MESAFELİ
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği ATGB, hafta sonunda projektörlerini sayıları her geçen gün yükselen Avrupa’daki Türkçe internet gazetelerine çevirdi. “Avrupa’da Türkçe internet gazeteciliği nereye gidiyor?” konulu ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çalık’ın yönettiği tartışma toplantısına da Alman medyasının Türkçe internet gazeteciliği girişimine ilişkin tartışmalar damga vurdu. ATGB’nin Verdi Sendikası’nın Frankfurt’taki salonunda geçen hafta sonunda gerçekleştirdiği toplantıda söz alan Türk gazeteciler Alman medyasının ülkedeki Türk okura yönelik Türkçe haber portalı girişimini “gerçekçi olmayan” bir adım olarak niteledi.
İLERİCİ GAZETECİLERE “BAĞIMSIZ SİTE” KURMA ÖNERİSİ
Dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise ilerici, çağdaş, laik ve demokrat Avrupalı Türk gazetecilerin bağımsız ve özgür bir haber sitesi ekseninde bir araya gelmeleri çağrısı oldu. Toplantıda konuşmacıların aktardıkları özetle şöyle:
Muhabirce Genel Yayın Yönetmeni Hülya Sancak:“Almanların Türkçe gazete yapması, kiminle, ne amaçla, ne tür bir iş yapılacağına bağlı. TAZ zihniyetinin yöneteceği bir gazete bilindik geleneksel/muhafazakar geniş Türk kitlesinde karşılık bulamaz.”
Avrupa Kültür Genel Yayın Yönetmeni Osman Çutsay: “Avrupa’daki Türkçeli ve aydınlanmacı/cumhuriyetçi/laik bir görüşe şu ya da bu ölçüde yakın toplum kesimlerinin en çok izlediği haber siteleri Türkiye’nin görece muhalif siteleri. Odatv başta olmak üzere… Onu soL Portal ve Cumhuriyet izliyor olmalı… Türkiye ve Türkçeyi bir anomali ve suç unsuru görmeyenler, aydınlanmanın ve ilerici bir cumhuriyetin insanlık için bir şans olduğunu düşünenler harekete geçebilir. Yani İlhan Selçuk-Uğur Mumcu-Abdi İpekçi üçlemesini esas alıp o zeminin üzerinde yükselerek Avrupa medyasındaki bayağılıkları da göğüslemeye kararlı insanlar büyük bir haber sitesi kurabilir. Bunun adımları atılmalıdır.”
seyfialp.wordpress.com sitesi yayıncısı Seyfi Alp: “Bağımsız habercilik maalesef mümkün değil. Sansür günümüzde gazetecileri kuşatmış durumda. Özellikle son zamanlarda ırkçı cinayetler veya saldırılarla ilgili haberleri yazarken muhabir olarak korku da yaşamaya başladık. Bunun en güzel örneği NSU cinayetleri. Ayrıca Türkçe internet sitelerinin ekonomik bağımsızlıklarının yeterli olmayışı da bağımsız haber üretmeyi engelliyor. Bir de siyasi ortam ve çevrenin tepkileri bağımsız haberciliği frenliyor. Redaksiyonu büyük bir Türkçe internet gazetesinde sansürün daha fazla olabileceğini tahmin ediyorum. Tek başına internet haberciliği yapanlar bağımsız haber konusunda daha gözü kara diye düşünüyorum.”
Yeni Posta Yayıncısı Mustafa Bozdurgut: “At sahibine göre kişner, her tür yayında olduğu gibi bu yayınları çıkaranların konuyu kendi bakış açılarına göre değerlendirecekleri doğaldır. Önemli olan haberin doğru verilmesidir. Asıl tehlike yorumla haberin birbirine karıştırılmasıdır.”
Ren Postası Genel Yayın Yönetmeni İsmail Erel:Almanlar tarafından hazırlanan Türkçe sitenin çok da rağbet göreceğine inanmıyorum. Avrupalı Türk okur, objektif olmayacağına inananacaktır. Bu tür Alman medyası tarafından pompalanan haber siteleri, Türk toplumunu bilmedikleri için tutmaz. Avrupa’daki Türklerin vatan sevgisi bir hayli yüksek. Türkiye’ye hakaret edilen bir siteyi okuyacaklarını sanmıyorum.”
Almanya Bülteni Genel Yayın Yönetmeni Arif Şentürk: “Bence Alman gazetelerinin böyle girişimde bulunması Türkçe yayın yapan internet sitelerinin kendilerine çeki düzen vermeleri için önemli bir etki yapabilir. Bu konudan hiç rahatsızlık duymuyorum. Hatta olumlu buluyorum. Ancak bu sitenin haberlerinin büyük bölümünün Türkiye’nin iç siyasetine mesaj verme kaygısıyla olacağından, buradaki okurların kutuplaşmasına yol açacağı düşüncesindeyim.”
Avrupa’daki Türkçe medya nelere gebe, hep beraber bekleyip göreceğiz…
Ancak geçmişteki Alman medyasının Türkçe servislerinin ataklarını da göz önüne aldığımızda, Almanya’da yetişen ve Türkiye’yi yakından tanımayan, Türkçeye gazeteci dili açısından hâkim olamayan redaktörlerle beslenen girişimlerin uzun soluklu olamayacağını ve Avrupalı Türk okur tarafından kucaklanmayacağını daha şimdiden söyleyebiliriz.
Işın Toymaz / Stuttgart
Odatv.com